Türk denizciler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk denizciler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Şubat 2014 Salı

Yabancı Denizcilerle Bizlerin Farkları

Yabancı dediğimize bakmayın,aslında onlar da sizler,bizler gibi etten kemikten insanlar.Buraya kadar her şey aynı fakat nedir bizleri farklı yapan da onlardan daha düşük klansmanda gösteren.Eğitim seviyesi,pasaportları,yaşadıkları coğrafya,ülkelerindeki uygulanmakta olan denizcilik politikaları dediğinizi duyar gibiyim.
Aslına bakarsanız,düşündüklerimizin hemen hepsi doğru.Öncelik olarak eğitim kısmına değinmek istiyorum.Maalesef ülkemizde birçok alanda olduğu gibi bu alanda da birçok eksikler mevcuttur.Eğitim kurumları en az gereksinim olan materyalleri toparlayıp sonrasında birtakım yerlere başvurularını yapıyorlar.Mesela birçok okulda olmazsa olmazların başında simülatörler gelmektedir.Bana sorarsanız sadece simulatör altyapısını tamamlayıp ben yeterliyim demek kendimizi kandırmaktan başka birşey değildir.Ne yapmamız gerekir diye sorarsak eğer,görmüş ve edinmiş olduğum bilgilere dayanarak şunları diyebilirim;Öncelikli olarak birçok okulda simulatörden öte,gerçeklerini öğrencilerine sunabilmelidir.Bütün denizcilik okullarının gemileri olmalıdır.Olmalı ki,o mesleği seçen çocuk,gelecekte ne işle meşgul olacağını bilebilmeli.Tıp fakültelerinde neden kadavra üzerinde çalışırlar ya da uçuş eğitimi alan insanlar neden ön eğitimden hemen sonra eğitim uçuşlarına başlarlar?İşte bunların hepsi o mesleği seçecek kişilerin ne işle meşgul olacaklarını gösterir ve de yolun başında başka alanlara yönelme şansı verir.En basiti,her yıl onlarca belki yüzlerce ticari gemi,söküm merkezlerinde parçalanıp hurdaya ayrılıyorlar.Yani bu gemilerin hepsi o kadar da berbat halde değiller.Pekala bakım yapılıp kıyı seferi yapacak kadar eğitim amaçlı okullara hibe edilebilir,zengin armatörler tarafından hediye edilebilir veyahut devlet desteğiyle bu eğitim kurumları,eğitim gemilerine kavuşabilirler.
Pasaportları ve yaşadıkları coğrafyaları kısmı aslında içiçe olan bir tartışma konusu.Eğer sağlam bir ülkenin(özellikle denizcilik konusunda)vatandaşıysanız aslında pek de fazladan birşey yapmanıza gerek yok aslında.Bir İngiliz,Amerikalı,Hollandalı v.s iseniz 1-0 önde başladınız demektir.Bu kişiler kendilerinin denizcilik konusunda üstün olduklarını kabul etseniz de etmeseniz de kendi yazmış oldukları hüküm ve kurallarla alenen belirtmişlerdir.Zaten geriye de pek fazla söylenecek birşey kalmıyor.
Fakat bizlerin de şöyle bir özelliği var.Her ne kadar çarpık bir eğitim sistemi,alakasız ve bihaber yöneticiler,yanlış politikalar varken,bizlerin en büyük özelliği sayesinde birçok yabancı armatör tarafından ama gemilerine ama yatlarına personel olarak atanıyoruz.Mesela bir Avrupalı veya başka bir memleketli iş adamının yatına Filipinli alınmaz.Onlara göre Filipinli çalışan bir tekne 2.sınıf teknedir.Bu sebeple bizler o konularda şanslıyız.Şanslıyız çünkü şans faktörü önemli.Çünkü dediğimiz gibi politik olarak dış Dünya ile kopuk olduğumuz için ancak şansımız sayesinde bazen birşeyler yapabiliyoruz.Zaten şans verildiği an gerekeni fazlasıyla yapıyoruz.
Bu aşamadan sonra gerçekten bu meslek çalışanlarının birlik olmaları gerekmektedir.Aksi halde ülke filosu daha fazla kaldırmayacak ki kaldırmıyor.Birçok okul mezunu veya yeni başlamak isteyen personel işsiz.Aynı laflar sürekli dönüyor herkesin ağzında ama maalesef başka çıkar yolu yok.

Selametle...