Gemi dizel 2- 0 b
Gemi dizel makineleri 2 (megep)
19 Şubat 2014 Çarşamba
Dizel Motorlari Ve Operasyonu-Gemi Yardimci Makineleri Ve Sistem.pdf - 9 MB
Dizel Motorlari Ve Operasyonu-Gemi Yardimci Makineleri Ve Sistem.pdf - 9 MB
Deniz motorcusu,deniz makinisti(sınırlı makine zabiti ve sınırlı başmakinist)sınavlarına hazırlanmak için hazırlanmış çalışma kitabıdır.
İyi çalışmalar dilerim.
Deniz motorcusu,deniz makinisti(sınırlı makine zabiti ve sınırlı başmakinist)sınavlarına hazırlanmak için hazırlanmış çalışma kitabıdır.
İyi çalışmalar dilerim.
16 Şubat 2014 Pazar
Online Belge Sorgulama(Gemiadamı cüzdan sorgulama/doğrulama)
Online cüzdan sorgulama/doğrulama işlemi için link buradan
DENİZ VE İÇ SULAR DÜZENLEME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİLGİ EDİNME BİRİMİ;
Gerçek ve Tüzel kişi olarak başvuru yapabileceğiniz,başvurularınızı sorgulayabileceğiniz,bilgi edinme platformudur.
Link için buradan
Link için buradan
e-Denizcilik Bilgi Sistemi
Eskilere nazaran son dönemde teknolojiyi denizcilik alanında kullanmaya başlamamızla beraber birçok kolaylık ve yenilik ayaklarımıza kadar geliyor.
Liman başkanlıklarına teslim ettiğiniz liman cüzdanlarınızın işleme alınıp alınmadığını veya hangi süreçte olduğunu takip edebilmenize olanak sağlayacak kısayollar ve linkler bulunmaktadır.Bunlardan en önemlisi olan,liman cüzdanınızı takip olanağı sağlayan linki paylaşmaktayım;
Buradan
Buradan
15 Şubat 2014 Cumartesi
14 Şubat 2014 Cuma
Dizel Makinelerde Arıza Nedenleri
MAKİNENİN
ANORMAL ÇALIŞMASINA AİT ARIZALAR
MAKİNE BİRDEN BİRE DURUYOR.
SEBEBİ
1.Yakıt özelliğini kaybetmiştir.
a.Yakıtta hava vardır.
b.Yakıtta su vardır.
2.Yeterli yakıt gelmemektedir.
a.Yakıt tankı boş veya devre tıkalıdır.
b.Filtre/Straynerler tıkanmıştır.
c.Yakıt tulumbası çalışmıyordur.
d.Yakıt devresi hava yapmıştır.
3.Gavarnörler kumanda etmiyordur.
4.Egzost manifoldu tıkalıdır.
5.Süpürme havası yeterli değildir.
6.Piston ve yataklar sarmıştır.
GİDERİLMESİ
1.a.Prayming yaparak yakıtın havasını al
b.Yakıttaki suyu dreyn et.
2.a.Tank boş ise yakıtı tamamlayınız.
b.Filtre/Straynerleri temizleyiniz.
c.Tulumbayı arıza için kontrol edip onarınız.
d.Devreyi prayming yaparak havasını kaçırınız.
3.Gavarnörün test cihazında ayarını yaptırınız.
4.Egzost manifoldunu temizleyiniz. Geri basınç yapmaması lazım ve valf ayarlarının düzgün olması gerekir
5.a.Yenisi ile değiştiriniz.
b.Filtre ve saylanseri temizleyiniz
6.Yenileri ile değiştiriniz.
MAKİNE AMBELEYE KALKIYOR
SEBEBİ
1.Gavarnör sistemi yük değişmelerine kumanda etmiyor.
2.Yakıt tulumbası tutukluk yapmaktadır.
3.Takometre hatalı göstermektedir. Uygun devre gelecek diye yüksek devre çıkılmıştır.
GİDERİLMESİ
1.Gavarnörün test tezgahında alçak ve yüksek sürat ayarlarını yaptır.
2.Tulumba bağlantılarının normal çalışıp çalışmadığını kontrol ediniz.
3.Seyyar takometre ile makine devrini kontrol ediniz.
MAKİNE YÜK KALDIRMIYOR
SEBEBİ
1.Kompresyon düşüktür.
a.Kaver gasketi kaçırmaktadır.
b.Valflar kaçırmaktadır.
c.segmanlar aşınmıştır.
d.Blok veya silindirde yara vardır.
e.Piston veya layner aşınmıştır.
2.Yeterli yakıt gelmemektedir.
a.Filtreler tıkalıdır.
b.Yakıt devreleri sızdırmaktadır.
c.Yakıt besleme tulumba kapasitesi düşüktür.
d.Püskürtme tulumba elemanları aşınmıştır.
3.Egzost dairesinde ve susturucuda tıkanıklık vardır.
4.Rekkolu ayarı yanlış yapılmıştır.
5.Gavarnör iyi kumanda etmiyordur.
6.Bir veya birkaç silindirde yanma olmuyordur.
7.Yeterli hava gelmemektedir.
a.Emme veya egzost portu tıkalıdır.
b.Hava süzgeci veya saylenser tıkalıdır
GİDERİLMESİ
1.a.Kaver somunlarını uygun torkta sıkınız. Yine kaçırma varsa gasketi değiştiriniz.
b.Valfları alıştırınız
c.Segmanları değiştiriniz.
d.Yara küçük ise 404 ile sıvayınız.
e.Piston veya laynerin aşıntı kontrolünü yapınız.
2.a.Filtreleri temizleyiniz.
b.Kaçakları gideriniz.
c.Tulumba dişlilerinin klerensini kontrol edin gerekirse değiştirin
d.Aşınmış parçaları yeniler ile değiştirin. Düzeltilebilecekleri lapping pleytle alıştırın.
3.Egzostu ve susturucuyu temizleyiniz.
4.Rekkolu üzerindeki iki noktaya dişli üzerindeki noktanın gelmesini sağlayınız.
5.Gavarnör ayarını kontrol ediniz.
6.Arızalı silindiri tespit edip enjektörünü değiştiriniz.
7.a.Manifoltları sökerek portları temizleyiniz.
b.Hava süzgeç ve saylanserini temizleyiniz.
GAZ KOLU STOP'A ALINDIĞI HALDE MAKİNE STOP ETMİYOR
SEBEBİ
1.Yakıt rek kolları ayarı yanlış yapılmıştır.
2.Enjektör yakıt sızdırmaktadır.
3.Blower karterden yağ emmektedir.
4.Yakıt püskürtme sistemi yanlış ayar edilmiştir.
GİDERİLMESİ
1.Tekrar ayar yapınız.
2.Küre başlı çek valf yayını değiştirip tazyik testi yapınız.
3.Hava air maiz süzgeci tıkanmış yağı süzmemektedir. Temizleyiniz.
4.Enjektör ayarlarını tekrar yapınız.
MAKİNEDE BAZI SİLİNDİRLER YAKMIYORDUR
SEBEBİ
1.Yakıtta hava vardır.
2.Yakıt filtresi pistir.
3.Yakıtta su vardır.
4.Enjektör tutmuştur.
5.Yakıt püskürtme pompası arızalıdır.
6.Hava süzgeç veya saylanseri arızalıdır.
7.Silindir emme veya egzost valfları tutmuş veya kaçırmaktadır.
8.Piston veya layner aşınmıştır.
GİDERİLMESİ
1.Prayming yaparak havayı alınız.
2.Filtreyi temizleyiniz.
3.Tanktan suyu dreyn ediniz.
4.Enjektöre plancer tecrübesi yapınız.
5.Pompaya eşit basma miktar tecrübesi yapınız.
6.Süzgeç veya saylanseri temizleyiniz.
7.Valfları alıştırınız veya valf ayarı yapınız.
8.Aşıntı kontrolü yapınız. Gerekirse yenileyiniz.
MAKİNE SIK SIK DEVİRDEN DÜŞÜYOR.
SEBEBİ
1.Yakıt devresinde hava vardır.
2.Gavarnör düzgün çalışmamaktadır.
a.Ağırlıkların olduğu yere yağ dolmuştur.
b.Gavernör kumanda bağlantıları yanlış ayar edilmiştir.
3.Yakıt filtresi tıkanmıştır.
4.Bir veya birkaç silindir yakmıyordur.
5.Yakıt püskürtme sistemi arızalıdır.
a.Tulumba veya nozul tutukluk yapıyordur.
b.Enjektör aşınmıştır.
c.Tulumba arızalıdır.
6.Soğutma suyu harareti çok düşüktür.
7.Düşük süratlerde çok fazla yük verilmiştir.
8.Valf ayarları bozuktur.
9.Makine aşırı yüklenmiştir.
GİDERİLMESİ
1.Yakıt devresini prayming ediniz.
2.a.Ağırlık bölümündeki yağı bir el yağdanlığı ile boşaltınız
b.Gavernör ayarını tekrar yapınız.
3.Filtreyi temizleyiniz.
4.Yakmayan silindirin enjektörünü kontrol ediniz.
5.a.Püskürtme tecrübesi yapınız.
b.Enjektör elemanlarını yenileyiniz.
c.Tulumbayı değiştiriniz.
6.Termostat ayarını kontrol ediniz
7.Makine yükünü birden bire değil azar azar vermelidir.
8.Valf ayarı yapınız.
9.Makineyi kapasitesinden fazla yüklemeyiniz.
MAKİNEDE ÇALIŞIRKEN SİLİNDİR EMNİYET VALFI SIK SIK ATMAKTADIR.
SEBEBİ
1.Silindire fazla yakıt püskürmektedir.
a.Püskürtme tulumbası iyi çalışmıyor.
b.Memede damlama vardır.
2.Emniyet valfı yayının tansiyonu azdır
3.Silindirde fazla yağ vardır.
4.Egzost devresinde tıkanıklık vardır.
5.Enjektör ayarları yanlıştır.
GİDERİLMESİ
1.a.Püskürtme basınç tecrübesi yapınız.
b.Meme basınç tecrübesi yapınız. Küre çek valfını değiştiriniz.
2.Ayar somununu gevşeterek yayı patlama kesilene kadar sıkınız.
3.Endikeyter musluklarını açınız.Makineyi torna çark ederek silindirdeki yabancı maddeleri atınız.
4.Egzostu temizleyiniz.
5.Enjektör ayarını tekrar yapınız.
MAKİNE İSTENİLEN SÜRATE YÜKSELMİYOR.
SEBEBİ
1.Rekkolları ayarsızdır.
2.Gavarnör veya kumanda bağlantıları ayarsızdır.
3.Makine fazla yüklenmiştir.
4.Püskürtme sistemi arızalıdır.
GİDERİLMESİ
1.Rekkollarının ayarını yapınız.
2.Kumanda tertibatı ayarını tekrar yapınız
3.Makine gücünü kontrol ediniz.
4.Arızayı gideriniz.
MAKİNE RAKS YAPIYOR
SEBEBİ
1.Makine gavernörü iyi çalışmıyor.
a.Gavernör bağlantıları tutukluk yapıyor.
b.Gavernör pistir.
c.Gavernör ayarı bozuktur.
d.İğne valf tam kapalıdır.
2.Gavarnör makine devrini sabit tutamayacak kadar devrede fazla yük vardır.
3.Enjektör işeme yapıyordur.
GİDERİLMESİ
1.a.Gavarnör bağlantılarını kontrol ediniz.
b.Gavernör yağını dreyn edip gavernörü temizleyiniz.
c.Gavernör yay tansiyonunu ayarlayınız.
d.İğne valfı tam kapayıp çeyrek tur gevşetiniz.
2.Yük değişimlerini yaparken gavernöre kendini toplaması için zaman bırakınız.
3.Meme püskürtme ve basınç tutma tecrübelerini yapınız.
MAKİNE BİRDEN BİRE DURUYOR.
SEBEBİ
1.Yakıt özelliğini kaybetmiştir.
a.Yakıtta hava vardır.
b.Yakıtta su vardır.
2.Yeterli yakıt gelmemektedir.
a.Yakıt tankı boş veya devre tıkalıdır.
b.Filtre/Straynerler tıkanmıştır.
c.Yakıt tulumbası çalışmıyordur.
d.Yakıt devresi hava yapmıştır.
3.Gavarnörler kumanda etmiyordur.
4.Egzost manifoldu tıkalıdır.
5.Süpürme havası yeterli değildir.
6.Piston ve yataklar sarmıştır.
GİDERİLMESİ
1.a.Prayming yaparak yakıtın havasını al
b.Yakıttaki suyu dreyn et.
2.a.Tank boş ise yakıtı tamamlayınız.
b.Filtre/Straynerleri temizleyiniz.
c.Tulumbayı arıza için kontrol edip onarınız.
d.Devreyi prayming yaparak havasını kaçırınız.
3.Gavarnörün test cihazında ayarını yaptırınız.
4.Egzost manifoldunu temizleyiniz. Geri basınç yapmaması lazım ve valf ayarlarının düzgün olması gerekir
5.a.Yenisi ile değiştiriniz.
b.Filtre ve saylanseri temizleyiniz
6.Yenileri ile değiştiriniz.
MAKİNE AMBELEYE KALKIYOR
SEBEBİ
1.Gavarnör sistemi yük değişmelerine kumanda etmiyor.
2.Yakıt tulumbası tutukluk yapmaktadır.
3.Takometre hatalı göstermektedir. Uygun devre gelecek diye yüksek devre çıkılmıştır.
GİDERİLMESİ
1.Gavarnörün test tezgahında alçak ve yüksek sürat ayarlarını yaptır.
2.Tulumba bağlantılarının normal çalışıp çalışmadığını kontrol ediniz.
3.Seyyar takometre ile makine devrini kontrol ediniz.
MAKİNE YÜK KALDIRMIYOR
SEBEBİ
1.Kompresyon düşüktür.
a.Kaver gasketi kaçırmaktadır.
b.Valflar kaçırmaktadır.
c.segmanlar aşınmıştır.
d.Blok veya silindirde yara vardır.
e.Piston veya layner aşınmıştır.
2.Yeterli yakıt gelmemektedir.
a.Filtreler tıkalıdır.
b.Yakıt devreleri sızdırmaktadır.
c.Yakıt besleme tulumba kapasitesi düşüktür.
d.Püskürtme tulumba elemanları aşınmıştır.
3.Egzost dairesinde ve susturucuda tıkanıklık vardır.
4.Rekkolu ayarı yanlış yapılmıştır.
5.Gavarnör iyi kumanda etmiyordur.
6.Bir veya birkaç silindirde yanma olmuyordur.
7.Yeterli hava gelmemektedir.
a.Emme veya egzost portu tıkalıdır.
b.Hava süzgeci veya saylenser tıkalıdır
GİDERİLMESİ
1.a.Kaver somunlarını uygun torkta sıkınız. Yine kaçırma varsa gasketi değiştiriniz.
b.Valfları alıştırınız
c.Segmanları değiştiriniz.
d.Yara küçük ise 404 ile sıvayınız.
e.Piston veya laynerin aşıntı kontrolünü yapınız.
2.a.Filtreleri temizleyiniz.
b.Kaçakları gideriniz.
c.Tulumba dişlilerinin klerensini kontrol edin gerekirse değiştirin
d.Aşınmış parçaları yeniler ile değiştirin. Düzeltilebilecekleri lapping pleytle alıştırın.
3.Egzostu ve susturucuyu temizleyiniz.
4.Rekkolu üzerindeki iki noktaya dişli üzerindeki noktanın gelmesini sağlayınız.
5.Gavarnör ayarını kontrol ediniz.
6.Arızalı silindiri tespit edip enjektörünü değiştiriniz.
7.a.Manifoltları sökerek portları temizleyiniz.
b.Hava süzgeç ve saylanserini temizleyiniz.
GAZ KOLU STOP'A ALINDIĞI HALDE MAKİNE STOP ETMİYOR
SEBEBİ
1.Yakıt rek kolları ayarı yanlış yapılmıştır.
2.Enjektör yakıt sızdırmaktadır.
3.Blower karterden yağ emmektedir.
4.Yakıt püskürtme sistemi yanlış ayar edilmiştir.
GİDERİLMESİ
1.Tekrar ayar yapınız.
2.Küre başlı çek valf yayını değiştirip tazyik testi yapınız.
3.Hava air maiz süzgeci tıkanmış yağı süzmemektedir. Temizleyiniz.
4.Enjektör ayarlarını tekrar yapınız.
MAKİNEDE BAZI SİLİNDİRLER YAKMIYORDUR
SEBEBİ
1.Yakıtta hava vardır.
2.Yakıt filtresi pistir.
3.Yakıtta su vardır.
4.Enjektör tutmuştur.
5.Yakıt püskürtme pompası arızalıdır.
6.Hava süzgeç veya saylanseri arızalıdır.
7.Silindir emme veya egzost valfları tutmuş veya kaçırmaktadır.
8.Piston veya layner aşınmıştır.
GİDERİLMESİ
1.Prayming yaparak havayı alınız.
2.Filtreyi temizleyiniz.
3.Tanktan suyu dreyn ediniz.
4.Enjektöre plancer tecrübesi yapınız.
5.Pompaya eşit basma miktar tecrübesi yapınız.
6.Süzgeç veya saylanseri temizleyiniz.
7.Valfları alıştırınız veya valf ayarı yapınız.
8.Aşıntı kontrolü yapınız. Gerekirse yenileyiniz.
MAKİNE SIK SIK DEVİRDEN DÜŞÜYOR.
SEBEBİ
1.Yakıt devresinde hava vardır.
2.Gavarnör düzgün çalışmamaktadır.
a.Ağırlıkların olduğu yere yağ dolmuştur.
b.Gavernör kumanda bağlantıları yanlış ayar edilmiştir.
3.Yakıt filtresi tıkanmıştır.
4.Bir veya birkaç silindir yakmıyordur.
5.Yakıt püskürtme sistemi arızalıdır.
a.Tulumba veya nozul tutukluk yapıyordur.
b.Enjektör aşınmıştır.
c.Tulumba arızalıdır.
6.Soğutma suyu harareti çok düşüktür.
7.Düşük süratlerde çok fazla yük verilmiştir.
8.Valf ayarları bozuktur.
9.Makine aşırı yüklenmiştir.
GİDERİLMESİ
1.Yakıt devresini prayming ediniz.
2.a.Ağırlık bölümündeki yağı bir el yağdanlığı ile boşaltınız
b.Gavernör ayarını tekrar yapınız.
3.Filtreyi temizleyiniz.
4.Yakmayan silindirin enjektörünü kontrol ediniz.
5.a.Püskürtme tecrübesi yapınız.
b.Enjektör elemanlarını yenileyiniz.
c.Tulumbayı değiştiriniz.
