Yat sektörü,daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi denizcilik sektörümüzün sıkıntılı bir iş koludur.Sıkıntı potansiyeli sadece işin stresi yönünden değil aynı zamanda işlerin ve kişilerin piyasa içerisindeki hal ve hareketleriyle doğru orantılıdır.İşler böyle olunca bu piyasaya girmek de çalışmak da o denli zorlaşıyor.
Öncelikle bu piyasada yer edinmek istiyorsanız mutlaka ama mutlaka birilerinin size el vermesi gerekli.El vermek mecazi olarak söylenmiştir.Yani birilerinin size önayak olması,size kefil olması,referans göstermesi veya kendi yerine o teknede doğacak pozisyona yerleştirmesi gerekir.Aksi halde istediğiniz kadar acenta kapılarında dolaşın,internet aleminde onlarca sayfaya,foruma üye olun,marinalarda gezin tozun,olmaz olmaz olmaz.Kimse sizi işe almaz.Sadece siz özgeçmişinizi bırakırsanız şayet bundan doğacak bir mutlulukla oradan ayrılır hayal aleminde kürek çekersiniz.Çapınızın genişlemesi gereklidir.Bunu sağlamanın en kolay yollarını sizlere yazayım.
Yat sektöründe çalışan bir arkadaş,çevre edinmeye bakın.Çevrenizde olsun,arkadaşlarınızın çevrelerinden olsun birilerini araya koyup bu sektördeki çevrenizi genişletmeye çalışın.Size referans olacak biri veya birileri sayesinde orta veya düşük ölçekli kapasiteye sahip bir teknede çalışmaya başlayabilirsiniz.Unutulmamalı ki
giriş olarak iş seçimi yapmamak lehinize olacaktır.Bu tamamen şans ama genel olarak büyük,kaliteli ve iyi altyapısı olan teknelere bu sektörde en az 5 yılını doldurmuş makine personellerini tercih ederler.Çünkü 5 yılını dolduran personel,artık ticari bahriyeden kopmuş tamamen yatçı olmuştur tabir i caizse.
Baktınız çevrenizde bu tarz kişiler yok ve kendi imkanlarınız dahilinde birşeyler yapmak isteyeceksiniz.İşte o zaman gerçekten bir şans faktörü giriyor işin içine.Giriş yapayım da ne olursa olsun diyorsanız marinalarda bulunan tur teknelerinden işe girerek başlayabilirsiniz.Marinalarda bulunduğunuz süre hem sizin yat sektöründeki hizmet günlerinizi başlatmış olacak hem de sizin keşif yapıp bir üst basamağa sıçramanıza olanak sağlayacak keşfinize yardımcı olacaktır.
Fakat daha önce de belirttiğim gibi yat sektörü makineciler için biraz sancılı çalışma ortamı sunuyor.Özellikle son dönemde hızla artan büyük tonaj tekneler ve Dünya üzerindeki uluslararası kanunların değişmesi sebebiyle bu sektörde makinecilerin de sayısal çoğunluğunun eskiye nazaran arttığını görmekteyiz.Fakat makinecilerin birçoğu(%85diyelim)hâlâ bu sektöre karşı önyargılı.Bunları görmek için tabii ki müneccim olmaya da gerek yok.En basit sebepleri,3 aylık bir kursla 500 grt yat kaptanı ehliyeti alan adama karşı elindeki yüksek ehliyetiyle biat etmeme ve ayak uyduramama sorunu ya da yine pek bir geçmişi olmayan kişilerin veya olan kişilerin(kaptanların)hegemonyası altında ezilme ve ezilme korkularıdır.Bunu birçok makineci dillendirmek istemez ama maalesef böyledir.
İyi çalışmalar dilerim.
yat sektoru ve makine zabitleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yat sektoru ve makine zabitleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Şubat 2014 Perşembe
4 Şubat 2014 Salı
Yat Sektörü ve Makine Zabitleri
Yat sektörü çok ilginç ve içerisinde bir o kadar insanı barındıran,denizciliğin adeta kangrenli bir uzuvu haline dönüşmüş olan koludur.
