Günümüz ülke şartlarında gemi adamı olmak her ne kadar zor olsa da eskiye göre kıyaslama yapacak olursak çok daha basit bir şekil almış haldedir.Eskiden STCW kurslarının açıldığı ve eğitimin verildiği yerleri baz alırsak ve teknolojinin bu denli olmadığını düşünerek yola çıkarsak eğer ne demek istediğimi tam olarak anlatmış olurum galiba.Eski usule göre şartların zorluğu bu kadar değildi tabii.STCW kursundan daha da zor olan GASM'ın düzenlemiş olduğu sınavlardı.Buradaki zorluk elbette sınavların zorluğu değil,kastettiğimiz zorluk bu sınavın yılda bir defa(duruma göre en fazla iki defa)yapılıyor olması ve tekelden yönetilmesiydi.Yani şimdilerde olduğu gibi taşra teşkilatlarından başvuru yapıp,herhangi bir belirlenmiş GOSS merkezinde sınava girme kolaylığı yoktu.İşiniz yoksa gemiden inin(ister kontratınız bitsin ister bitmesin),sınav başvuru yapın,sınavlara sakin kafayla hazırlanın liman başkanlığı yollarını evinizin yolunu bildiğiniz kadar iyi öğrenin,alakasız memur hegemonyası altında başvuru yapmaya çalışın ve başvurunuzu yaptıktan sonra sınav için İstanbul yollarına düşün.
Bu kadar zorluğu göze almak istemeyip,işi daha az bürokrasiyle çözmek isteyen denizciler ve ehliyetlerinin yükselmesi ağır kanun maddelerine bağlı olanlar için yabancı ehliyete yönelmek o dönemler mantık işiydi.Ama daha sonraları özellikle tayfa kısmından birçok kişi bu işi uyanıklık boyutuna ulaştırarak,kısa yoldan zengin olma hayalleri kuran insanların düşmüş oldukları yanılgıya düşerek,yabancı ehliyet alma işine girişmişlerdir.Tabii piyasada arz-talep ilişkisi oluşmaya başladı ve devamında bu işin tüccarları meydana çıktı.
Türk denizcilik kanunları ve buna paralel olarak bayrakların değişmesiyle beraber bu yöntemle bir yerlere ulaşmak isteyen insanların da önleri açılmış oldu.Bu işi,en az orta öğretim bölümünü (denizcilik meslek lis.) 4 yıl okuyup en az 6 ay staj yapıp peşinden kendini yetiştirmek için yine en az 4-5 yılını bu iş için ayırmış ve toplamda ortalama 10 yılını bu işe harcamış,18 yaşında başladığı meslek hayatında ancak 30 larına doğru geldiğinde mesleğini gerçekten icra etmeye başladığını ve güzel paralar kazanmaya başlayacağı zamanda işte bu noktada bu yabancı ehliyete mensup ve sahip şahıslar tarafından düşürülen meslek kalitesi ve piyasa durumu yüzünden maalesef istedikleri şartlarda ve olanaklarda çalışamıyorlar.
En basit örnek verecek olursam,yaşadığım bir olaydan anlatmak isterim,zamanın birinde staj görevimi yerine getirdiğim Türk bayraklı gemide(4500 dwt),yukarıda bahsi geçen kanunların yeniden düzenlenmesiyle armatörler yabancı bayrağa yönelmeye başlamış ve bizim gemi de nasibini almıştı.Gemimizin bayrağı Panama'ya çevrildi.Haliyle bizim çarkçıbaşı,ikinci çarkçı ve birkaç personel daha işi bırakmışlardı.Sebebi malum sigorta ve doğacak yasal problemlerden dolayı ulaşacak muhatabın problemli olmasıydı.
Neyse,bizim çarkçıbaşı yerine bir beybaba ikinci yerine de 37-42 yaş aralığında bir çarkçı geldi.İlk günler öyle böyle geçerken bizim ikinci çarkçı dozajı abartmaya başladı.Sağa sola bağırmaya başlaması,ben bu geminin ikinci çarkçısıyım gibi hönküre hönküre birilerine bağırması,birşeyleri ispatlamak derdinde olduğundan mıdır yoksa eziklik duygusundan mıdır?bilinmez ama bu tarz girişimleri iyice artmaya başladı ve gemi artık benim için çekilmez bir hale geldi.Neyse ki hizmetim tamamdı ve sınav zamanım gelmişti.Oradan ayrıldım ve ayrıldığım gün evraklarımı alırken bizim ikinci çarkçının Panama ehliyetini gördüm.Türk ehliyeti makine lostromosu olmakla beraber yabancı ehliyette uzakyol ikinci çarkçıydı.Komik bir durumdu ama yapacak birşey de yoktu taa ki bu yazıyı yazana kadar.
Anlatmak istediğim şeyleri bir örnekle daha da açıklayıcı hale getirdim sanırım.Amaç,aşağıdan gelen insanın önünü kapatmak veya o insanı hakir görmek değil.Amaç,aşağıdan gelen insanın geldiği yeri unutmamasını sağlamak veya kişinin bilincinde olmasını sağlaması.Geldiği yeri unutup aldığı paralı ehliyetle insanlara bu tarz zalimlikler yapmak aklın alacağı bir iş değil.
İşin içine para girdi mi maalesef her türlü insanın elde edebileceği bu yeterlilikler dağıtılıyor.Bir nevi güç.Yanlış kişilerin eline geçti mi egoları bastırmak üzerine kullanılıyor,amacından çıkıyor.Bu tarz çarpıklıkların yaşanmaması dileklerimle.
Selametle.