6.Termostat ayarını kontrol ediniz
7.Makine yükünü birden bire değil azar azar vermelidir.
8.Valf ayarı yapınız.
9.Makineyi kapasitesinden fazla yüklemeyiniz.
MAKİNEDE ÇALIŞIRKEN SİLİNDİR EMNİYET VALFI SIK SIK ATMAKTADIR.
SEBEBİ
1.Silindire fazla yakıt püskürmektedir.
a.Püskürtme tulumbası iyi çalışmıyor.
b.Memede damlama vardır.
2.Emniyet valfı yayının tansiyonu azdır
3.Silindirde fazla yağ vardır.
4.Egzost devresinde tıkanıklık vardır.
5.Enjektör ayarları yanlıştır.
GİDERİLMESİ
1.a.Püskürtme basınç tecrübesi yapınız.
b.Meme basınç tecrübesi yapınız. Küre çek valfını değiştiriniz.
2.Ayar somununu gevşeterek yayı patlama kesilene kadar sıkınız.
3.Endikeyter musluklarını açınız.Makineyi torna çark ederek silindirdeki yabancı maddeleri atınız.
4.Egzostu temizleyiniz.
5.Enjektör ayarını tekrar yapınız.
MAKİNE İSTENİLEN SÜRATE YÜKSELMİYOR.
SEBEBİ
1.Rekkolları ayarsızdır.
2.Gavarnör veya kumanda bağlantıları ayarsızdır.
3.Makine fazla yüklenmiştir.
4.Püskürtme sistemi arızalıdır.
GİDERİLMESİ
1.Rekkollarının ayarını yapınız.
2.Kumanda tertibatı ayarını tekrar yapınız
3.Makine gücünü kontrol ediniz.
4.Arızayı gideriniz.
MAKİNE RAKS YAPIYOR
SEBEBİ
1.Makine gavernörü iyi çalışmıyor.
a.Gavernör bağlantıları tutukluk yapıyor.
b.Gavernör pistir.
c.Gavernör ayarı bozuktur.
d.İğne valf tam kapalıdır.
2.Gavarnör makine devrini sabit tutamayacak kadar devrede fazla yük vardır.
3.Enjektör işeme yapıyordur.
GİDERİLMESİ
1.a.Gavarnör bağlantılarını kontrol ediniz.
b.Gavernör yağını dreyn edip gavernörü temizleyiniz.
c.Gavernör yay tansiyonunu ayarlayınız.
d.İğne valfı tam kapayıp çeyrek tur gevşetiniz.
2.Yük değişimlerini yaparken gavernöre kendini toplaması için zaman bırakınız.
3.Meme püskürtme ve basınç tutma tecrübelerini yapınız.
13 Şubat 2014 Perşembe
Yat Sektöründe Makinecilerin İş Bulma Sıkıntıları ve Sektöre Girememeleri
Yat sektörü,daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi denizcilik sektörümüzün sıkıntılı bir iş koludur.Sıkıntı potansiyeli sadece işin stresi yönünden değil aynı zamanda işlerin ve kişilerin piyasa içerisindeki hal ve hareketleriyle doğru orantılıdır.İşler böyle olunca bu piyasaya girmek de çalışmak da o denli zorlaşıyor.
Öncelikle bu piyasada yer edinmek istiyorsanız mutlaka ama mutlaka birilerinin size el vermesi gerekli.El vermek mecazi olarak söylenmiştir.Yani birilerinin size önayak olması,size kefil olması,referans göstermesi veya kendi yerine o teknede doğacak pozisyona yerleştirmesi gerekir.Aksi halde istediğiniz kadar acenta kapılarında dolaşın,internet aleminde onlarca sayfaya,foruma üye olun,marinalarda gezin tozun,olmaz olmaz olmaz.Kimse sizi işe almaz.Sadece siz özgeçmişinizi bırakırsanız şayet bundan doğacak bir mutlulukla oradan ayrılır hayal aleminde kürek çekersiniz.Çapınızın genişlemesi gereklidir.Bunu sağlamanın en kolay yollarını sizlere yazayım.
Yat sektöründe çalışan bir arkadaş,çevre edinmeye bakın.Çevrenizde olsun,arkadaşlarınızın çevrelerinden olsun birilerini araya koyup bu sektördeki çevrenizi genişletmeye çalışın.Size referans olacak biri veya birileri sayesinde orta veya düşük ölçekli kapasiteye sahip bir teknede çalışmaya başlayabilirsiniz.Unutulmamalı ki
giriş olarak iş seçimi yapmamak lehinize olacaktır.Bu tamamen şans ama genel olarak büyük,kaliteli ve iyi altyapısı olan teknelere bu sektörde en az 5 yılını doldurmuş makine personellerini tercih ederler.Çünkü 5 yılını dolduran personel,artık ticari bahriyeden kopmuş tamamen yatçı olmuştur tabir i caizse.
Baktınız çevrenizde bu tarz kişiler yok ve kendi imkanlarınız dahilinde birşeyler yapmak isteyeceksiniz.İşte o zaman gerçekten bir şans faktörü giriyor işin içine.Giriş yapayım da ne olursa olsun diyorsanız marinalarda bulunan tur teknelerinden işe girerek başlayabilirsiniz.Marinalarda bulunduğunuz süre hem sizin yat sektöründeki hizmet günlerinizi başlatmış olacak hem de sizin keşif yapıp bir üst basamağa sıçramanıza olanak sağlayacak keşfinize yardımcı olacaktır.
Fakat daha önce de belirttiğim gibi yat sektörü makineciler için biraz sancılı çalışma ortamı sunuyor.Özellikle son dönemde hızla artan büyük tonaj tekneler ve Dünya üzerindeki uluslararası kanunların değişmesi sebebiyle bu sektörde makinecilerin de sayısal çoğunluğunun eskiye nazaran arttığını görmekteyiz.Fakat makinecilerin birçoğu(%85diyelim)hâlâ bu sektöre karşı önyargılı.Bunları görmek için tabii ki müneccim olmaya da gerek yok.En basit sebepleri,3 aylık bir kursla 500 grt yat kaptanı ehliyeti alan adama karşı elindeki yüksek ehliyetiyle biat etmeme ve ayak uyduramama sorunu ya da yine pek bir geçmişi olmayan kişilerin veya olan kişilerin(kaptanların)hegemonyası altında ezilme ve ezilme korkularıdır.Bunu birçok makineci dillendirmek istemez ama maalesef böyledir.
İyi çalışmalar dilerim.
Öncelikle bu piyasada yer edinmek istiyorsanız mutlaka ama mutlaka birilerinin size el vermesi gerekli.El vermek mecazi olarak söylenmiştir.Yani birilerinin size önayak olması,size kefil olması,referans göstermesi veya kendi yerine o teknede doğacak pozisyona yerleştirmesi gerekir.Aksi halde istediğiniz kadar acenta kapılarında dolaşın,internet aleminde onlarca sayfaya,foruma üye olun,marinalarda gezin tozun,olmaz olmaz olmaz.Kimse sizi işe almaz.Sadece siz özgeçmişinizi bırakırsanız şayet bundan doğacak bir mutlulukla oradan ayrılır hayal aleminde kürek çekersiniz.Çapınızın genişlemesi gereklidir.Bunu sağlamanın en kolay yollarını sizlere yazayım.
Yat sektöründe çalışan bir arkadaş,çevre edinmeye bakın.Çevrenizde olsun,arkadaşlarınızın çevrelerinden olsun birilerini araya koyup bu sektördeki çevrenizi genişletmeye çalışın.Size referans olacak biri veya birileri sayesinde orta veya düşük ölçekli kapasiteye sahip bir teknede çalışmaya başlayabilirsiniz.Unutulmamalı ki
giriş olarak iş seçimi yapmamak lehinize olacaktır.Bu tamamen şans ama genel olarak büyük,kaliteli ve iyi altyapısı olan teknelere bu sektörde en az 5 yılını doldurmuş makine personellerini tercih ederler.Çünkü 5 yılını dolduran personel,artık ticari bahriyeden kopmuş tamamen yatçı olmuştur tabir i caizse.
Baktınız çevrenizde bu tarz kişiler yok ve kendi imkanlarınız dahilinde birşeyler yapmak isteyeceksiniz.İşte o zaman gerçekten bir şans faktörü giriyor işin içine.Giriş yapayım da ne olursa olsun diyorsanız marinalarda bulunan tur teknelerinden işe girerek başlayabilirsiniz.Marinalarda bulunduğunuz süre hem sizin yat sektöründeki hizmet günlerinizi başlatmış olacak hem de sizin keşif yapıp bir üst basamağa sıçramanıza olanak sağlayacak keşfinize yardımcı olacaktır.
Fakat daha önce de belirttiğim gibi yat sektörü makineciler için biraz sancılı çalışma ortamı sunuyor.Özellikle son dönemde hızla artan büyük tonaj tekneler ve Dünya üzerindeki uluslararası kanunların değişmesi sebebiyle bu sektörde makinecilerin de sayısal çoğunluğunun eskiye nazaran arttığını görmekteyiz.Fakat makinecilerin birçoğu(%85diyelim)hâlâ bu sektöre karşı önyargılı.Bunları görmek için tabii ki müneccim olmaya da gerek yok.En basit sebepleri,3 aylık bir kursla 500 grt yat kaptanı ehliyeti alan adama karşı elindeki yüksek ehliyetiyle biat etmeme ve ayak uyduramama sorunu ya da yine pek bir geçmişi olmayan kişilerin veya olan kişilerin(kaptanların)hegemonyası altında ezilme ve ezilme korkularıdır.Bunu birçok makineci dillendirmek istemez ama maalesef böyledir.
İyi çalışmalar dilerim.
12 Şubat 2014 Çarşamba
DİL SINAVLARI İÇİN EN ÖNEMLİ 1000 KELİME
DİL SINAVLARI İÇİN EN ÖNEMLİ 1000 KELİME
1. abandon = (1) (birini) terk etmek (= leave) (2) bir şeyden vazgeçmek (= give up)
2. abbreviate = (1) kısaltmak, özetlemek (2) (matematikte) sadeleştirmek
3. abolish = (toplumdaki tabuları) yıkmak, sona erdirmek (= do away with)
4. absorb = içine çekmek, emmek
5. abstain from = (alkol, ilaç vb) --- den sakınmak/ uzak durmak (=avoid from) !
6. abundance = bolluk, bereket
7. abundant = bol, bereketli
8. accelerate = hızlandırmak, ivme kazandırmak *** accelerator = gaz pedalı
9. accept = kabul etmek, razı olmak
10. access = erişmek, ulaşmak
11. accessible to = ulaşılabilir, erişilebilir
12. accommodate = (misafir, konuk vb) ağırlamak (= put up)
13. accompany = (1) eşlik etmek, arkadaşlık etmek (= escort) (2) beraber bulunmak ya da bir arada gözükmek (* Pain and fever accompany inflammatory diseases)
14. accomplish = başarmak (= achieve)
15. accumulate = (1) birikmek, çoğaltmak (2) biriktirmek, yığmak
16. accuracy = doğruluk, kesinlik
17. accurate = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precise, correct)
18. accurately = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precisely, correctly)
19. accuse (of) = birini bir şeyle suçlamak, itham etmek
20. achieve = başarmak, yerine getirmek
21. acknowledge as = (1) kabul etmek, --- olarak tanımak (2) (mektup, mesaj vb) aldığını gönderen kişiye bildirmek
22. acquainted with = aşina olmak, haberdar olmak (= familiar with)
23. acquire = (dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (= obtain, attain) (*She acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.)
24. acquisition = edinim
25. activity = faaliyet, aktivite *** activist = bir fikrin aktif destekçisi (= supporter)
26. adapt = bir şeye uyarlamak, uydurmak ( = adjust)
27. addict = bağımlı, tiryaki *** drug addict = eroin bağımlısı
28. addiction to = bağımlılık, tiryakilik
29. addition = ilave, ek
30. additionally = ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (= furthermore, moreover)
31. adequately = yeterli bir şekilde (= sufficiently)
32. adjust = (1) uyarlamak (= adapt) (2) alışmak (= get used to)
33. adjustment = düzeltme,intibak, uyma
34. administer = (1) idare etmek, yönetmek (2) (damardan ilaç vb) vermek, sağlamak
35. admire = hayran olmak
36. admit = kabullenmek, itiraf etmek
37. adopt = (1) evlat edinmek (= take up) (2) (önlem, tedbir vb) almak
(adopt measure) (3) (başkasına ait bir şeyi) benimsemek (dil, din vb)
38. adore = çok sevmek, tapmak
39. adverse = zıt, kötü
40. advocate = (1) savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support)
41. affect = etkilemek (= influence)
42. aggravate = gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak (= deteriorate, worsen)
43. aggressive = saldırgan
44. aid = yardım etmek (= help)
45. alien (to) = yabancı
46. alongside = yanında, bitişiğinde (beside, next to)
47. alter = değiştirmek (= change)
48. alteration = değişiklik
49. amazing = şaşırtıcı, hayran bırakıcı (= astonishing)
50. amend = değişiklik yapmak (kanunda düzenleme yapmak anlamındaki gibi)
51. amendment = değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (= alteration)
52. amusing = eğlenceli, zevkli
53. announce = anons etmek, ilan etmek (= give out, declare)
54. anticipate = ummak, beklemek
55. apologize = özür dilemek (apologize to someone for something)
56. appalling = korkunç (= dreadful, horrendous)
57. appointment = (1) atama, tayin (2) randevu (= rendezvous)
58. appreciate = (1) takdir etmek, değerini bilmek (2) anlamak, farkına varmak
59. approach = (1) (zaman/ mesafe bakımından birine/bir şeye) yaklaşmak (* Do not approach with fire! (2) (bankaya/yüksek bir mevkiye vb) müracaatta bulunmak, ricada bulunmak (* She approached the bank for a loan)
60. appropriately = uygun olarak (= suitably)
61. approve of = onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek
62. arrange = düzenlemek, ayarlamak (toplantı, randevu vb)
63. artefact = insan eliyle yapılmış (sanat)
64. ascend = yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (= go up / climb up)
65. ask for = ricada bulunmak, bir şey istemek
66. aspire = şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer)
67. assemble = (1) bir araya getirmek, toplamak (= gather) (2) monte etmek (= put up)
68. assess = değerlendirmek (= evaluate)
69. assign = atamak, tayin etmek, görevlendirmek (= appoint)
70. assist somebody in something = birine bir konuda yardım etmek
71. associate = (zihninde insanlar/eşyalar arasında) çağrışım yapmak, çağrıştırmak (* I always associate the smell of baking with my childhood.) (2) (kötü yolda olan veya kötü alışkanlıkları olan insanlarla) arkadaşlık yapmak, düşüp kalkmak (* Don’t associate with those glue-sniffers.)