Yat sektörü,hem güverte hem de makine zabitleri için gerçekten çok zor uyum sağlayabilecekleri bir alan olmakla beraber birçoğu ya başlamıyor ya da başlayıp hemen ardından bırakıyorlar.Maalesef durum bu haldedir.Aslında denizciliğin son döneminde patlama yapmış olan ehliyetli ama yetersiz eleman fazlalığı, insanların son dönemde bu sektöre fazlasıyla yönelmelerine neden olmuştur.Ama bu etkenlere ve etmenlere rağmen yat sektöründe patronlar genellikle kaptanları muhatap alırlar.Güverteciler bu konuda daha avantajlılar diyebiliriz.Ticari gemilerin ofislerine veya merkezlerine gittiğiniz zaman,hangi sınıf gemi adamı olursanız olun mutlaka bir ön görüşme olacaktır ve karşınızda sizi dikkate alan birileri olacaktır mutlaka.Ama yat sektöründe,çok çok iyi çarkçı olmanız,yat sektöründe ''en az'' 5-10 yıl hizmet vermeniz,yat raconunu bilmeniz(bunu daha sonra açıklamalı olarak yazacağım),etiketli konuşmayı iyi bilmeniz ve haddinden fazla insan tanımanız durumunda bu sektörde hatırı sayılır bir teknede iş bulabileceğiniz anlamına gelir.
Fakat bu durum güverte sınıfı gemi adamları için böyle değil.İster fırıncı olsun,ister okulunu okusun eline en az bir yat kaptanı ehliyetini alan herkes doğrudan mal sahiplerinin(tekne sahipleri)muhatabıdır.Eğer yazdıklarımdan şüphe duyuyorsanız test edebilirsiniz.Yanınıza makineci/güverteci arkadaşınızı alıp,X isimli bir yeri arayın.İkiniz de aynı tecrübelere sahip olun hatta makineci daha fazla tecrübeli de olabilir,arayın,konuşun.Makinecinin alacağı cevabı duyar gibiyim,''teşekkür ederiz,şu an ihtiyacımız yok.''Ama kaptan arkadaşa ayaküstü dahi olsa birkaç soru sorulur ve mülakat edilir.Durumun vehameti böyle arkadaşlar.
İşte tekne-yat sektöründe makinecilerin en büyük sıkıntıları bunlar ve bunlardan doğan sorunlardır.Armatörle başlayan ikinci sınıf eleman pozisyonu,kaptanın ve güdümündeki gemicilerin aba altından sopa göstermeleriyle devam eder.Eğer yat sektöründe makineciyseniz fabrika gibi üretim yapabilmeli,kaptan oldur dediğinde oldurabilmeli,herşeyin sanki Allah yapısıymış gibi bozulmamasını sağlamalı,herkesten çok çalışıp ama hiçbirşey yapmıyormuş gibi davranılmasına ses çıkarmamalı,geleceğin kaptanı olan gemicilere saygıda kusur etmemeli ve onlara bu konuda tam destek vermeli,hak talebinde bulunmamalı zira zaten çalışmıyor yatıyoruz,aradaki yetkililere(müdür,menajer)yağdanlık yapmalı veya bunu yapmaya zorlanmalı gibi sayabileceğim onlarca sıkıntı makineci arkadaşları bekliyor.Hangi yeterlilikte olursanız olun,hangi okuldan mezun olursanız olun.Kaldı ki genel olarak şöyle de bir kanı var,ehliyet ve tecrübe ne kadar yüksekse o kadar baskı altına alınmaya ve ezilmeye çalışılırsınız.
Dedikodular bütün makinecilerin kaderidir.Maalesef bu yatlarda daha da sert ve ileri boyutlarda seyretmektedir.Birçok kaptan özellikle ilk ve ikinci sezonlarda makinecilerin önlerini devamlı kesecektir ve kesmek isteyecektir.Zira patronla yakınlaşması demek gerçeklerin gün yüzüne çıkması demektir onlar için.
Biliyorum bu yazıyı okuyan birçok güverteci veya kaptan arkadaşlarım bana kızacaklar.Kızmak yerine şapkayı önünüze koyup özeleştiri yapmayı da deneyebilirsiniz.
Bu alanda ve gemilerde çalıştığım mükemmel insanlar da mevcut elbette.Yazım onlar için değil,onları tenzih ediyorum.
Selametle...Pruvanız neta olsun.