72. assume = (1) elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya kabul etmek, farz etmek (= conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) üstlenmek, üzerine almak (= take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her)
73. assure = birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek
74. astonishment = şaşırtmak, şaşırmak (= amazement, bewilderment)
75. attach = iliştirmek, eklemek (= enclose)
76. attack = saldırmak, saldırı
77. attain = elde etmek, erişmek (= gain, obtain)
78. attainment = ulaşmak, erişmek
79. attend = iştirak etmek, katılmak
80. attribute = (bir sebebe/nedene) dayandırmak (= base on/upon)
81. auditorium = dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm
82. available = mevcut, var olan
83. avert = (1) olmasını önlemek (2) başka yöne çevirmek (trafik akışını vb)
84. avoidable = kaçınılabilir, engellenebilir
85. award = ödül
86. backward = geri kalmış, geriye doğru
87. badly in need of = bir şeye/birine çok muhtaç olmak
88. barely = (1) hemen hemen hiç, neredeyse hiç (2) güçlükle (= hardly, scarcely)
89. bargain = (1) pazarlık, anlaşma (2) pazarlık etmek (3) kelepir, ucuz eşya
90. barren = kurak, verimsiz (= infertile, arid)
91. basic = temel (= essential, fundamental)
92. bazaar = pazar, alışveriş yeri
93. behave = davranmak
94. believe = inanmak
95. belongings = birinin kişisel eşyaları (= possessions)
96. beloved = sevgili, hazret
97. bitingly satirical = aşırı alaycı, insafsızca eleştirme
98. bizarre = tuhaf, acayip (= strange, weird)
99. blanket = battaniye
100. blaze = (1) ateş, alev, yangın (2) parlamak
101. bolt = fırlayıp kaçmak, tabanları yağlamak
102. branch = dal, branş
103. break off = (nişan, nikah vb) bozmak, ayrılmak
104. breed = (1) (hayvan için) doğurmak, yavrulamak (2) hayvan yetiştirmek
105. bribery = rüşvet *** offer bribes = rüşvet teklif etmek
106. bride = gelin
107. brief = kısa, öz *** in brief = kısaca, öz olarak
108. bring up = (1) çocuk büyütmek (2) kusmak (3) ortaya (konu vb) atmak
109. broadcast = (radyo, televizyon, hava durumu için) yayın
110. Broadly speaking = Genel konuşmak gerekirse (= generally, mostly)
111. broil = ızgara yapmak, kavurmak
112. bullfight = boğa güreşi
113. bully = (1) kabadayı, zorba (2) kabadayılık yapmak, zorbalık yapmak
114. burial = gömü, gömme
115. burn = (1) yakmak (2) yanmak
116. button = düğme
117. calculator = hesap makinesi
118. call for = talep etmek, istemek (= demand)
119. calm = sakin
120. can’t take one’s eyes off = gözlerini birinden veya bir şeyden alamamak
121. cancel = iptal etmek (= call off)
122. captivating = büyüleyici (= enchanting, fascinating)
123. captive = tutsak, esir
124. captivity = tutsaklık, esaret
125. capture = yakalamak, ele geçirmek, tutsak etmek (= apprehend)
126. careless = dikkatsiz
127. carry out = (çalışma, deney, anket vb) yürütmek, icra etmek (= fulfil, conduct)
128. carve = (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek
129. casually = günlük, sıradan, havadan sudan
130. caution = uyarı, dikkat
131. cease = sona erdirmek, durdurmak ( cease-fire= ateşkes)
132. ceaseless = aralıksız, durmadan (= non-stop)
133. celebration = kutlama
134. celebrity = ünlü
135. census = nüfus sayımı
136. ceremony = tören
137. charge (with) = --- ile yargılamak (mahkemede) (= try)
138. circulate = dolaşmak, dolaştırmak, deveran etmek (vücuttaki kan vb)
139. circulation = (1) dolaşım (2) gazete tirajı, günlük satış oranı
140. cite = örneklemek, adından bahsetmek, değinmek (= refer to, mention)
141. citizen = vatandaş *** Citizenship = Vatandaşlık
142. clarify = açıklamak (= explain)
143. claw = pençe, hayvan pençesindeki kıvrık tırnak
144. clearance = (1) mağazayı boşaltma, malları elden çıkarma, tasfiye (2) izin, yeşil ışık
145. close = (sıfat) yakın
146. closed = kapalı
147. closure = (1) kapanış (2) iflas
148. coincide with = aynı zamana denk gelmek/tesadüf etmek (= fall on the same date)
149. collapse = (1) (bina vb için) çökmek (2) bayılmak
150. collapsible = katlanabilir (kanepe vb)
151. collar = (1) yaka (2) tasma
152. colleague = iş arkadaşı
153. collide with = çarpışmak (= crash into)
154. commence = başlamak (= start) *** commencement speech = açılış konuşması
155. comment on = yorum yapmak (= interpret)
156. commercial = ticari
157. commit = (1) (intihara vb) kalkışmak, yeltenmek (2) (suç, cürüm) işelemek (3) (kendini işine, ailesine vb) adamak (= devote)
158. commit = kalkışmak, yeltenmek *** commit suicide = intihar etmek
159. common = (1) ortak (2) sıradan, yaygın *** in common with = --- ile ortak nokta
160. commonplace = yaygın, sıradan (= ordinary, usual)
161. commuter = ev ile iş arasında mekik dokuyan/gidip gelen
162. companion = dost, arkadaş
163. company = (1) arkadaşlık, dostluk (2) şirket
164. compel = zorlamak, mecbur bırakmak (= force, oblige)
165. compensation for = (1) tazminat ödemek (2) telafi etmek
166. compete = rekabet etmek, yarışmak ***competition = müsbaka, yarış
167. compete against = başkasıyla yarışmak, rekabet etmek
168. compete with = başkasıyla aynı yerden beslenmek/geçim sağlamak (kangurular koyunların otlaklarından otlanan rakip hayvanlar olması gibi)
169. competition = (1) rekabet (2) müsabaka, yarış
170. compile = derlemek, bir araya getirmek (bilgi, delil vb)
171. complain to somebody about something = şikayet etmek
172. completely = tamamen, bütünüyle (= entirely)
173. comply (with) = --- e uymak,--- e itaat etmek (= abide by)
174. compose = oluşturmak, meydana getirmek *** be composed of = --- den oluşmak
175. compound = bir sürü binanın bulunduğu etrafı çevrili mekan
176. comprise = içermek (= include)
177. compute = hesap yapmak, bir notu bilgisayara girmek(= calculate )
178. conceal = gizlemek, saklamak (= hide)
179. conceive as = (1) --- olarak algılamak/düşünmek (2) conceive of = bir şeyi ilk kendisi akıl etmek (= senaryonun konusu vb) (3) gebe kalmak
180. conclude = sonuç çıkarmak (= assume)
181. conclusion = sonuç, netice, yargı
182. condition = durum, hal / koşul,şart
183. conditionally = şartlı olarak, belli şartlara bağlı
184. conduct = (1) (deney, anket vb) idare etmek, yürütmek (= carry out) (2) (isim hali) davranış (= behaviour)
185. conduct = (1) (deney,çalışma vb) yürütmek,icra etmek (2) davranış (= behaviour)
186. confess = itiraf etmek (= speak out)
187. confident (of) = emin
188. confine to = (1) sınırlamak, bir yere mahkum etmek (2) hapse atmak (= imprison)
189. confirm = (1) onaylamak, doğrulamak (= verify) (2) (bir iddiayı, davayı vb) güçlendirmek, pekiştirmek (= strengthen)
190. conflict = (1) çatışma, savaş (2) anlaşamama, tartışma
191. conflict with = çatışmak, çarpışmak, savaşmak
192. conform to = uymak, uyuşmak (= obey the rules)
193. confront = (1) karşılaşmak, yüz yüze gelmek (2) confront about = yüzleştirmek
194. confuse = karıştırmak, şaşırmak
195. conquer = (1) fethetmek (2) yenmek, galip gelmek
196. consent = (1) razı olmak (2) izin,rıza (= permission)
197. consent to = razı olmak
198. consequence = sonuç, netice (= result)
199. conserve = korumak, muhafaza etmek
200. considerable = büyük ölçüde, önemli miktarda, azımsanamaz X negligible(=neglicıbıl)
201. considerably = önemli ölçüde, oldukça
202. considerately = düşünceli/nazik bir şekilde
203. consideration = göz önünde bulundurma/düşünme
204. consist of = ibaret olmak, meydana gelmek
205. conspire against = birine komplo kurmak (= plot against)
206. constantly = 1-sürekli 2- aralıksız
207. constantly = sürekli
208. constitute = oluşturmak, meydana getirmek (= make up)
209. constrain = zorlamak (= restrain, force)
210. construct =inşa etmek, yapmak (= build)
211. consult = danışmak (= check with)
212. consume = tüketmek (= use up)
213. contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek
214. contemporary = çağdaş, aynı çağda yaşayan
215. content with = --- den memnun
216. contest = yarışma, müsabaka *** beauty contest = güzellik yarışması
217. continent = kıta
218. contract = (1) sözleşme yapmak (2) küçülmek, büzülmek (= shrink) (3) hastalık kapmak
219. contradict = çelişmek
220. contradictory = çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran (= inconsistent)
221. contribute to = katkıda bulunmak
222. controversial = tartışmalı, fikir ayrılığına sebep olan (= disputable, debatable)
223. controversy = anlaşmazlık, fikir ayrılığı
224. conventional = geleneksel, alışılagelen
225. converse = (1) karşıt, zıt (2) konuşmak
226. convert into = dönüştürmek (= change)
227. convict = mahkum, tutuklu
228. convince = ikna etmek
229. correctly = doğru bir şekilde, düzgünce (= accurately, precisely)
230. correspond to = bir şeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek (= agree, match)
231. correspond with = birisi ile yazışmak
232. counterpart = karşılığı, dengi (“Sultan” kelimesinin counterpart’ı “Kral” dır)
233. couple = çift
234. course = (1) gidişat, ilerleme (zaman/mekan içinde) *** in the course of = ---nın esnasında (2) (nehir için) akış yönü (3) öğrenim, kurs
235. cramped = hijyenik olmayan
236. crash = (1) kaza, şiddetli ses, iflas (2) yere düşme , çarpma
237. crawl = emeklemek
238. create = yaratmak
239. credibly = inanılır bir şekilde (= believably)
240. criminal = ciddi bir suç/cürüm işlemiş,suçlu
241. crippled = felçli, kötürüm (= paralysed) (2) engellenmiş, gerilemiş (ekonomi vb)
242. crocodile = timsah (= alligator)
243. cross out = üstünü çizmek, silmek (= delete)
244. crumble = ufalanmak, parçalanmak (= disintegrate, fall apart)
245. cultivate = tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek
246. curator = sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi
247. currency = döviz
248. curve = eğim, eğmek
249. custom = gelenek, görenek *** customs = gümrük
250. customary = geleneksel (= traditional)
251. debate = tartışmak
252. debt = borç
253. deceit = kandırmak *** deceitful = hilekar, hileci
254. deceive = kandırmak, kafaya almak (= take in)
255. decipher = şifresini çözmek
256. decipher = şifresini çözmek, anlamını meydana çıkarmak
257. declare = ilan etmek, beyan etmek
258. decline = (1) azalmak, gerilemek (2) kibarca reddetmek (= turn down)
259. dedicate = kendini adamak (= devote to, commit oneself to)
260. dedicate to = kendini adamak (= devote to)
261. deduce = sonuç çıkarmak (= conclude, assume)
262. deduction = tümevarım, sonuç (= conclusion)
263. deepen = derinleştirmek, derinleşmek
264. defeat = yenmek, bozguna uğratmak (= beat)
265. defect = bozukluk, kusur, hata, sakatlık *** speech defect = konuşma özrü
266. defend = savunmak
267. define = tanımlamak
268. degeneration = yozlaşma, aslını kaybetme
269. delay = geciktirmek
270. delightful = zevkli, hoş
271. deliver = (1) siparişi teslim dağıtmak/teslim etmek (= distribute) (2) doğurmak vermek (3) deliver speech = konuşma yapmak
272. demand = (1) talep, istek (2) talep etmek, istemek ***in demand = revaçta
273. demobilize = askerden terhis etmek
274. demolish = yıkmak, parçalamak (= do away with)
275. demonstrate = (1) uygulamalı bir şekilde göstermek (= show) (2) gösteri yapmak, protesto düzenlemek
276. deny = (1) inkar etmek (2) yapmasını yasaklamak (deny somebody to do something)
277. depress = (1) üzmek (= sadden, upset) (2) bastırmak (= press down)
278. derive from = çıkarmak, gelmek
279. descend = inmek, azalmak
280. desert = çöl
281. deserve = hak etmek
282. design = plan çizmek, tasarlamak
283. design = tasarlamak, dizayn etmek
284. desire = (1) istek, arzu (2) istemek, arzu etmek (= wish)
285. desolate = mutsuz, kederli (= depressed) (2) terkedilmiş (= deserted)
286. dessert = tatlı
287. destination = hedef, varılacak yer
288. destiny = kader, kısmet
289. destroy = yıkmak, yok etmek (= damage, ruin)
290. detain = alıkoymak, göz altında tutmak (= take into custody)
291. detect = meydana çıkarmak, işin aslını ortaya çıkarmak (= discover, notice)
292. detection = teşhis etmek, belirlemek
293. deter (someone) from = caydırmak, engel olmak (= discourage)
294. deteriorate = kötüleşmek, kötüye gitmek (= aggravate, worsen)
295. determination = (1) azim, kararlılık (= ambition) (2) inat (= stubbornness, obstinacy)
296. devastate = yıkmak, tahrip etmek (= destroy)
297. develop = (1) geliş(tir)mek, genişle(t)mek, ortaya atmak (teori, fakir vb) (2) (foto) film banyo ettirmek (3) (vücudun ürettiği bir hastalığa) yakalanmak “develop cancer”
298. deviate = sapmak, yönünü değiştirmek (= diverge, stray)
299. devote = adamak
300. diagnose as = teşhis etmek
301. differentiate = ayırmak (= distinguish)
302. diminish = azalmak (= decline)
303. direct = (1) yönetmek (2) (turiste vb) yol göstermek (guide)
304. disappearance = ortadan/gözden kaybolmak (= vanish)
305. disclose = açığa çıkarmak, gün ışığına çıkarmak (= reveal, display)
306. discover = keşfetmek
307. discriminate (against) = (ırk, yaş, cinsiyet vb) ayrımcılık yapmak
308. discriminate against = ayrımcılık yapmak
309. discuss about = tartışmak (= argue)
310. disease = hastalık, maraz (= illness, ailment)
311. dismiss = kovmak (işten), kafasından çıkarmak
312. dismissal = kovma, başından savma
313. dispatch = göndermek, yollamak (= send, submit)
314. display = göstermek, sergi *** on display = sergide
315. displeased = hoşnut kalmamış, memnun olmayan (= discontented, unsatisfied)
316. dispose of = başından atmak, --- den kurtulmak (= get rid of)
317. dispute = (1) tartışmak, anlaşamamak (= disagree) (2) anlaşmazlık (= controversy)
318. disqualify = diskalifiye etmek, elemek, yetersiz görmek
319. disseminate = (bilgi, fakir vb) yaymak, dağıtmak
320. distinct = (1) farklı, ayrı, bağımsız (= different) (2) açık seçik, net (= clear)
321. distinguish = ayırmak, farkını söylemek (= differentiate)
322. distort = (1) (olayın aslını) çarpıtmak, farklı bir anlam yüklemek (= misrepresent) (2) (şeklini/biçimini vb) bozmak, tahrif etmek (= disfigure)
323. distress = (1) tehlike (2) acı, ıstırap
324. distribute = dağıtmak (= deliver, hand out)
325. divert = (trafik yönünü vb) saptırmak, başka yöne çevirmek
326. dizzy = başı dönen, kendini bayılacak gibi hisseden (= giddy)
327. docile (dosayl) = uysal, evcil
328. dominate = egemen/baskın olmak, hakim olmak, idaresi altına almak
329. donate = (para, kan vb) bağış yapmak (= contribute)
330. donation = (para, kan vb) bağış yapmak (= contribution)
331. dowry = çeyiz
332. dramatic = (1) tiyatro ile ilgili (= theatrical) (2) önemli, kayda değer (= drastic) (3) ani, çok hızlı (fiyatlarda ani ve hızlı artış gibi)
333. draw = (1) (resim vb) çizmek (2) (perde vb) çekmek, kenara almak (3) (sonuç) çıkarmak (***draw a conclusion) (4) bir maçın berabere bitmesi
334. dress code = (bir işyerinde veya okulda) kıyafet genelgesi
335. drug addict = eroin bağımlısı
336. drug dealer = eroin ticareti yapan kişi
337. dustbin = çöp kutusu (= trash can)
338. earth***** = deprem
339. edit = bir kitabı basılabilir hale getirmek, editörlük yapmak
340. edition = (kitap için) basım, baskı, yayın
341. educate = eğitmek (= train)
342. effect = etki (= influence, impact) *have an effect on = üzerinde etkisi olmak
343. elect = seçmek (= vote for)
344. eliminate = elemek, den kurtulmak (= get rid of) (2) yok etmek, yıkmak (= destroy)
345. elimination = (1) ortadan kaldırma, yok etme, bertaraf etme (2) hesaba katmama
346. embarrass = utandırma (= humiliate)
347. embrace = (1) kucaklamak (= hug, cuddle) (2) (fikir, din vb) benimsemek
348. emerge = ortaya çıkmak (= come out)
349. emphasize = vurgulamak
350. employ = (1) işe almak (2) (metot, yöntem vb) uygulamak
351. empty = (1) boşaltmak (2) boş
352. emulate = taklit etmek,(= imitate, copy)
353. enable = olanaklı kılmak
354. enclose = çevresini sarmak
355. encounter = karşılaşmak ( to face)
356. encourage = teşvik etmek
357. endure = dayanmak
358. enhance = büyülemek
359. enhancement = yükseltme, artırma, çoğaltma (= improvement, enrichment)
360. enlarge = büyütmek, genişletmek
361. enquire = soruşturmak
362. enslave = köleleştirmek, esir etmek
363. ensure = birini temin etmek/emin kılmak, birine garanti vermek
364. entertain = eğlendirmek
365. entirely = tamamen (= completely)
366. entrance = giriş
367. envy = kıskanmak, imrenmek
368. epic = destan
369. epic = destansı (şiir vb)
370. equal = eşit, adil
371. equality = eşitlik (= parity, fairness)
372. equate = eşitlemek
373. equip = donatmak
374. equip = donatmak ***equipment = donanım, teçhizat
375. erode = yıpratmak, aşınmak
376. erupt = patlamak
377. establish = kurmak, doğruluğunu kanıtlamak, kabul etttirmek
378. estimate = tahmini bir şey/rakam söylemek, tahminde bulunmak (= guess)
379. eternal = kalıcı, ebedi
380. evaluate = değerlendirmek (= assess)
381. evaluation = değerlendirme (= assessment)
382. evidently = açık ve şüphe götürmez bir şekilde, delillere dayanarak (= obviously)
383. evolve = (1) geliş(tir)mek (= develop) (2) (Biyolojide) evrim geçirmek
384. evolve = değişmek, evrim geçirmek
385. exaggerated = abartılı, mübalağalı
386. excavate = kazı yapmak
387. exceed = aşmak
388. excessive = aşırı, abartılı (sayıda, miktarda)
389. exchange = takas etmek, değiş tokuş etmek (= swap)
390. exclude = çıkarmak
391. exclusive to = herkese açık olmayan, özel (otel, tatil yeri vb)
392. exclusively = sadece, yalnızca
393. excursion = keşif gezisi
394. exhibit = sergilemek
395. exist = var olmak, mevcut hale gelmek
396. existence = var oluş, mevcut olma
397. expand = genişlemek, büyümek, nüfuz olarak artmak
398. expect = ummak, beklemek
399. expectation = umut, beklenti
400. expense = masraf
401. experience = (1) tecrübe (2) tecrübe etmek, yaşamak (3) olay, vukuat
402. expire = (yiyecek, ilaç vb için) son kullanma tarihi gelmek, miadı dolmak
403. expire = süresi dolmak
404. Expiry Date = Son Kullanma Tarihi
405. explode = patlamak
406. exploit = patlatmak, sömürmek
407. explore = keşfetmek,araştırmak
408. export = ithal etmek
409. expose = (1) açıklamak, arz etmek (= reveal) (2) (tehlikeye vb) maruz bırakmak
410. express = (1) ifade etmek, iletmek (2) çabuk, hızlı (= fast)
411. extend = (1) (tatilin, ödevin vb) süresini uzatmak (= prolong) (2) ekleme yapmak (eve birkat daha çıkmak veya balkon eklemek gibi) (= make bigger) ***extension
412. extract = elde etmek, çekip çıkarmak (üzümden sirke elde etmek gibi)
413. extraordinary = (1) fevkalade, olağanüstü (= exceptional) (2) tuhaf, alışılmadık
414. fabricate = (1) uydurmak (= make up) (2) (raf vb) monte etmek (= put up)
415. facilitate = kolaylaştırmak
416. fade = (1) solmak (2) solgun
417. failure = başarısızlık
418. faint = (1) bayılmak (= pass out) (2) solgun (ses, renk vb)
419. fairly = oldukça (= quite, rather)
420. falsify = (1) hesaplar üzerinde oynamak (2) sahtekarlık yapmak (= fake)
421. familiar (with) = aşina, tanıdık
422. famish = aç kalmak, açlıktan ölmek (= starve)
423. fare = (otobüs, uçak vb için) fiyat
424. fatal = ölümcül ***fatally injured = ağır yaralı, ölümcül yarası olan
425. favourable = olumlu, yapıcı (= positive, constructive) (2) uğurlu (= auspicious)
426. fearful for = --- için korkan/endişelenen
427. fertilize = (toprağı vb) verimli hale getirmek, verimli kılmak
428. fetch = gidip getirmek
429. fiancé = (erkek) nişanlı
430. fiancée = (kız) nişanlı
431. field trip = kır gezisi, arazi gezisi
432. fierce = (1) şiddetli, kıyasıya, çetin (rekabet vb) (2) azgın, azmış (köpek vb)
433. figure = (1) şekil, figür (2) rakam, sayı (3) figure out = anlamak (= make out)
434. filthy = (1) pis, kirli (2) dayanıksız, sağlam olmayan
435. finance = finanse etmek, paraca desteklemek
436. fine = (1) ince ince/küçük doğranmış (et, patates vb) (2) iyi, güzel (3) para cezası
437. firework = havai fişek
438. fit = (1) sağlıklı, zinde, sıhhati yerinde (= robust, healthy) (2) (bir kıyafetin şıklık bakımından değil de bedene oturması anlamında) yakışmak (3) sara nöbeti (= seizure)
439. flatmate = ev arkadaşı
440. flattery = birine yağ çekme
441. flee = kaçmak (= escape)
442. fleece = koyun postu (yünlü) *** hide = yünsüz post
443. flight = (1) uçuş (2) uçak (= airplane = aeroplane)
444. flow = (nehir vb için) akmak *** overflow = taşmak
445. fluctuate = dalgalanmak, istikrarlı gitmemek, bir artmak bir azalmak
446. fluctuate = dalgalanmak
447. focus on = odaklanmak, yoğunlaşmak (= concentrate on, centre on)
448. fold = (1) katlamak, kıvırmak, bükmek (2) bir şeyin --- katı, --- misli (twofold, tenfold = iki katı/misli, on katı/misli)
449. force = zorlamak
450. forceful = (1) güçlü, zorlu (2) etkili, ikna edici
451. forecast = önceden tahmin etmek (= predict)
452. forge = taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak
453. forgery = sahtekarlık (= counterfeit, fake)
454. forgery = sahtekarlık, kalpazanlık
455. former = önceki (iki şeyden bahsederken ilk söylenen kişi veya şey)
456. formerly = evvelki, önceki
457. formulate = formülleştirmek, formüle dökmek
458. forthcoming = yakınlaşmakta olan, gelmekte olan ( Christmas vb.)
459. fortify = takviye etmek, sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek (= strengthen, enrich)
460. fracture = kırılmak, çatlamak ( kemik, kolon vb)
461. frail = zayıf, cılız (= feeble)
462. frame = çerçeve
463. freed = serbest kalmış, özgür (= at liberty, at large)
464. fulfil = (görev, sorumluluk vb) yerine getirmek, icra etmek (= carry out)
465. fundamental = esas, temel, zorunlu (= essential)
466. funeral = cenaze töreni
467. fussy = aşırı titiz (= fastidious, meticulous, diligent)
468. fuzzy = tüylü
469. gather = (1) toplamak, bir araya getirmek (2) bir araya gelmek
470. gender = cinsiyet (= ***)
471. generate = (1) (ısı, elektrik vb) üretmek (2) (tartışma vb) ortaya atmak
472. genre (= canr) = tür, çeşit, nevi (= type, sort)
473. get rid of = başından atmak, defetmek
474. giant = dev X dwarf
475. give up = vazgeçmek, bırakmak (= abandon, abort)
476. glance = göz atmak
477. gloom = karanlık ***gloomy = üzüntülü, hüzünlü
478. glorify = yüceltmek, övmek (= praise)
479. goal = amaç, gaye (= aim)
480. govern = yönetmek
481. government = hükümet
482. grab = kapmak, el koymak (= snatch)
483. gradually = yavaş yavaş, kademeli olarak
484. grant = vermek, bahşetmek (burs, bağış vb)
485. grasp = (1) (bir nesneyi) kavramak (2) (bir konuyu) kavramak, anlamak
486. graveyard = mezarlık (= cemetery)
487. groom = damat
488. grow tired of = --- den yorulmak
489. growl = köpek ve benzeri hayvanların çıkardığı hırlama sesi
490. guide = rehber, rehberlik etmek
491. harass = saldırmak, taciz etmek ******ual harassment = cinsel taciz
492. harbour = (1) liman (2) barındırmak, sağlamak
493. hardship = zorluk
494. harshly = (1) sert bir şekilde (2) kabaca
495. hasten = acele etmek
496. havoc = hasar, yıkım (= destruction)
497. hazard = tehlike
498. hazardous = tehlikeli (= perilous)
499. hectic = heyecanlı, telaşlı, hareketli (program, ofis vb)
500. hesitate = duraklamak
501. highly = oldukça, epey (= extremely)
502. hinder = (1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak
503. hire = (1) kiralamak (2) işe almak (= employ)
504. hitchhiker = otostopçu
505. hollow = oyuk, boşluk (ağaç kovuğu vb) *** hollow promise = boş vaat
506. hopefully = inşallah (= with any luck)
507. horrible = korkunç
508. huge = iri, büyük (= enormous, immense)
509. humiliate = aşağılamak, rezil etmek, utandırmak (= embarrass)
510. hunter = avcı
511. hurricane (hörikeyn) = kasırga
512. iceberg = buz dağı (= glacier)
513. identify = teşhis etmek, kimliğini belirlemek, sınıflandırmak
514. idle = tembel (= lazy, indolent) X (= hardworking)
515. ignore = görmezden kalmak, kale almamak (= take no notice)
516. illusion = hayal,hülya, kuruntu
517. illustrate = örneklemek
518. imagine = hayal etmek
519. imitate = taklit etmek
520. immediate = (1) derhal, acele, çabuk (2) (akraba için) en yakın
521. immobilize (immmobilayz) = hareketsiz/sabit kılmak
522. impact = çarpmak
523. impeach = suçlamak, itham etmek (= accuse)
524. implement = gerçekleştirmek (realize)
525. implicate = bulaştırmak
526. imply = ima etmek
527. impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), yük olmak
528. imprisonment = hapse atmak (= incarceration)
529. improve = geliştirmek
530. inaudible = duyulamaz, işitilemez (ses vb)
531. incapable of (inkepıbıl) = kabiliyetsiz, yeteneksiz (= unskillful)
532. incapacitate = yetersiz bırakmak, olanak tanımamak, aciz bırakmak (= debilitate)
533. incessant = aralıksız, sürekli
534. incline = eğmek, eğilimi olmak, fikrini vermek
535. include = dahil etmek, içermek (= consists of, incorporate) x exclude
536. incorporate into = dahil etmek (= include, integrate)
537. incredible = inanılmaz ( = unbelievable)
538. indicate = göstermek, belirtisi olmak
539. indifference to = kayıtsız, ilgisiz olmak
540. induce = -e neden olmak, ikna etmek
541. inevitable = kaçınılmaz (= inescapable)
542. infer = anlamak, sonucunu çıkarmak
543. influence = (1) etki (= impact, effect) (2) etkilemek
544. influential (influwenşıl) = nüfuzlu, sözü geçer, çevresi geniş (= well-connected)
545. inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into)
546. inhibit = göz dağı vermek
547. initially = başlangıçta, ilk etapta (= at first)
548. initiate (inişiyeyt)= başlatmak (= start, commence)
549. injure = incitmek
550. injustice = eşitsizlik, adaletsizlik (= inequality, unfairness)
551. innovate = yeni bir şey icat etmek, yenilik getirmek (= invent)
552. innovation = yenilik, yeni bir şey icad etmek
553. innovative = yenilikçi, icatçı
554. insatiable (inseyşıbıl) = (1) gözü doymaz, doyumsuz, aç gözlü (2) obur, pisboğaz
555. insignificant = (1) ehemmiyetsiz, önemsiz (2) anlamsız, manasız
556. insist (on) = ısrar etmek (= persist in)
557. inspect = incelemek
558. instantaneously = anlık, bir anda olan, aniden (= immediately,
instantly)
559. institute = kurmak
560. instruct = talimat vermek
561. insulate (against) = yalıtmak, (soğuğu/sesi vb) kesmek (hırkanın soğuğu kesmesi gibi)
562. integrate = bütünleşmek, kaynaşmak
563. intelligence = (1) zeka, akıl (2) haber ajansı
564. intention (intenşın) = niyet
565. intentional = kasıtlı,maksatlı,bilebile (= deliberately)
566. interaction (with) = etkileşim
567. interfere = başkasının işine burnunu sokmak
568. interfere with = karışmak, müdahale etmek
569. interpretation = yorum, çeviri
570. interrogate = sorguya çekmek
571. interview = (1) röportaj, röportaj yapmak (2) mülakat, mülakat yapmak
572. intimate = (1) samimi (2) tanıdık, aşina (alışılan plaj, trafik manzaraları vb)
573. introduce = (1) tanıştırmak (2) yeni bir icadı/fikri ortaya atmak
574. invade = işgal etmek, istila etmek (= attck, occupy)
575. invaluable = paha biçilmez, çok değerli (= priceless)
576. invent = icat etmek (= make up)
577. invest (in) = para yatırımı yapmak
578. investigate = araştırmak, incelemek (= search, look into)
579. invoke = dilemek
580. involve = (1) dahil etmek (2) gerektirmek
581. involvement = dahil olma, karışma (= association, participation)
582. irregularity = (1) yolsuzluk, hile (2) düzensizlik
583. isolate = izole etmek, (iki şeyi vb) birbirinden ayırmak, tecrit etmek
584. jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmak (= endanger, imperil)
585. join = katılmak, iştirak etmek
586. joint = (1) eklem, mafsal (2) ortaklaşa yapılan (= mutual)
587. justify = doğrulamak
588. kennel = köpek kulübesi
589. keyhole = anahtar deliği
590. kidnapper = adam/çocuk kaçıran (= abductor)
591. knock = (1) devirmek (2) (kapı vb) çalmak
592. knowledge = bilgi
593. label = etiketlemek
594. lamb = (1) kuzu (2) kuzu eti
595. latter = sonraki x former = önceki
596. lawyer = avukat (= solicitor)
597. leak = (1) (su, yağ vb) sızmak (2) (bilgi, gizli sırlar vb) medyaya sızmak
598. legend = efsane (= myth)
599. legislate = yasamak
600. leisure = boş vakit
601. lessen = azaltmak (= diminish)
602. levy = zorla toplama (haraç)
603. Likewise = Buna benzer şekilde, Aynen bunun gibi (= Similarly)
604. listless = yorgun, bitkin (= exhausted)
605. literacy = okur yazarlık
606. litter = çöp (= trash, garbage, rubbish)
607. loathe = nefret etmek (= abhor, hate)
608. locate = yerleştirmek
609. location = mevki, yer
610. loose = gevşek, sıkıca bağlanmamış, gevşemiş X tight
611. lovely = sevecen, sevimli
612. luggage (lagiç) = bagaj
613. magical (mecikıl) = sihirli
614. mainstream = pek çok kişi tarafından kabul gören inanış veya düşünce
615. maintain = korumak
616. make a decision = karar vermek
617. manage = (1) başarmak, üstesinden gelmek (2) yönetmek, idare etmek
618. management = yönetim idare
619. manipulate = elinde oynatmak
620. manner = davranış, tutum (= attitude)
621. manufacture = fabrikada üretmek
622. march = ilerleme, ilerleyiş, marşla yürümek
623. massacre (messekı=r) = soykırım, katliam (= genocide)
624. master = (1) efendi, sahip (2) hakim olmak, bir şeyi detaylarıyla bilmek (= govern)
625. masterpiece = şaheser, baş yapıt
626. mature (maçu=) = olgun
627. meadow = çayır, otlak, mera (= pasture)
628. meander = (1) dolambaçlı yol (2) avare avare dolaşmak
629. measure (mejı=r) = (1) ölçü, ölçmek (2) tedbir, önlem (= precaution)
630. mediate between = arabuluculuk etmek, arasını bulmak
631. meet = (1) (ihtiyaç, talep vb) karşılamak (2) tanışmak (3) (bir yolcuyu) karşılamak
632. memorial = anıt
633. memory = hafıza
634. merge = birleşmek, bir araya gelmek ( iki şirketin birleşmesi vb)
635. migrate = göçmek
636. minor = (1) az (2) önemsiz, küçük *** minority= azınlık
637. miraculously = mucize eseri
638. misbehave = terbiyesizlik yapmak, kötü davranışlar sergilemek
639. mischief = yaramazlık, haşarılık (= misbehaviour)
640. misunderstanding = yanlış anlaşılma (= misconception)
641. mix up = aklını karıştırmak,karıştırmak
642. mock at = dalga geçmek, alay etmek (= tease, make fun of)
643. modify = değiştirmek (= change)
644. mood = ruh hali, moral ***in a bad mood = morali bozuk olmak
645. mourning = yas, keder (= lamentation) ***mournful = yaslı, yas tutan
646. move = (1) hareket etmek, taşımak (2) (bir yerden bir başka yere) taşınmak
647. movement = (1) hareket (2) (edebiyatta vb) akım
648. multinational = çok uluslu
649. municipality = belediye
650. murder = (1) öldürmek, cinayet işlemek (= kill) (2) cinayet
651. mystery = gizem, sır (= enigma)
652. narrowly = kıl payı (= She narrowly escaped death yesterday.)
653. native to = yöreye has/özgü
654. neglect = ihmal etmek (= ignore)
655. nervous = gergin (sınav öncesi vb..) *** nervous attack = sinir krizi
656. neutrality (nötraliti) = tarafsızlık (= impartiality)
657. notice = (1) ilan (2) fark etmek
658. obese = şişman, obez
659. obey = uymak, itaat etmek ( kurallara vb)
660. objection = itiraz
661. obligation = zorunluluk, mecburiyet
662. obscure = (1) silik (2) anlaşılmaz hale getirmek, karışık hale getirmek (= confuse)
663. observe = gözlemlemek
664. obsolete = modası geçmiş, eskide kalmış
665. obtain = elde etmek (= gain, attain)
666. occasion = (1) özel olay, önemli gün (2) durum, hal
667. occasional = ara sıra, nadiren (= infrequent)
668. occupy = (1) (ülke/şehir vb) işgal etmek (2) bir mekanı doldurmak, yerleşmek
669. occur= meydana gelmek
670. occurrence = vukuat, olay
671. odd = (1) tuhaf (=strange, weird *(wiyırd) (2) odd numbers = tek sayılar (1,3,5 ..)
672. Oddly enough! = Ne tuhaftır ki …!
673. odour = koku ***odourless = kokusuz X (aromatic = hoş kokulu)
674. offend = (1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
675. offer = (1) teklif, teklif etmek (2) (imkan, fırsat vb) sağlamak, sunmak
676. officially = resmen, resmi olarak
677. opportunity = fırsat *** opportunist = fırsatçı
678. opposition = karşıtlık, muhalefet,zıtlık
679. oppress = zulmetmek (= persecute)
680. ordinary = sıradan, alışılagelmiş (= commonplace, mundane, average)
681. originally = ilk başta, ilk önceleri (= initially, at first)
682. ornament = (1) süs, süs eşyası (2) süslemek
683. orphan = yetim bırakmak
684. outcrop = yeryüzüne çıkmış katman
685. outcry = feryat figan, çığlık
686. outdo = birini geride bırakmak, sollamak, ekarte etmek (= surpass)
687. outing = gezi, gezinti
688. outlet = (sadece bir çeşit ürün veya sadece bir firmanın ürününü satan) şube
689. overlap = üstüste binmek
690. overlook = (1) göz ardı etmek, görmezden gelmek (= ignore) (2) (bir evin denize bakması, bir ofisin otoparka bakması gibi) --- e bakmak
691. overtake = (arabasıyla bir başka arabayı) sollamak
692. overtake = sollamak, bastırmak
693. partially = kısmen
694. participate in = katılmak, iştirak etmek (= take part in, join, attend)
695. participation = iştirak, katılım ***participatory = katılımcı
696. particular (pıtik=ulır) = özel, önemli *** in particular = özellikle
697. particularly = özellikle
698. passenger = toplu taşıt yolcusu
699. passionately = ihtirasla, tutkuyla
700. patiently = sabırla, sabırlı bir şekilde (= uncomplainingly)
701. pavement = kaldırım (= side-walk)
702. peace and quiet = huzur ve sükunet
703. peak = doruk, zirve *** at peak = zirvede, dorukta
704. peculiar = tuhaf, acayip (= odd, weird, strange)
705. pedestrian = yaya
706. penalize = ceza vermek, cezalandırmak (= punish)
707. perceive = algılamak
708. permission = izin, müsaade
709. persevering = sebatkar, gayretli
710. persist = ısrar etmek, sürüp gitmek
711. persuade = ikna etmek
712. pessimism = kötümserlik ***pessimist = kötümser ***optimist = iyimser
713. pet = ev hayvanı
714. pioneer = öncü, yol açan, öncülük eden (= forerunner)
715. placement = yerleştirme
716. plague (pleyg) = (1) veba (2) öldürücü salgın hastalık (3) (bela vb) musallat olmak
717. plain = (1) düz, sade (2) ova, düzlük
718. plead = yalvarmak , rica etmek
719. please = (1) memnun etmek, tatmin etmek (= satisfy) (2) Lütfen!