Yat sektörü,hem güverte hem de makine zabitleri için gerçekten çok zor uyum sağlayabilecekleri bir alan olmakla beraber birçoğu ya başlamıyor ya da başlayıp hemen ardından bırakıyorlar.Maalesef durum bu haldedir.Aslında denizciliğin son döneminde patlama yapmış olan ehliyetli ama yetersiz eleman fazlalığı, insanların son dönemde bu sektöre fazlasıyla yönelmelerine neden olmuştur.Ama bu etkenlere ve etmenlere rağmen yat sektöründe patronlar genellikle kaptanları muhatap alırlar.Güverteciler bu konuda daha avantajlılar diyebiliriz.Ticari gemilerin ofislerine veya merkezlerine gittiğiniz zaman,hangi sınıf gemi adamı olursanız olun mutlaka bir ön görüşme olacaktır ve karşınızda sizi dikkate alan birileri olacaktır mutlaka.Ama yat sektöründe,çok çok iyi çarkçı olmanız,yat sektöründe ''en az'' 5-10 yıl hizmet vermeniz,yat raconunu bilmeniz(bunu daha sonra açıklamalı olarak yazacağım),etiketli konuşmayı iyi bilmeniz ve haddinden fazla insan tanımanız durumunda bu sektörde hatırı sayılır bir teknede iş bulabileceğiniz anlamına gelir.
Fakat bu durum güverte sınıfı gemi adamları için böyle değil.İster fırıncı olsun,ister okulunu okusun eline en az bir yat kaptanı ehliyetini alan herkes doğrudan mal sahiplerinin(tekne sahipleri)muhatabıdır.Eğer yazdıklarımdan şüphe duyuyorsanız test edebilirsiniz.Yanınıza makineci/güverteci arkadaşınızı alıp,X isimli bir yeri arayın.İkiniz de aynı tecrübelere sahip olun hatta makineci daha fazla tecrübeli de olabilir,arayın,konuşun.Makinecinin alacağı cevabı duyar gibiyim,''teşekkür ederiz,şu an ihtiyacımız yok.''Ama kaptan arkadaşa ayaküstü dahi olsa birkaç soru sorulur ve mülakat edilir.Durumun vehameti böyle arkadaşlar.
İşte tekne-yat sektöründe makinecilerin en büyük sıkıntıları bunlar ve bunlardan doğan sorunlardır.Armatörle başlayan ikinci sınıf eleman pozisyonu,kaptanın ve güdümündeki gemicilerin aba altından sopa göstermeleriyle devam eder.Eğer yat sektöründe makineciyseniz fabrika gibi üretim yapabilmeli,kaptan oldur dediğinde oldurabilmeli,herşeyin sanki Allah yapısıymış gibi bozulmamasını sağlamalı,herkesten çok çalışıp ama hiçbirşey yapmıyormuş gibi davranılmasına ses çıkarmamalı,geleceğin kaptanı olan gemicilere saygıda kusur etmemeli ve onlara bu konuda tam destek vermeli,hak talebinde bulunmamalı zira zaten çalışmıyor yatıyoruz,aradaki yetkililere(müdür,menajer)yağdanlık yapmalı veya bunu yapmaya zorlanmalı gibi sayabileceğim onlarca sıkıntı makineci arkadaşları bekliyor.Hangi yeterlilikte olursanız olun,hangi okuldan mezun olursanız olun.Kaldı ki genel olarak şöyle de bir kanı var,ehliyet ve tecrübe ne kadar yüksekse o kadar baskı altına alınmaya ve ezilmeye çalışılırsınız.
Dedikodular bütün makinecilerin kaderidir.Maalesef bu yatlarda daha da sert ve ileri boyutlarda seyretmektedir.Birçok kaptan özellikle ilk ve ikinci sezonlarda makinecilerin önlerini devamlı kesecektir ve kesmek isteyecektir.Zira patronla yakınlaşması demek gerçeklerin gün yüzüne çıkması demektir onlar için.
Biliyorum bu yazıyı okuyan birçok güverteci veya kaptan arkadaşlarım bana kızacaklar.Kızmak yerine şapkayı önünüze koyup özeleştiri yapmayı da deneyebilirsiniz.
Bu alanda ve gemilerde çalıştığım mükemmel insanlar da mevcut elbette.Yazım onlar için değil,onları tenzih ediyorum.
Selametle...Pruvanız neta olsun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)