720. pledge (plec) = ciddi bir söz vermek, ciddi bir vaat
721. poem = şiir ***poetry = şiir
722. point = (1) anlam, mana ***pointless = anlamsız (2) (zamanda/mekanda vb) nokta
723. policy = tutum, kural, prensip, ilke
724. polio = çocuk felci
725. pose = ortaya çıkarmak, poz vermek
726. possess = sahip olmak, etkilemek
727. possession = eşya, mal mülk
728. post = (1) vazife, görev, iş (2) posta
729. postpone = ertelemek (= put off)
730. practically = 1-hemen hemen 2-uygun olarak, pratik olarak
731. praise = övmek (= glorify, compliment)
732. precede = - den önce gelmek
733. predict = tahminde bulunmak
734. predictable = tahmin edilebilir, sağı solu belli
735. prejudice = ön yargı (= bias)
736. present = (1) sunmak, tanıtmak (2) mevcut, var olan (= existing)
737. preserve = korumak, muhafaza etmek
738. pressure = baskı, basınç ***under pressure = baskı altında
739. prevent = engel olmak, mani olmak
740. previously = önceden, eskiden (= formerly)
741. prior (to) = --- den önce, --- den evvel
742. prison = hapishane (= jail)
743. probability = olasılık
744. process = (bir malzemeyi) işlemek
745. progress = ilerlemek ***in progress = devam eden, ilerlemekte olan
746. promote = (1) terfi etmek, makamını yükseltmek (2) reklam yapmak
747. prompt = çabuk, ivedi, acele, vakit geçirmeden (= punctual, immediate)
748. promptly = derhal, hemen
749. proofread = bir metni inceleyip üzerindeki yanlışları düzeltmek
750. properly = adam akıllı
751. property = mal, mülk
752. proportion = oran ***in proportion to = ---e oranla
753. protection against = koruma
754. provoke = kışkırtmak, tahrik etmek
755. publish = (kitap, kaset vb) yayımlamak
756. purchase (pö=çıs) = (1) satın almak (2) satın alınan eşya
757. purchase = satın almak (= buy)
758. purpose = amaç, gaye
759. pursue = takip etmek (= follow, chase) ***in pursuit of = ---nın peşinde
760. push = itmek X pull = çekmek
761. put forth = öne sürmek, ortaya atmak (= put forward, bring up)
762. queue = sıra, kuyruk
763. race = (1) ırk (2) yarış
764. racism = ırkçılık, milliyetçilik (= nationalism)
765. raid = yasadışı işlere yapılan baskın (= seizure)
766. raise = (1) artırmak, yükseltmek, kaldırmak (su seviyesini, maaşları vb) (2) (hayvan/insan) yetiştirmek, büyütmek (3) (sorun, konu, fikir vb) ortaya atmak
767. rate = oran, hız
768. receive = almak, kabul etmek
769. reckless = = dikkatsiz, pervasız (= irresponsible, thoughtless)
770. recklessly = dikkatsizce, pervasızca (= irresponsibly, thoughtlessly)
771. recognize = (daha önce gördüğü birini veya bir şeyi gördüğünde) tanımak
772. recommendation = tavsiye, öneri
773. referee = hakem (= arbitrator)
774. refreshing = canlandırıcı, serinletici (aperatif yiyecek, temiz hava vb)
775. refugee = mülteci
776. refund = parayı iade etmek
777. regard = (1) saygı (= respect) (2) göz önünde bulundurmak
778. regional = bölgesel
779. register = (1) sicil,kütük (2) kaydetmek
780. regret = (1) pişmanlık (2) üzüntü
781. regretful = pişman, üzgün (= remorseful)
782. regrettable = üzücü, üzüntü/keder/esef verici
783. regularly = düzenli bir şekilde *** on a regular basis = düzenli bir şekilde
784. rehearse (rihörs) = prova yapmak ***rehearsal = prova
785. reject = red etmek (= turn down)
786. rejection = ret, kabul etmeme (= refusal)
787. relate = (1) rivayet etmek, anlatmak, aktarmak (2) ilişkili/alakalı olmak
788. release = serbest bırakmak,salmak (= let out)
789. relentless = (1) merhametsiz (2) amansız, hummalı, aralıksız devam eden
790. relief = rahatlama, ferahlama ***relief work = afet kurtarma ekibi
791. relocate = yerini değiştirmek, yerinden etmek (= displace)
792. reluctant (rilaktınt) = isteksiz (= unwilling)
793. remain = kalıntı
794. remark = (1) söylemek, belirtmek (2) düşünce, fikir
795. remembrance = anma, hatırlama, yad etme (= commemoration)
796. reminiscent of = andıran, hatırlatan, anımsatan (= suggestive of)
797. remote = (1) uzak, ırak (2) ıssız, ücra ***remote control = uzaktan kumanda
798. removal = (1) (leke vb şeylerin) çıkarılması, sökülmesi (2) (evin vb) taşınması
799. remove = (1) (leke vb) çıkarmak, temizlemek (2) sökmek
800. repeatedly = defalarca, tekrar tekrar (= continually, constantly)
801. repetitive = monoton, sıkıcı
802. replace (with) = (1) eski yerine koymak (2) --- ile değiştirmek
803. replica = aslına çok benzeyen kopya
804. request = rica etmek
805. require = gerektirmek (= necessitate)
806. requirement = ihtiyaç, gereksinim
807. resentful = alıngan, darılmış
808. reside = ikamet etmek, yerleşmek
809. resident = bir yerde ikamet eden, halk (apartman, mahalle sakini vb)
810. resign from = --- den istifa etmek ***resignation = istifa
811. resolve = (1) çözmek (= sort out) (2) karar vermek
812. resort = (1) son çare olarak bir şeye başvurmak (2) tatil yeri/beldesi
813. response = karşılık, cevap
814. restlessness = huzursuzluk, içinin rahat olmaması X calmness
815. result = sonuç (= outcome)
816. reveal = açığa çıkarmak, gün yüzüne çıkarmak (= disclose, display)
817. revenge = intikam, intikam almak *** take revenge on = intikam almak
818. revolve = (1) dönmek (2) döndürmek, çevirmek
819. reward = (1) ödül (2) ödüllendirmek *** rewarding = tatmin edici (iş vb)
820. ride = (at, bisiklet vb) binmek
821. rightfully = haklı olarak, haklı yere X wantonly = durduk yere, sebepsiz yere
822. rise = ortaya çıkmak, artmak, yükselmek
823. rob somebody of something = birini soymak ***robbery = soygun
824. robust (rıbast) = turp gibi, sapasağlam
825. rough (raf) = (1) kaba pürüzlü (zemin, yüzey vb) (2) nazik olmayan, sakar bir şekilde (3) (deniz/okyanus için) dalgalı, fırtınalı
826. rubble = enkaz, yığın (= wreckage)
827. sacrifice = adamak, kurban adamak
828. salute = selamlamak (= greet)
829. satisfaction = tatmin, memnuniyet
830. savage = vahşi
831. scald = kaynar suyla yakmak/haşlamak (el, kol vb)
832. scalp = kafa derisini yüzmek
833. scarce = seyrek, az
834. scarcely = hemen hemen hiç (= barely, hardly)
835. scatter = saçmak, serpmek
836. sceptical = şüpheci (= cynical)
837. scratch = (1) kazımak, tahriş etmek (2) tırmalamak
838. sculpture = heykel ***sculptor = heykeltırtaş
839. seam = (1) kıyafetlerin dikiş yerleri (2) (yara için) dikiş yeri
840. seasonal = mevsimine uygun
841. secure = güvenli, emniyetli (= safe)
842. sedate = (1) sakinleştirmek, yatıştırmak (2) sakin, soğukkanlı (= composed)
843. seed = tohum
844. seize = (1) baskınla ele geçirmek (= raid) (2) (birinin kolunu vb) kavramak
845. sense = (1) duygu **sensitive = hassas, duygusal (2) mantık **sensible = mantıklı
846. sentence = (1) birini hapse/cezaya mahkum etmek (2) cümle
847. sentimental = duygusal (= emotional)
848. session = toplantının her bir oturumu
849. sewage = lağım, kanalizasyon
850. shade = (1) gölgelik (2) renk tonu
851. shortcoming = kusur, eksik, noksan
852. shorten = kısaltmak
853. show off = hava atmak
854. shuffle = karıştırmak ( iskambil kağıtlarını); ayak sürüyerek yürüme
855. sigh = iç çekmek *** a sigh of relief = derin/rahat bir nefes
856. significant = (1) önemli, kayda değer (2) manalı, anlamlı
857. silent = sessiz, sakin
858. simply = (1) basit bir şekilde (2) sadece, yalnızca (= only, solely, merely)
859. simulate = taklit etmek *** simulation = taklit
860. sink = (1) batmak (2) lavabo, musluk taşı
861. situate = konuşlandırmak, yerleşmek, yerleştirmek (= locate)
862. size = (1) (insan için) kıyafet bedeni (2) ebat, boyut
863. skill = beceri, yeti, istidat (= talent, ability)
864. slaughter = (1) kurban etmek, kesmek (2) öldürmek, cinayet işlemek (= murder)
865. slavery = kölelik
866. sleeve = gömlek, gömlek kolu *** buy on the sleeve = veresiye satın almak
867. slight = hafif, az
868. slip = kaymak *** slip of the tongue = dil sürçmesi
869. smash = (cam, kapı vb) paramparça etmek, kırıp parçalamak
870. smother (smadır) = (1) (yastık vb ile) boğmak (2) üzerini örtmek, kamufle etmek
871. snap = (fotoğrafçılıkta) poz
872. soap = sabun ****soap opera = pembe dizi
873. sociable = sıcak kanlı, insanlarla çabuk kaynaşan
874. solely = yalnızca, sadece
875. soothing = yatıştırıcı (= comforting, calming)
876. spectacular = görkemli, harikulade
877. spectacular = görkemli, muhteşem (= impressive, stunning)
878. spend = harcamak ( para vb)
879. spillage = (yere vb) dökülen şey, döküntü (su vb)
880. spin = (1) fırıl fırıl dönmek (2) (ip için) eğirmek
881. spine = omurga, belkemiği
882. spiritual = manevi, ruhani
883. spoiled = şımarık (= mischievous (=misçivıs)
884. spouse = eş (karı veya koca)
885. spread = yaymak, yayılmak ***widespread = geniş çaplı, yaygın
886. spring = (1) bahar mevsimi (2) su kaynağı
887. stability = istikrar, denge
888. staff = personel
889. stage = (1) sahne (tiyatro) (2) aşama, merhale
890. stage = sahne, derece
891. startle = (1) korkutmak, ürkütmek (2) şaşırtmak, affalatmak
892. statement = (1) söz, ifade (2) demeç *** give statement = ifade vermek
893. statue (steyçu) = heykel
894. steadily = sabit bir şekilde, istikrarla (= constantly)
895. steal = çalmak, hırsızlık yapmak
896. stealthily (steltili) = hırsız gibi, sinsi bir şekilde (= sneakily (snikili)
897. stem = ağaç gövdesi *** stem from = --- den kaynaklanmak
898. stimulate = (1) teşvik etmek, motive etmek (= encourage) (2) (beyni) uyarmak
899. stir = (1) karışıklık, kargaşa (2) karıştırmak ( çorba vb) ***Stir up = Kızıştırmak
900. store = depo, depolamak
901. storm = fırtına ***blizzard = kar fırtınası
902. stranger = yabancı, ecnebi
903. stray = (1) başıboş aylak kimse (2) sokakta yaşayan kedi, köpek vb
904. stress = (1) buhran, bunalım, stres (2) vurgulamak (= emphasize)
905. stretch = (1) uzamak, uzanmak (2) germek
906. strike = (1) grev *** on strike = grevde (2) darbe, vuruş
907. stroll = ağır ağır dolaşmak (= go for a stroll = dolaşmaya çıkmak)
908. subject to = (1) (ölüme, yalnız kalmaya vb) maruz kalmış (2) olası, muhtemel
909. substantial = çok önemli, önemli ölçüde
910. sue = dava açmak
911. sufficiently = yeterli miktarda
912. suffrage = oy kullanma hakkı
913. suggestion = öneri, tavsiye
914. suggestive of = manalı, imalı, insanın aklına bir şey getiren
915. suit = yakışmak (kıyafetin vb.)
916. supply = (1) tedarik etmek,sağlamak (2) kaynak *** supply of water= su kaynağı
917. support = desteklemek
918. supportive = (1) destek veren, anlayış gösteren (2) yardımsever, şefkatli
919. suppress = (duygularını, bağışıklık sistemini vb) baskılamak
920. surpass = üstün olmak, geride bırakmak, üstün olmak
921. surrender = teslim olmak X surround
922. suspend = askıda , muallakta bırakmak, okuldan uzaklaştırma
923. suspicion = şüphe
924. symptom = semptom, belirti (hastalık vb için)
925. take off = (1) havalanmak (2) taklit emek
926. take on = (sorumluluk vb) üstlenmek
927. tame = evcil hayvan (= docile, domesticated)
928. tapestry = duvar halısı
929. tasteful = (1) zevkli, zevkine düşkün kişi (2) zevkle yapılan/hazırlanan (desen vb)
930. tasty = lezzetli
931. temple (tempıl) = tapınak, mabet (= shrine, sanctuary)
932. tenderness = şefkat, merhamet, anlayış (= affection)
933. terminal = (1) ölümcül (hastalık) (= perishing) (2) uçta/sonda bulunan, son, nihai
934. terminate = (1) (sözleşme, kontrat vb) sonlandırmak, bitirmek (2) yok etmek
935. territory = bölge, arazi
936. the rest of… = --- nın geri kalanı
937. thoughtless = düşüncesiz, patavatsız, kaba (= tactless, rude)
938. throughout = boyunca
939. throw = atmak, fırlatmak
940. throw out = (çöp vb) dışarı atmak
941. thunderstorm = yıldırımlı fırtına
942. tomb = mezar, kabir, türbe (= grave)
943. tough = (1) sert, katı, dayanıklı madde (2) (yiyecek vb) çiğnenmez, iyi pişmemiş (3) (insan için) çetin, dayanıklı, çok hayat tecrübesiyle yoğrulmuş
944. trace = iz, izini sürmek
945. trade = (1) ticaret yapmak, alım satım yapmak (2) ticaret
946. traditional = geleneksel
947. trail = iz, patika
948. train = (1) eğitmek, eğitim görmek (= educate) (2) idman/antrenman yapmak (3) stajyerlik/çıraklık yapmak
949. transmit =(1) göndermek, iletmek (mesaj vb) (2) (hastalık vb) bulaştırmak
950. trash = çöp (= garbage)
951. treasure (trejı= )= hazine
952. treat = (1) tedavi etmek *** treatment = tedavi (2) davranmak
953. trick = hile, tuzak, çeldirme ***play a trick on = kandırmak, kötü şaka yapmak
954. trim = (1) (ağaç) budamak (2) (saç) kırpmak, kesmek
955. tripe = işkembe
956. truthful about = (1) sadece doğruyu söyleyen (2) gerçeklere uygun, doğru (söz)
957. turn in = (1) (yetkili kişiye) teslim etmek (2) uyumaya gitmek
958. unattended = sahipsiz, sahibi ortada gözükmeyen (eşya, çocuk vb)
959. unbearable = katlanılmaz, dayanılmaz (baskı, sıcaklık, soğuk vb) (= intolerable)
960. uncultured = kültürsüz, tahsilsiz, cahil (= uncultivated, boorish, unsophisticated)
961. undermine = zayıflatmak, baltalamak, temelini çürütmek (= weaken)
962. undertake = (zor ve üzün sürebilecek bir işi) üstlenmek, sorumluluğunu almak
963. undertake = üstlenmek (= take on)
964. unfortunate = talihsiz, şansız (= unlucky)
965. unlimited = sınırsız (= unrestricted)
966. unreliable = güvenilmez
967. untimely = vakitsiz, yersiz, olmadık zamanda (= at an awkward time)
968. unusual = sıra dışı, alışılmamış (= extraordinary, exceptional)
969. unwind = (1) (özellikle işten sonra) rahatlamak, dinlenmek (2) düğüm/sargı çözmek
970. upgrade = (bilgisayar gibi makineleri) güncellemek, modelini yenilemek
971. urgent = acil (= pressing)
972. vacation = tatil
973. vague (veyg) = (1) belirsiz, üstü kapalı (2) net hatırlanamayan şey X vivid
974. valley = vadi
975. vanish = 1- ortadan kaybolmak 2-yok olmak
976. variety = değişiklik, çeşitlilik
977. vast = büyük, engin, muazzam (= immense, tremendous, huge)
978. vet = veteriner
979. vigorously = gayretle (= diligently)
980. violate (vayoleyt) = (kural, kanun, hak vb) ihlal etmek, çiğnemek (= abuse)
981. violent = şiddetli, şiddet içerikli
982. virtually = hemen hemen, neredeyse (= practically, nearly, almost)
983. vocation = meslek
984. volunteer = gönüllü, ücret almadan yardım eden
985. vote for/against = (1) oy (2) oy vermek
986. voyage = deniz yolculuğu
987. wantonly = (1) durduk yere, sebepsiz yere (2) ahlaksızca, şehvetle
988. wear = takınmak( gözlük, kolye, kıyafet),giymek
989. weep = ağlamak, sızlamak (= cry, sob)
990. whirl = (1) hızla dönmek (2) girdap
991. wholly = tamamen, tümüyle, bütünüyle (= entirely)
992. widely = geniş çapta, oldukça
993. widow = kadın dul ***widower = erkek dul
994. withdraw from = (1) (savaştan,seçimlerden vb) geri çekilmek (= pull out of) (2) (bankadan, hesaptan vb) para çekmek
995. withdrawn = içine kapanık (= reserved, inhibited)
996. witness = (1) şahit olmak (2) tanık, şahit, görgü tanığı
997. worthless = değersiz (= valueless)
998. yard = avlu, bahçe
999. yield = (1) ürün meyve vermek (2) ürün kazanç
1000. zip = fermuar
1. abandon = (1) (birini) terk etmek (= leave) (2) bir şeyden vazgeçmek (= give up)
2. abbreviate = (1) kısaltmak, özetlemek (2) (matematikte) sadeleştirmek
3. abolish = (toplumdaki tabuları) yıkmak, sona erdirmek (= do away with)
4. absorb = içine çekmek, emmek
5. abstain from = (alkol, ilaç vb) --- den sakınmak/ uzak durmak (=avoid from) !
6. abundance = bolluk, bereket
7. abundant = bol, bereketli
8. accelerate = hızlandırmak, ivme kazandırmak *** accelerator = gaz pedalı
9. accept = kabul etmek, razı olmak
10. access = erişmek, ulaşmak
11. accessible to = ulaşılabilir, erişilebilir
12. accommodate = (misafir, konuk vb) ağırlamak (= put up)
13. accompany = (1) eşlik etmek, arkadaşlık etmek (= escort) (2) beraber bulunmak ya da bir arada gözükmek (* Pain and fever accompany inflammatory diseases)
14. accomplish = başarmak (= achieve)
15. accumulate = (1) birikmek, çoğaltmak (2) biriktirmek, yığmak
16. accuracy = doğruluk, kesinlik
17. accurate = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precise, correct)
18. accurately = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precisely, correctly)
19. accuse (of) = birini bir şeyle suçlamak, itham etmek
20. achieve = başarmak, yerine getirmek
21. acknowledge as = (1) kabul etmek, --- olarak tanımak (2) (mektup, mesaj vb) aldığını gönderen kişiye bildirmek
22. acquainted with = aşina olmak, haberdar olmak (= familiar with)
23. acquire = (dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (= obtain, attain) (*She acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.)
24. acquisition = edinim
25. activity = faaliyet, aktivite *** activist = bir fikrin aktif destekçisi (= supporter)
26. adapt = bir şeye uyarlamak, uydurmak ( = adjust)
27. addict = bağımlı, tiryaki *** drug addict = eroin bağımlısı
28. addiction to = bağımlılık, tiryakilik
29. addition = ilave, ek
30. additionally = ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (= furthermore, moreover)
31. adequately = yeterli bir şekilde (= sufficiently)
32. adjust = (1) uyarlamak (= adapt) (2) alışmak (= get used to)
33. adjustment = düzeltme,intibak, uyma
34. administer = (1) idare etmek, yönetmek (2) (damardan ilaç vb) vermek, sağlamak
35. admire = hayran olmak
36. admit = kabullenmek, itiraf etmek
37. adopt = (1) evlat edinmek (= take up) (2) (önlem, tedbir vb) almak
(adopt measure) (3) (başkasına ait bir şeyi) benimsemek (dil, din vb)
38. adore = çok sevmek, tapmak
39. adverse = zıt, kötü
40. advocate = (1) savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support)
41. affect = etkilemek (= influence)
42. aggravate = gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak (= deteriorate, worsen)
43. aggressive = saldırgan
44. aid = yardım etmek (= help)
45. alien (to) = yabancı
46. alongside = yanında, bitişiğinde (beside, next to)
47. alter = değiştirmek (= change)
48. alteration = değişiklik
49. amazing = şaşırtıcı, hayran bırakıcı (= astonishing)
50. amend = değişiklik yapmak (kanunda düzenleme yapmak anlamındaki gibi)
51. amendment = değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (= alteration)
52. amusing = eğlenceli, zevkli
53. announce = anons etmek, ilan etmek (= give out, declare)
54. anticipate = ummak, beklemek
55. apologize = özür dilemek (apologize to someone for something)
56. appalling = korkunç (= dreadful, horrendous)
57. appointment = (1) atama, tayin (2) randevu (= rendezvous)
58. appreciate = (1) takdir etmek, değerini bilmek (2) anlamak, farkına varmak
59. approach = (1) (zaman/ mesafe bakımından birine/bir şeye) yaklaşmak (* Do not approach with fire! (2) (bankaya/yüksek bir mevkiye vb) müracaatta bulunmak, ricada bulunmak (* She approached the bank for a loan)
60. appropriately = uygun olarak (= suitably)
61. approve of = onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek
62. arrange = düzenlemek, ayarlamak (toplantı, randevu vb)
63. artefact = insan eliyle yapılmış (sanat)
64. ascend = yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (= go up / climb up)
65. ask for = ricada bulunmak, bir şey istemek
66. aspire = şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer)
67. assemble = (1) bir araya getirmek, toplamak (= gather) (2) monte etmek (= put up)
68. assess = değerlendirmek (= evaluate)
69. assign = atamak, tayin etmek, görevlendirmek (= appoint)
70. assist somebody in something = birine bir konuda yardım etmek
71. associate = (zihninde insanlar/eşyalar arasında) çağrışım yapmak, çağrıştırmak (* I always associate the smell of baking with my childhood.) (2) (kötü yolda olan veya kötü alışkanlıkları olan insanlarla) arkadaşlık yapmak, düşüp kalkmak (* Don’t associate with those glue-sniffers.)
72. assume = (1) elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya kabul etmek, farz etmek (= conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) üstlenmek, üzerine almak (= take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her)
73. assure = birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek
74. astonishment = şaşırtmak, şaşırmak (= amazement, bewilderment)
75. attach = iliştirmek, eklemek (= enclose)
76. attack = saldırmak, saldırı
77. attain = elde etmek, erişmek (= gain, obtain)
78. attainment = ulaşmak, erişmek
79. attend = iştirak etmek, katılmak
80. attribute = (bir sebebe/nedene) dayandırmak (= base on/upon)
81. auditorium = dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm
82. available = mevcut, var olan
83. avert = (1) olmasını önlemek (2) başka yöne çevirmek (trafik akışını vb)
84. avoidable = kaçınılabilir, engellenebilir
85. award = ödül
86. backward = geri kalmış, geriye doğru
87. badly in need of = bir şeye/birine çok muhtaç olmak
88. barely = (1) hemen hemen hiç, neredeyse hiç (2) güçlükle (= hardly, scarcely)
89. bargain = (1) pazarlık, anlaşma (2) pazarlık etmek (3) kelepir, ucuz eşya
90. barren = kurak, verimsiz (= infertile, arid)
91. basic = temel (= essential, fundamental)
92. bazaar = pazar, alışveriş yeri
93. behave = davranmak
94. believe = inanmak
95. belongings = birinin kişisel eşyaları (= possessions)
96. beloved = sevgili, hazret
97. bitingly satirical = aşırı alaycı, insafsızca eleştirme
98. bizarre = tuhaf, acayip (= strange, weird)
99. blanket = battaniye
100. blaze = (1) ateş, alev, yangın (2) parlamak
101. bolt = fırlayıp kaçmak, tabanları yağlamak
102. branch = dal, branş
103. break off = (nişan, nikah vb) bozmak, ayrılmak
104. breed = (1) (hayvan için) doğurmak, yavrulamak (2) hayvan yetiştirmek
105. bribery = rüşvet *** offer bribes = rüşvet teklif etmek
106. bride = gelin
107. brief = kısa, öz *** in brief = kısaca, öz olarak
108. bring up = (1) çocuk büyütmek (2) kusmak (3) ortaya (konu vb) atmak
109. broadcast = (radyo, televizyon, hava durumu için) yayın
110. Broadly speaking = Genel konuşmak gerekirse (= generally, mostly)
111. broil = ızgara yapmak, kavurmak
112. bullfight = boğa güreşi
113. bully = (1) kabadayı, zorba (2) kabadayılık yapmak, zorbalık yapmak
114. burial = gömü, gömme
115. burn = (1) yakmak (2) yanmak
116. button = düğme
117. calculator = hesap makinesi
118. call for = talep etmek, istemek (= demand)
119. calm = sakin
120. can’t take one’s eyes off = gözlerini birinden veya bir şeyden alamamak
121. cancel = iptal etmek (= call off)
122. captivating = büyüleyici (= enchanting, fascinating)
123. captive = tutsak, esir
124. captivity = tutsaklık, esaret
125. capture = yakalamak, ele geçirmek, tutsak etmek (= apprehend)
126. careless = dikkatsiz
127. carry out = (çalışma, deney, anket vb) yürütmek, icra etmek (= fulfil, conduct)
128. carve = (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek
129. casually = günlük, sıradan, havadan sudan
130. caution = uyarı, dikkat
131. cease = sona erdirmek, durdurmak ( cease-fire= ateşkes)
132. ceaseless = aralıksız, durmadan (= non-stop)
133. celebration = kutlama
134. celebrity = ünlü
135. census = nüfus sayımı
136. ceremony = tören
137. charge (with) = --- ile yargılamak (mahkemede) (= try)
138. circulate = dolaşmak, dolaştırmak, deveran etmek (vücuttaki kan vb)
139. circulation = (1) dolaşım (2) gazete tirajı, günlük satış oranı
140. cite = örneklemek, adından bahsetmek, değinmek (= refer to, mention)
141. citizen = vatandaş *** Citizenship = Vatandaşlık
142. clarify = açıklamak (= explain)
143. claw = pençe, hayvan pençesindeki kıvrık tırnak
144. clearance = (1) mağazayı boşaltma, malları elden çıkarma, tasfiye (2) izin, yeşil ışık
145. close = (sıfat) yakın
146. closed = kapalı
147. closure = (1) kapanış (2) iflas
148. coincide with = aynı zamana denk gelmek/tesadüf etmek (= fall on the same date)
149. collapse = (1) (bina vb için) çökmek (2) bayılmak
150. collapsible = katlanabilir (kanepe vb)
151. collar = (1) yaka (2) tasma
152. colleague = iş arkadaşı
153. collide with = çarpışmak (= crash into)
154. commence = başlamak (= start) *** commencement speech = açılış konuşması
155. comment on = yorum yapmak (= interpret)
156. commercial = ticari
157. commit = (1) (intihara vb) kalkışmak, yeltenmek (2) (suç, cürüm) işelemek (3) (kendini işine, ailesine vb) adamak (= devote)
158. commit = kalkışmak, yeltenmek *** commit suicide = intihar etmek
159. common = (1) ortak (2) sıradan, yaygın *** in common with = --- ile ortak nokta
160. commonplace = yaygın, sıradan (= ordinary, usual)
161. commuter = ev ile iş arasında mekik dokuyan/gidip gelen
162. companion = dost, arkadaş
163. company = (1) arkadaşlık, dostluk (2) şirket
164. compel = zorlamak, mecbur bırakmak (= force, oblige)
165. compensation for = (1) tazminat ödemek (2) telafi etmek
166. compete = rekabet etmek, yarışmak ***competition = müsbaka, yarış
167. compete against = başkasıyla yarışmak, rekabet etmek
168. compete with = başkasıyla aynı yerden beslenmek/geçim sağlamak (kangurular koyunların otlaklarından otlanan rakip hayvanlar olması gibi)
169. competition = (1) rekabet (2) müsabaka, yarış
170. compile = derlemek, bir araya getirmek (bilgi, delil vb)
171. complain to somebody about something = şikayet etmek
172. completely = tamamen, bütünüyle (= entirely)
173. comply (with) = --- e uymak,--- e itaat etmek (= abide by)
174. compose = oluşturmak, meydana getirmek *** be composed of = --- den oluşmak
175. compound = bir sürü binanın bulunduğu etrafı çevrili mekan
176. comprise = içermek (= include)
177. compute = hesap yapmak, bir notu bilgisayara girmek(= calculate )
178. conceal = gizlemek, saklamak (= hide)
179. conceive as = (1) --- olarak algılamak/düşünmek (2) conceive of = bir şeyi ilk kendisi akıl etmek (= senaryonun konusu vb) (3) gebe kalmak
180. conclude = sonuç çıkarmak (= assume)
181. conclusion = sonuç, netice, yargı
182. condition = durum, hal / koşul,şart
183. conditionally = şartlı olarak, belli şartlara bağlı
184. conduct = (1) (deney, anket vb) idare etmek, yürütmek (= carry out) (2) (isim hali) davranış (= behaviour)
185. conduct = (1) (deney,çalışma vb) yürütmek,icra etmek (2) davranış (= behaviour)
186. confess = itiraf etmek (= speak out)
187. confident (of) = emin
188. confine to = (1) sınırlamak, bir yere mahkum etmek (2) hapse atmak (= imprison)
189. confirm = (1) onaylamak, doğrulamak (= verify) (2) (bir iddiayı, davayı vb) güçlendirmek, pekiştirmek (= strengthen)
190. conflict = (1) çatışma, savaş (2) anlaşamama, tartışma
191. conflict with = çatışmak, çarpışmak, savaşmak
192. conform to = uymak, uyuşmak (= obey the rules)
193. confront = (1) karşılaşmak, yüz yüze gelmek (2) confront about = yüzleştirmek
194. confuse = karıştırmak, şaşırmak
195. conquer = (1) fethetmek (2) yenmek, galip gelmek
196. consent = (1) razı olmak (2) izin,rıza (= permission)
197. consent to = razı olmak
198. consequence = sonuç, netice (= result)
199. conserve = korumak, muhafaza etmek
200. considerable = büyük ölçüde, önemli miktarda, azımsanamaz X negligible(=neglicıbıl)
201. considerably = önemli ölçüde, oldukça
202. considerately = düşünceli/nazik bir şekilde
203. consideration = göz önünde bulundurma/düşünme
204. consist of = ibaret olmak, meydana gelmek
205. conspire against = birine komplo kurmak (= plot against)
206. constantly = 1-sürekli 2- aralıksız
207. constantly = sürekli
208. constitute = oluşturmak, meydana getirmek (= make up)
209. constrain = zorlamak (= restrain, force)
210. construct =inşa etmek, yapmak (= build)
211. consult = danışmak (= check with)
212. consume = tüketmek (= use up)
213. contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek
214. contemporary = çağdaş, aynı çağda yaşayan
215. content with = --- den memnun
216. contest = yarışma, müsabaka *** beauty contest = güzellik yarışması
217. continent = kıta
218. contract = (1) sözleşme yapmak (2) küçülmek, büzülmek (= shrink) (3) hastalık kapmak
219. contradict = çelişmek
220. contradictory = çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran (= inconsistent)
221. contribute to = katkıda bulunmak
222. controversial = tartışmalı, fikir ayrılığına sebep olan (= disputable, debatable)
223. controversy = anlaşmazlık, fikir ayrılığı
224. conventional = geleneksel, alışılagelen
225. converse = (1) karşıt, zıt (2) konuşmak
226. convert into = dönüştürmek (= change)
227. convict = mahkum, tutuklu
228. convince = ikna etmek
229. correctly = doğru bir şekilde, düzgünce (= accurately, precisely)
230. correspond to = bir şeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek (= agree, match)
231. correspond with = birisi ile yazışmak
232. counterpart = karşılığı, dengi (“Sultan” kelimesinin counterpart’ı “Kral” dır)
233. couple = çift
234. course = (1) gidişat, ilerleme (zaman/mekan içinde) *** in the course of = ---nın esnasında (2) (nehir için) akış yönü (3) öğrenim, kurs
235. cramped = hijyenik olmayan
236. crash = (1) kaza, şiddetli ses, iflas (2) yere düşme , çarpma
237. crawl = emeklemek
238. create = yaratmak
239. credibly = inanılır bir şekilde (= believably)
240. criminal = ciddi bir suç/cürüm işlemiş,suçlu
241. crippled = felçli, kötürüm (= paralysed) (2) engellenmiş, gerilemiş (ekonomi vb)
242. crocodile = timsah (= alligator)
243. cross out = üstünü çizmek, silmek (= delete)
244. crumble = ufalanmak, parçalanmak (= disintegrate, fall apart)
245. cultivate = tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek
246. curator = sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi
247. currency = döviz
248. curve = eğim, eğmek
249. custom = gelenek, görenek *** customs = gümrük
250. customary = geleneksel (= traditional)
251. debate = tartışmak
252. debt = borç
253. deceit = kandırmak *** deceitful = hilekar, hileci
254. deceive = kandırmak, kafaya almak (= take in)
255. decipher = şifresini çözmek
256. decipher = şifresini çözmek, anlamını meydana çıkarmak
257. declare = ilan etmek, beyan etmek
258. decline = (1) azalmak, gerilemek (2) kibarca reddetmek (= turn down)
259. dedicate = kendini adamak (= devote to, commit oneself to)
260. dedicate to = kendini adamak (= devote to)
261. deduce = sonuç çıkarmak (= conclude, assume)
262. deduction = tümevarım, sonuç (= conclusion)
263. deepen = derinleştirmek, derinleşmek
264. defeat = yenmek, bozguna uğratmak (= beat)
265. defect = bozukluk, kusur, hata, sakatlık *** speech defect = konuşma özrü
266. defend = savunmak
267. define = tanımlamak
268. degeneration = yozlaşma, aslını kaybetme
269. delay = geciktirmek
270. delightful = zevkli, hoş
271. deliver = (1) siparişi teslim dağıtmak/teslim etmek (= distribute) (2) doğurmak vermek (3) deliver speech = konuşma yapmak
272. demand = (1) talep, istek (2) talep etmek, istemek ***in demand = revaçta
273. demobilize = askerden terhis etmek
274. demolish = yıkmak, parçalamak (= do away with)
275. demonstrate = (1) uygulamalı bir şekilde göstermek (= show) (2) gösteri yapmak, protesto düzenlemek
276. deny = (1) inkar etmek (2) yapmasını yasaklamak (deny somebody to do something)
277. depress = (1) üzmek (= sadden, upset) (2) bastırmak (= press down)
278. derive from = çıkarmak, gelmek
279. descend = inmek, azalmak
280. desert = çöl
281. deserve = hak etmek
282. design = plan çizmek, tasarlamak
283. design = tasarlamak, dizayn etmek
284. desire = (1) istek, arzu (2) istemek, arzu etmek (= wish)
285. desolate = mutsuz, kederli (= depressed) (2) terkedilmiş (= deserted)
286. dessert = tatlı
287. destination = hedef, varılacak yer
288. destiny = kader, kısmet
289. destroy = yıkmak, yok etmek (= damage, ruin)
290. detain = alıkoymak, göz altında tutmak (= take into custody)
291. detect = meydana çıkarmak, işin aslını ortaya çıkarmak (= discover, notice)
292. detection = teşhis etmek, belirlemek
293. deter (someone) from = caydırmak, engel olmak (= discourage)
294. deteriorate = kötüleşmek, kötüye gitmek (= aggravate, worsen)
295. determination = (1) azim, kararlılık (= ambition) (2) inat (= stubbornness, obstinacy)
296. devastate = yıkmak, tahrip etmek (= destroy)
297. develop = (1) geliş(tir)mek, genişle(t)mek, ortaya atmak (teori, fakir vb) (2) (foto) film banyo ettirmek (3) (vücudun ürettiği bir hastalığa) yakalanmak “develop cancer”
298. deviate = sapmak, yönünü değiştirmek (= diverge, stray)
299. devote = adamak
300. diagnose as = teşhis etmek
301. differentiate = ayırmak (= distinguish)
302. diminish = azalmak (= decline)
303. direct = (1) yönetmek (2) (turiste vb) yol göstermek (guide)
304. disappearance = ortadan/gözden kaybolmak (= vanish)
305. disclose = açığa çıkarmak, gün ışığına çıkarmak (= reveal, display)
306. discover = keşfetmek
307. discriminate (against) = (ırk, yaş, cinsiyet vb) ayrımcılık yapmak
308. discriminate against = ayrımcılık yapmak
309. discuss about = tartışmak (= argue)
310. disease = hastalık, maraz (= illness, ailment)
311. dismiss = kovmak (işten), kafasından çıkarmak
312. dismissal = kovma, başından savma
313. dispatch = göndermek, yollamak (= send, submit)
314. display = göstermek, sergi *** on display = sergide
315. displeased = hoşnut kalmamış, memnun olmayan (= discontented, unsatisfied)
316. dispose of = başından atmak, --- den kurtulmak (= get rid of)
317. dispute = (1) tartışmak, anlaşamamak (= disagree) (2) anlaşmazlık (= controversy)
318. disqualify = diskalifiye etmek, elemek, yetersiz görmek
319. disseminate = (bilgi, fakir vb) yaymak, dağıtmak
320. distinct = (1) farklı, ayrı, bağımsız (= different) (2) açık seçik, net (= clear)
321. distinguish = ayırmak, farkını söylemek (= differentiate)
322. distort = (1) (olayın aslını) çarpıtmak, farklı bir anlam yüklemek (= misrepresent) (2) (şeklini/biçimini vb) bozmak, tahrif etmek (= disfigure)
323. distress = (1) tehlike (2) acı, ıstırap
324. distribute = dağıtmak (= deliver, hand out)
325. divert = (trafik yönünü vb) saptırmak, başka yöne çevirmek
326. dizzy = başı dönen, kendini bayılacak gibi hisseden (= giddy)
327. docile (dosayl) = uysal, evcil
328. dominate = egemen/baskın olmak, hakim olmak, idaresi altına almak
329. donate = (para, kan vb) bağış yapmak (= contribute)
330. donation = (para, kan vb) bağış yapmak (= contribution)
331. dowry = çeyiz
332. dramatic = (1) tiyatro ile ilgili (= theatrical) (2) önemli, kayda değer (= drastic) (3) ani, çok hızlı (fiyatlarda ani ve hızlı artış gibi)
333. draw = (1) (resim vb) çizmek (2) (perde vb) çekmek, kenara almak (3) (sonuç) çıkarmak (***draw a conclusion) (4) bir maçın berabere bitmesi
334. dress code = (bir işyerinde veya okulda) kıyafet genelgesi
335. drug addict = eroin bağımlısı
336. drug dealer = eroin ticareti yapan kişi
337. dustbin = çöp kutusu (= trash can)
338. earth***** = deprem
339. edit = bir kitabı basılabilir hale getirmek, editörlük yapmak
340. edition = (kitap için) basım, baskı, yayın
341. educate = eğitmek (= train)
342. effect = etki (= influence, impact) *have an effect on = üzerinde etkisi olmak
343. elect = seçmek (= vote for)
344. eliminate = elemek, den kurtulmak (= get rid of) (2) yok etmek, yıkmak (= destroy)
345. elimination = (1) ortadan kaldırma, yok etme, bertaraf etme (2) hesaba katmama
346. embarrass = utandırma (= humiliate)
347. embrace = (1) kucaklamak (= hug, cuddle) (2) (fikir, din vb) benimsemek
348. emerge = ortaya çıkmak (= come out)
349. emphasize = vurgulamak
350. employ = (1) işe almak (2) (metot, yöntem vb) uygulamak
351. empty = (1) boşaltmak (2) boş
352. emulate = taklit etmek,(= imitate, copy)
353. enable = olanaklı kılmak
354. enclose = çevresini sarmak
355. encounter = karşılaşmak ( to face)
356. encourage = teşvik etmek
357. endure = dayanmak
358. enhance = büyülemek
359. enhancement = yükseltme, artırma, çoğaltma (= improvement, enrichment)
360. enlarge = büyütmek, genişletmek
361. enquire = soruşturmak
362. enslave = köleleştirmek, esir etmek
363. ensure = birini temin etmek/emin kılmak, birine garanti vermek
364. entertain = eğlendirmek
365. entirely = tamamen (= completely)
366. entrance = giriş
367. envy = kıskanmak, imrenmek
368. epic = destan
369. epic = destansı (şiir vb)
370. equal = eşit, adil
371. equality = eşitlik (= parity, fairness)
372. equate = eşitlemek
373. equip = donatmak
374. equip = donatmak ***equipment = donanım, teçhizat
375. erode = yıpratmak, aşınmak
376. erupt = patlamak
377. establish = kurmak, doğruluğunu kanıtlamak, kabul etttirmek
378. estimate = tahmini bir şey/rakam söylemek, tahminde bulunmak (= guess)
379. eternal = kalıcı, ebedi
380. evaluate = değerlendirmek (= assess)
381. evaluation = değerlendirme (= assessment)
382. evidently = açık ve şüphe götürmez bir şekilde, delillere dayanarak (= obviously)
383. evolve = (1) geliş(tir)mek (= develop) (2) (Biyolojide) evrim geçirmek
384. evolve = değişmek, evrim geçirmek
385. exaggerated = abartılı, mübalağalı
386. excavate = kazı yapmak
387. exceed = aşmak
388. excessive = aşırı, abartılı (sayıda, miktarda)
389. exchange = takas etmek, değiş tokuş etmek (= swap)
390. exclude = çıkarmak
391. exclusive to = herkese açık olmayan, özel (otel, tatil yeri vb)
392. exclusively = sadece, yalnızca
393. excursion = keşif gezisi
394. exhibit = sergilemek
395. exist = var olmak, mevcut hale gelmek
396. existence = var oluş, mevcut olma
397. expand = genişlemek, büyümek, nüfuz olarak artmak
398. expect = ummak, beklemek
399. expectation = umut, beklenti
400. expense = masraf
401. experience = (1) tecrübe (2) tecrübe etmek, yaşamak (3) olay, vukuat
402. expire = (yiyecek, ilaç vb için) son kullanma tarihi gelmek, miadı dolmak
403. expire = süresi dolmak
404. Expiry Date = Son Kullanma Tarihi
405. explode = patlamak
406. exploit = patlatmak, sömürmek
407. explore = keşfetmek,araştırmak
408. export = ithal etmek
409. expose = (1) açıklamak, arz etmek (= reveal) (2) (tehlikeye vb) maruz bırakmak
410. express = (1) ifade etmek, iletmek (2) çabuk, hızlı (= fast)
411. extend = (1) (tatilin, ödevin vb) süresini uzatmak (= prolong) (2) ekleme yapmak (eve birkat daha çıkmak veya balkon eklemek gibi) (= make bigger) ***extension
412. extract = elde etmek, çekip çıkarmak (üzümden sirke elde etmek gibi)
413. extraordinary = (1) fevkalade, olağanüstü (= exceptional) (2) tuhaf, alışılmadık
414. fabricate = (1) uydurmak (= make up) (2) (raf vb) monte etmek (= put up)
415. facilitate = kolaylaştırmak
416. fade = (1) solmak (2) solgun
417. failure = başarısızlık
418. faint = (1) bayılmak (= pass out) (2) solgun (ses, renk vb)
419. fairly = oldukça (= quite, rather)
420. falsify = (1) hesaplar üzerinde oynamak (2) sahtekarlık yapmak (= fake)
421. familiar (with) = aşina, tanıdık
422. famish = aç kalmak, açlıktan ölmek (= starve)
423. fare = (otobüs, uçak vb için) fiyat
424. fatal = ölümcül ***fatally injured = ağır yaralı, ölümcül yarası olan
425. favourable = olumlu, yapıcı (= positive, constructive) (2) uğurlu (= auspicious)
426. fearful for = --- için korkan/endişelenen
427. fertilize = (toprağı vb) verimli hale getirmek, verimli kılmak
428. fetch = gidip getirmek
429. fiancé = (erkek) nişanlı
430. fiancée = (kız) nişanlı
431. field trip = kır gezisi, arazi gezisi
432. fierce = (1) şiddetli, kıyasıya, çetin (rekabet vb) (2) azgın, azmış (köpek vb)
433. figure = (1) şekil, figür (2) rakam, sayı (3) figure out = anlamak (= make out)
434. filthy = (1) pis, kirli (2) dayanıksız, sağlam olmayan
435. finance = finanse etmek, paraca desteklemek
436. fine = (1) ince ince/küçük doğranmış (et, patates vb) (2) iyi, güzel (3) para cezası
437. firework = havai fişek
438. fit = (1) sağlıklı, zinde, sıhhati yerinde (= robust, healthy) (2) (bir kıyafetin şıklık bakımından değil de bedene oturması anlamında) yakışmak (3) sara nöbeti (= seizure)
439. flatmate = ev arkadaşı
440. flattery = birine yağ çekme
441. flee = kaçmak (= escape)
442. fleece = koyun postu (yünlü) *** hide = yünsüz post
443. flight = (1) uçuş (2) uçak (= airplane = aeroplane)
444. flow = (nehir vb için) akmak *** overflow = taşmak
445. fluctuate = dalgalanmak, istikrarlı gitmemek, bir artmak bir azalmak
446. fluctuate = dalgalanmak
447. focus on = odaklanmak, yoğunlaşmak (= concentrate on, centre on)
448. fold = (1) katlamak, kıvırmak, bükmek (2) bir şeyin --- katı, --- misli (twofold, tenfold = iki katı/misli, on katı/misli)
449. force = zorlamak
450. forceful = (1) güçlü, zorlu (2) etkili, ikna edici
451. forecast = önceden tahmin etmek (= predict)
452. forge = taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak
453. forgery = sahtekarlık (= counterfeit, fake)
454. forgery = sahtekarlık, kalpazanlık
455. former = önceki (iki şeyden bahsederken ilk söylenen kişi veya şey)
456. formerly = evvelki, önceki
457. formulate = formülleştirmek, formüle dökmek
458. forthcoming = yakınlaşmakta olan, gelmekte olan ( Christmas vb.)
459. fortify = takviye etmek, sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek (= strengthen, enrich)
460. fracture = kırılmak, çatlamak ( kemik, kolon vb)
461. frail = zayıf, cılız (= feeble)
462. frame = çerçeve
463. freed = serbest kalmış, özgür (= at liberty, at large)
464. fulfil = (görev, sorumluluk vb) yerine getirmek, icra etmek (= carry out)
465. fundamental = esas, temel, zorunlu (= essential)
466. funeral = cenaze töreni
467. fussy = aşırı titiz (= fastidious, meticulous, diligent)
468. fuzzy = tüylü
469. gather = (1) toplamak, bir araya getirmek (2) bir araya gelmek
470. gender = cinsiyet (= ***)
471. generate = (1) (ısı, elektrik vb) üretmek (2) (tartışma vb) ortaya atmak
472. genre (= canr) = tür, çeşit, nevi (= type, sort)
473. get rid of = başından atmak, defetmek
474. giant = dev X dwarf
475. give up = vazgeçmek, bırakmak (= abandon, abort)
476. glance = göz atmak
477. gloom = karanlık ***gloomy = üzüntülü, hüzünlü
478. glorify = yüceltmek, övmek (= praise)
479. goal = amaç, gaye (= aim)
480. govern = yönetmek
481. government = hükümet
482. grab = kapmak, el koymak (= snatch)
483. gradually = yavaş yavaş, kademeli olarak
484. grant = vermek, bahşetmek (burs, bağış vb)
485. grasp = (1) (bir nesneyi) kavramak (2) (bir konuyu) kavramak, anlamak
486. graveyard = mezarlık (= cemetery)
487. groom = damat
488. grow tired of = --- den yorulmak
489. growl = köpek ve benzeri hayvanların çıkardığı hırlama sesi
490. guide = rehber, rehberlik etmek
491. harass = saldırmak, taciz etmek ******ual harassment = cinsel taciz
492. harbour = (1) liman (2) barındırmak, sağlamak
493. hardship = zorluk
494. harshly = (1) sert bir şekilde (2) kabaca
495. hasten = acele etmek
496. havoc = hasar, yıkım (= destruction)
497. hazard = tehlike
498. hazardous = tehlikeli (= perilous)
499. hectic = heyecanlı, telaşlı, hareketli (program, ofis vb)
500. hesitate = duraklamak
501. highly = oldukça, epey (= extremely)
502. hinder = (1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak
503. hire = (1) kiralamak (2) işe almak (= employ)
504. hitchhiker = otostopçu
505. hollow = oyuk, boşluk (ağaç kovuğu vb) *** hollow promise = boş vaat
506. hopefully = inşallah (= with any luck)
507. horrible = korkunç
508. huge = iri, büyük (= enormous, immense)
509. humiliate = aşağılamak, rezil etmek, utandırmak (= embarrass)
510. hunter = avcı
511. hurricane (hörikeyn) = kasırga
512. iceberg = buz dağı (= glacier)
513. identify = teşhis etmek, kimliğini belirlemek, sınıflandırmak
514. idle = tembel (= lazy, indolent) X (= hardworking)
515. ignore = görmezden kalmak, kale almamak (= take no notice)
516. illusion = hayal,hülya, kuruntu
517. illustrate = örneklemek
518. imagine = hayal etmek
519. imitate = taklit etmek
520. immediate = (1) derhal, acele, çabuk (2) (akraba için) en yakın
521. immobilize (immmobilayz) = hareketsiz/sabit kılmak
522. impact = çarpmak
523. impeach = suçlamak, itham etmek (= accuse)
524. implement = gerçekleştirmek (realize)
525. implicate = bulaştırmak
526. imply = ima etmek
527. impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), yük olmak
528. imprisonment = hapse atmak (= incarceration)
529. improve = geliştirmek
530. inaudible = duyulamaz, işitilemez (ses vb)
531. incapable of (inkepıbıl) = kabiliyetsiz, yeteneksiz (= unskillful)
532. incapacitate = yetersiz bırakmak, olanak tanımamak, aciz bırakmak (= debilitate)
533. incessant = aralıksız, sürekli
534. incline = eğmek, eğilimi olmak, fikrini vermek
535. include = dahil etmek, içermek (= consists of, incorporate) x exclude
536. incorporate into = dahil etmek (= include, integrate)
537. incredible = inanılmaz ( = unbelievable)
538. indicate = göstermek, belirtisi olmak
539. indifference to = kayıtsız, ilgisiz olmak
540. induce = -e neden olmak, ikna etmek
541. inevitable = kaçınılmaz (= inescapable)
542. infer = anlamak, sonucunu çıkarmak
543. influence = (1) etki (= impact, effect) (2) etkilemek
544. influential (influwenşıl) = nüfuzlu, sözü geçer, çevresi geniş (= well-connected)
545. inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into)
546. inhibit = göz dağı vermek
547. initially = başlangıçta, ilk etapta (= at first)
548. initiate (inişiyeyt)= başlatmak (= start, commence)
549. injure = incitmek
550. injustice = eşitsizlik, adaletsizlik (= inequality, unfairness)
551. innovate = yeni bir şey icat etmek, yenilik getirmek (= invent)
552. innovation = yenilik, yeni bir şey icad etmek
553. innovative = yenilikçi, icatçı
554. insatiable (inseyşıbıl) = (1) gözü doymaz, doyumsuz, aç gözlü (2) obur, pisboğaz
555. insignificant = (1) ehemmiyetsiz, önemsiz (2) anlamsız, manasız
556. insist (on) = ısrar etmek (= persist in)
557. inspect = incelemek
558. instantaneously = anlık, bir anda olan, aniden (= immediately,
instantly)
559. institute = kurmak
560. instruct = talimat vermek
561. insulate (against) = yalıtmak, (soğuğu/sesi vb) kesmek (hırkanın soğuğu kesmesi gibi)
562. integrate = bütünleşmek, kaynaşmak
563. intelligence = (1) zeka, akıl (2) haber ajansı
564. intention (intenşın) = niyet
565. intentional = kasıtlı,maksatlı,bilebile (= deliberately)
566. interaction (with) = etkileşim
567. interfere = başkasının işine burnunu sokmak
568. interfere with = karışmak, müdahale etmek
569. interpretation = yorum, çeviri
570. interrogate = sorguya çekmek
571. interview = (1) röportaj, röportaj yapmak (2) mülakat, mülakat yapmak
572. intimate = (1) samimi (2) tanıdık, aşina (alışılan plaj, trafik manzaraları vb)
573. introduce = (1) tanıştırmak (2) yeni bir icadı/fikri ortaya atmak
574. invade = işgal etmek, istila etmek (= attck, occupy)
575. invaluable = paha biçilmez, çok değerli (= priceless)
576. invent = icat etmek (= make up)
577. invest (in) = para yatırımı yapmak
578. investigate = araştırmak, incelemek (= search, look into)
579. invoke = dilemek
580. involve = (1) dahil etmek (2) gerektirmek
581. involvement = dahil olma, karışma (= association, participation)
582. irregularity = (1) yolsuzluk, hile (2) düzensizlik
583. isolate = izole etmek, (iki şeyi vb) birbirinden ayırmak, tecrit etmek
584. jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmak (= endanger, imperil)
585. join = katılmak, iştirak etmek
586. joint = (1) eklem, mafsal (2) ortaklaşa yapılan (= mutual)
587. justify = doğrulamak
588. kennel = köpek kulübesi
589. keyhole = anahtar deliği
590. kidnapper = adam/çocuk kaçıran (= abductor)
591. knock = (1) devirmek (2) (kapı vb) çalmak
592. knowledge = bilgi
593. label = etiketlemek
594. lamb = (1) kuzu (2) kuzu eti
595. latter = sonraki x former = önceki
596. lawyer = avukat (= solicitor)
597. leak = (1) (su, yağ vb) sızmak (2) (bilgi, gizli sırlar vb) medyaya sızmak
598. legend = efsane (= myth)
599. legislate = yasamak
600. leisure = boş vakit
601. lessen = azaltmak (= diminish)
602. levy = zorla toplama (haraç)
603. Likewise = Buna benzer şekilde, Aynen bunun gibi (= Similarly)
604. listless = yorgun, bitkin (= exhausted)
605. literacy = okur yazarlık
606. litter = çöp (= trash, garbage, rubbish)
607. loathe = nefret etmek (= abhor, hate)
608. locate = yerleştirmek
609. location = mevki, yer
610. loose = gevşek, sıkıca bağlanmamış, gevşemiş X tight
611. lovely = sevecen, sevimli
612. luggage (lagiç) = bagaj
613. magical (mecikıl) = sihirli
614. mainstream = pek çok kişi tarafından kabul gören inanış veya düşünce
615. maintain = korumak
616. make a decision = karar vermek
617. manage = (1) başarmak, üstesinden gelmek (2) yönetmek, idare etmek
618. management = yönetim idare
619. manipulate = elinde oynatmak
620. manner = davranış, tutum (= attitude)
621. manufacture = fabrikada üretmek
622. march = ilerleme, ilerleyiş, marşla yürümek
623. massacre (messekı=r) = soykırım, katliam (= genocide)
624. master = (1) efendi, sahip (2) hakim olmak, bir şeyi detaylarıyla bilmek (= govern)
625. masterpiece = şaheser, baş yapıt
626. mature (maçu=) = olgun
627. meadow = çayır, otlak, mera (= pasture)
628. meander = (1) dolambaçlı yol (2) avare avare dolaşmak
629. measure (mejı=r) = (1) ölçü, ölçmek (2) tedbir, önlem (= precaution)
630. mediate between = arabuluculuk etmek, arasını bulmak
631. meet = (1) (ihtiyaç, talep vb) karşılamak (2) tanışmak (3) (bir yolcuyu) karşılamak
632. memorial = anıt
633. memory = hafıza
634. merge = birleşmek, bir araya gelmek ( iki şirketin birleşmesi vb)
635. migrate = göçmek
636. minor = (1) az (2) önemsiz, küçük *** minority= azınlık
637. miraculously = mucize eseri
638. misbehave = terbiyesizlik yapmak, kötü davranışlar sergilemek
639. mischief = yaramazlık, haşarılık (= misbehaviour)
640. misunderstanding = yanlış anlaşılma (= misconception)
641. mix up = aklını karıştırmak,karıştırmak
642. mock at = dalga geçmek, alay etmek (= tease, make fun of)
643. modify = değiştirmek (= change)
644. mood = ruh hali, moral ***in a bad mood = morali bozuk olmak
645. mourning = yas, keder (= lamentation) ***mournful = yaslı, yas tutan
646. move = (1) hareket etmek, taşımak (2) (bir yerden bir başka yere) taşınmak
647. movement = (1) hareket (2) (edebiyatta vb) akım
648. multinational = çok uluslu
649. municipality = belediye
650. murder = (1) öldürmek, cinayet işlemek (= kill) (2) cinayet
651. mystery = gizem, sır (= enigma)
652. narrowly = kıl payı (= She narrowly escaped death yesterday.)
653. native to = yöreye has/özgü
654. neglect = ihmal etmek (= ignore)
655. nervous = gergin (sınav öncesi vb..) *** nervous attack = sinir krizi
656. neutrality (nötraliti) = tarafsızlık (= impartiality)
657. notice = (1) ilan (2) fark etmek
658. obese = şişman, obez
659. obey = uymak, itaat etmek ( kurallara vb)
660. objection = itiraz
661. obligation = zorunluluk, mecburiyet
662. obscure = (1) silik (2) anlaşılmaz hale getirmek, karışık hale getirmek (= confuse)
663. observe = gözlemlemek
664. obsolete = modası geçmiş, eskide kalmış
665. obtain = elde etmek (= gain, attain)
666. occasion = (1) özel olay, önemli gün (2) durum, hal
667. occasional = ara sıra, nadiren (= infrequent)
668. occupy = (1) (ülke/şehir vb) işgal etmek (2) bir mekanı doldurmak, yerleşmek
669. occur= meydana gelmek
670. occurrence = vukuat, olay
671. odd = (1) tuhaf (=strange, weird *(wiyırd) (2) odd numbers = tek sayılar (1,3,5 ..)
672. Oddly enough! = Ne tuhaftır ki …!
673. odour = koku ***odourless = kokusuz X (aromatic = hoş kokulu)
674. offend = (1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
675. offer = (1) teklif, teklif etmek (2) (imkan, fırsat vb) sağlamak, sunmak
676. officially = resmen, resmi olarak
677. opportunity = fırsat *** opportunist = fırsatçı
678. opposition = karşıtlık, muhalefet,zıtlık
679. oppress = zulmetmek (= persecute)
680. ordinary = sıradan, alışılagelmiş (= commonplace, mundane, average)
681. originally = ilk başta, ilk önceleri (= initially, at first)
682. ornament = (1) süs, süs eşyası (2) süslemek
683. orphan = yetim bırakmak
684. outcrop = yeryüzüne çıkmış katman
685. outcry = feryat figan, çığlık
686. outdo = birini geride bırakmak, sollamak, ekarte etmek (= surpass)
687. outing = gezi, gezinti
688. outlet = (sadece bir çeşit ürün veya sadece bir firmanın ürününü satan) şube
689. overlap = üstüste binmek
690. overlook = (1) göz ardı etmek, görmezden gelmek (= ignore) (2) (bir evin denize bakması, bir ofisin otoparka bakması gibi) --- e bakmak
691. overtake = (arabasıyla bir başka arabayı) sollamak
692. overtake = sollamak, bastırmak
693. partially = kısmen
694. participate in = katılmak, iştirak etmek (= take part in, join, attend)
695. participation = iştirak, katılım ***participatory = katılımcı
696. particular (pıtik=ulır) = özel, önemli *** in particular = özellikle
697. particularly = özellikle
698. passenger = toplu taşıt yolcusu
699. passionately = ihtirasla, tutkuyla
700. patiently = sabırla, sabırlı bir şekilde (= uncomplainingly)
701. pavement = kaldırım (= side-walk)
702. peace and quiet = huzur ve sükunet
703. peak = doruk, zirve *** at peak = zirvede, dorukta
704. peculiar = tuhaf, acayip (= odd, weird, strange)
705. pedestrian = yaya
706. penalize = ceza vermek, cezalandırmak (= punish)
707. perceive = algılamak
708. permission = izin, müsaade
709. persevering = sebatkar, gayretli
710. persist = ısrar etmek, sürüp gitmek
711. persuade = ikna etmek
712. pessimism = kötümserlik ***pessimist = kötümser ***optimist = iyimser
713. pet = ev hayvanı
714. pioneer = öncü, yol açan, öncülük eden (= forerunner)
715. placement = yerleştirme
716. plague (pleyg) = (1) veba (2) öldürücü salgın hastalık (3) (bela vb) musallat olmak
717. plain = (1) düz, sade (2) ova, düzlük
718. plead = yalvarmak , rica etmek
719. please = (1) memnun etmek, tatmin etmek (= satisfy) (2) Lütfen!
720. pledge (plec) = ciddi bir söz vermek, ciddi bir vaat
721. poem = şiir ***poetry = şiir
722. point = (1) anlam, mana ***pointless = anlamsız (2) (zamanda/mekanda vb) nokta
723. policy = tutum, kural, prensip, ilke
724. polio = çocuk felci
725. pose = ortaya çıkarmak, poz vermek
726. possess = sahip olmak, etkilemek
727. possession = eşya, mal mülk
728. post = (1) vazife, görev, iş (2) posta
729. postpone = ertelemek (= put off)
730. practically = 1-hemen hemen 2-uygun olarak, pratik olarak
731. praise = övmek (= glorify, compliment)
732. precede = - den önce gelmek
733. predict = tahminde bulunmak
734. predictable = tahmin edilebilir, sağı solu belli
735. prejudice = ön yargı (= bias)
736. present = (1) sunmak, tanıtmak (2) mevcut, var olan (= existing)
737. preserve = korumak, muhafaza etmek
738. pressure = baskı, basınç ***under pressure = baskı altında
739. prevent = engel olmak, mani olmak
740. previously = önceden, eskiden (= formerly)
741. prior (to) = --- den önce, --- den evvel
742. prison = hapishane (= jail)
743. probability = olasılık
744. process = (bir malzemeyi) işlemek
745. progress = ilerlemek ***in progress = devam eden, ilerlemekte olan
746. promote = (1) terfi etmek, makamını yükseltmek (2) reklam yapmak
747. prompt = çabuk, ivedi, acele, vakit geçirmeden (= punctual, immediate)
748. promptly = derhal, hemen
749. proofread = bir metni inceleyip üzerindeki yanlışları düzeltmek
750. properly = adam akıllı
751. property = mal, mülk
752. proportion = oran ***in proportion to = ---e oranla
753. protection against = koruma
754. provoke = kışkırtmak, tahrik etmek
755. publish = (kitap, kaset vb) yayımlamak
756. purchase (pö=çıs) = (1) satın almak (2) satın alınan eşya
757. purchase = satın almak (= buy)
758. purpose = amaç, gaye
759. pursue = takip etmek (= follow, chase) ***in pursuit of = ---nın peşinde
760. push = itmek X pull = çekmek
761. put forth = öne sürmek, ortaya atmak (= put forward, bring up)
762. queue = sıra, kuyruk
763. race = (1) ırk (2) yarış
764. racism = ırkçılık, milliyetçilik (= nationalism)
765. raid = yasadışı işlere yapılan baskın (= seizure)
766. raise = (1) artırmak, yükseltmek, kaldırmak (su seviyesini, maaşları vb) (2) (hayvan/insan) yetiştirmek, büyütmek (3) (sorun, konu, fikir vb) ortaya atmak
767. rate = oran, hız
768. receive = almak, kabul etmek
769. reckless = = dikkatsiz, pervasız (= irresponsible, thoughtless)
770. recklessly = dikkatsizce, pervasızca (= irresponsibly, thoughtlessly)
771. recognize = (daha önce gördüğü birini veya bir şeyi gördüğünde) tanımak
772. recommendation = tavsiye, öneri
773. referee = hakem (= arbitrator)
774. refreshing = canlandırıcı, serinletici (aperatif yiyecek, temiz hava vb)
775. refugee = mülteci
776. refund = parayı iade etmek
777. regard = (1) saygı (= respect) (2) göz önünde bulundurmak
778. regional = bölgesel
779. register = (1) sicil,kütük (2) kaydetmek
780. regret = (1) pişmanlık (2) üzüntü
781. regretful = pişman, üzgün (= remorseful)
782. regrettable = üzücü, üzüntü/keder/esef verici
783. regularly = düzenli bir şekilde *** on a regular basis = düzenli bir şekilde
784. rehearse (rihörs) = prova yapmak ***rehearsal = prova
785. reject = red etmek (= turn down)
786. rejection = ret, kabul etmeme (= refusal)
787. relate = (1) rivayet etmek, anlatmak, aktarmak (2) ilişkili/alakalı olmak
788. release = serbest bırakmak,salmak (= let out)
789. relentless = (1) merhametsiz (2) amansız, hummalı, aralıksız devam eden
790. relief = rahatlama, ferahlama ***relief work = afet kurtarma ekibi
791. relocate = yerini değiştirmek, yerinden etmek (= displace)
792. reluctant (rilaktınt) = isteksiz (= unwilling)
793. remain = kalıntı
794. remark = (1) söylemek, belirtmek (2) düşünce, fikir
795. remembrance = anma, hatırlama, yad etme (= commemoration)
796. reminiscent of = andıran, hatırlatan, anımsatan (= suggestive of)
797. remote = (1) uzak, ırak (2) ıssız, ücra ***remote control = uzaktan kumanda
798. removal = (1) (leke vb şeylerin) çıkarılması, sökülmesi (2) (evin vb) taşınması
799. remove = (1) (leke vb) çıkarmak, temizlemek (2) sökmek
800. repeatedly = defalarca, tekrar tekrar (= continually, constantly)
801. repetitive = monoton, sıkıcı
802. replace (with) = (1) eski yerine koymak (2) --- ile değiştirmek
803. replica = aslına çok benzeyen kopya
804. request = rica etmek
805. require = gerektirmek (= necessitate)
806. requirement = ihtiyaç, gereksinim
807. resentful = alıngan, darılmış
808. reside = ikamet etmek, yerleşmek
809. resident = bir yerde ikamet eden, halk (apartman, mahalle sakini vb)
810. resign from = --- den istifa etmek ***resignation = istifa
811. resolve = (1) çözmek (= sort out) (2) karar vermek
812. resort = (1) son çare olarak bir şeye başvurmak (2) tatil yeri/beldesi
813. response = karşılık, cevap
814. restlessness = huzursuzluk, içinin rahat olmaması X calmness
815. result = sonuç (= outcome)
816. reveal = açığa çıkarmak, gün yüzüne çıkarmak (= disclose, display)
817. revenge = intikam, intikam almak *** take revenge on = intikam almak
818. revolve = (1) dönmek (2) döndürmek, çevirmek
819. reward = (1) ödül (2) ödüllendirmek *** rewarding = tatmin edici (iş vb)
820. ride = (at, bisiklet vb) binmek
821. rightfully = haklı olarak, haklı yere X wantonly = durduk yere, sebepsiz yere
822. rise = ortaya çıkmak, artmak, yükselmek
823. rob somebody of something = birini soymak ***robbery = soygun
824. robust (rıbast) = turp gibi, sapasağlam
825. rough (raf) = (1) kaba pürüzlü (zemin, yüzey vb) (2) nazik olmayan, sakar bir şekilde (3) (deniz/okyanus için) dalgalı, fırtınalı
826. rubble = enkaz, yığın (= wreckage)
827. sacrifice = adamak, kurban adamak
828. salute = selamlamak (= greet)
829. satisfaction = tatmin, memnuniyet
830. savage = vahşi
831. scald = kaynar suyla yakmak/haşlamak (el, kol vb)
832. scalp = kafa derisini yüzmek
833. scarce = seyrek, az
834. scarcely = hemen hemen hiç (= barely, hardly)
835. scatter = saçmak, serpmek
836. sceptical = şüpheci (= cynical)
837. scratch = (1) kazımak, tahriş etmek (2) tırmalamak
838. sculpture = heykel ***sculptor = heykeltırtaş
839. seam = (1) kıyafetlerin dikiş yerleri (2) (yara için) dikiş yeri
840. seasonal = mevsimine uygun
841. secure = güvenli, emniyetli (= safe)
842. sedate = (1) sakinleştirmek, yatıştırmak (2) sakin, soğukkanlı (= composed)
843. seed = tohum
844. seize = (1) baskınla ele geçirmek (= raid) (2) (birinin kolunu vb) kavramak
845. sense = (1) duygu **sensitive = hassas, duygusal (2) mantık **sensible = mantıklı
846. sentence = (1) birini hapse/cezaya mahkum etmek (2) cümle
847. sentimental = duygusal (= emotional)
848. session = toplantının her bir oturumu
849. sewage = lağım, kanalizasyon
850. shade = (1) gölgelik (2) renk tonu
851. shortcoming = kusur, eksik, noksan
852. shorten = kısaltmak
853. show off = hava atmak
854. shuffle = karıştırmak ( iskambil kağıtlarını); ayak sürüyerek yürüme
855. sigh = iç çekmek *** a sigh of relief = derin/rahat bir nefes
856. significant = (1) önemli, kayda değer (2) manalı, anlamlı
857. silent = sessiz, sakin
858. simply = (1) basit bir şekilde (2) sadece, yalnızca (= only, solely, merely)
859. simulate = taklit etmek *** simulation = taklit
860. sink = (1) batmak (2) lavabo, musluk taşı
861. situate = konuşlandırmak, yerleşmek, yerleştirmek (= locate)
862. size = (1) (insan için) kıyafet bedeni (2) ebat, boyut
863. skill = beceri, yeti, istidat (= talent, ability)
864. slaughter = (1) kurban etmek, kesmek (2) öldürmek, cinayet işlemek (= murder)
865. slavery = kölelik
866. sleeve = gömlek, gömlek kolu *** buy on the sleeve = veresiye satın almak
867. slight = hafif, az
868. slip = kaymak *** slip of the tongue = dil sürçmesi
869. smash = (cam, kapı vb) paramparça etmek, kırıp parçalamak
870. smother (smadır) = (1) (yastık vb ile) boğmak (2) üzerini örtmek, kamufle etmek
871. snap = (fotoğrafçılıkta) poz
872. soap = sabun ****soap opera = pembe dizi
873. sociable = sıcak kanlı, insanlarla çabuk kaynaşan
874. solely = yalnızca, sadece
875. soothing = yatıştırıcı (= comforting, calming)
876. spectacular = görkemli, harikulade
877. spectacular = görkemli, muhteşem (= impressive, stunning)
878. spend = harcamak ( para vb)
879. spillage = (yere vb) dökülen şey, döküntü (su vb)
880. spin = (1) fırıl fırıl dönmek (2) (ip için) eğirmek
881. spine = omurga, belkemiği
882. spiritual = manevi, ruhani
883. spoiled = şımarık (= mischievous (=misçivıs)
884. spouse = eş (karı veya koca)
885. spread = yaymak, yayılmak ***widespread = geniş çaplı, yaygın
886. spring = (1) bahar mevsimi (2) su kaynağı
887. stability = istikrar, denge
888. staff = personel
889. stage = (1) sahne (tiyatro) (2) aşama, merhale
890. stage = sahne, derece
891. startle = (1) korkutmak, ürkütmek (2) şaşırtmak, affalatmak
892. statement = (1) söz, ifade (2) demeç *** give statement = ifade vermek
893. statue (steyçu) = heykel
894. steadily = sabit bir şekilde, istikrarla (= constantly)
895. steal = çalmak, hırsızlık yapmak
896. stealthily (steltili) = hırsız gibi, sinsi bir şekilde (= sneakily (snikili)
897. stem = ağaç gövdesi *** stem from = --- den kaynaklanmak
898. stimulate = (1) teşvik etmek, motive etmek (= encourage) (2) (beyni) uyarmak
899. stir = (1) karışıklık, kargaşa (2) karıştırmak ( çorba vb) ***Stir up = Kızıştırmak
900. store = depo, depolamak
901. storm = fırtına ***blizzard = kar fırtınası
902. stranger = yabancı, ecnebi
903. stray = (1) başıboş aylak kimse (2) sokakta yaşayan kedi, köpek vb
904. stress = (1) buhran, bunalım, stres (2) vurgulamak (= emphasize)
905. stretch = (1) uzamak, uzanmak (2) germek
906. strike = (1) grev *** on strike = grevde (2) darbe, vuruş
907. stroll = ağır ağır dolaşmak (= go for a stroll = dolaşmaya çıkmak)
908. subject to = (1) (ölüme, yalnız kalmaya vb) maruz kalmış (2) olası, muhtemel
909. substantial = çok önemli, önemli ölçüde
910. sue = dava açmak
911. sufficiently = yeterli miktarda
912. suffrage = oy kullanma hakkı
913. suggestion = öneri, tavsiye
914. suggestive of = manalı, imalı, insanın aklına bir şey getiren
915. suit = yakışmak (kıyafetin vb.)
916. supply = (1) tedarik etmek,sağlamak (2) kaynak *** supply of water= su kaynağı
917. support = desteklemek
918. supportive = (1) destek veren, anlayış gösteren (2) yardımsever, şefkatli
919. suppress = (duygularını, bağışıklık sistemini vb) baskılamak
920. surpass = üstün olmak, geride bırakmak, üstün olmak
921. surrender = teslim olmak X surround
922. suspend = askıda , muallakta bırakmak, okuldan uzaklaştırma
923. suspicion = şüphe
924. symptom = semptom, belirti (hastalık vb için)
925. take off = (1) havalanmak (2) taklit emek
926. take on = (sorumluluk vb) üstlenmek
927. tame = evcil hayvan (= docile, domesticated)
928. tapestry = duvar halısı
929. tasteful = (1) zevkli, zevkine düşkün kişi (2) zevkle yapılan/hazırlanan (desen vb)
930. tasty = lezzetli
931. temple (tempıl) = tapınak, mabet (= shrine, sanctuary)
932. tenderness = şefkat, merhamet, anlayış (= affection)
933. terminal = (1) ölümcül (hastalık) (= perishing) (2) uçta/sonda bulunan, son, nihai
934. terminate = (1) (sözleşme, kontrat vb) sonlandırmak, bitirmek (2) yok etmek
935. territory = bölge, arazi
936. the rest of… = --- nın geri kalanı
937. thoughtless = düşüncesiz, patavatsız, kaba (= tactless, rude)
938. throughout = boyunca
939. throw = atmak, fırlatmak
940. throw out = (çöp vb) dışarı atmak
941. thunderstorm = yıldırımlı fırtına
942. tomb = mezar, kabir, türbe (= grave)
943. tough = (1) sert, katı, dayanıklı madde (2) (yiyecek vb) çiğnenmez, iyi pişmemiş (3) (insan için) çetin, dayanıklı, çok hayat tecrübesiyle yoğrulmuş
944. trace = iz, izini sürmek
945. trade = (1) ticaret yapmak, alım satım yapmak (2) ticaret
946. traditional = geleneksel
947. trail = iz, patika
948. train = (1) eğitmek, eğitim görmek (= educate) (2) idman/antrenman yapmak (3) stajyerlik/çıraklık yapmak
949. transmit =(1) göndermek, iletmek (mesaj vb) (2) (hastalık vb) bulaştırmak
950. trash = çöp (= garbage)
951. treasure (trejı= )= hazine
952. treat = (1) tedavi etmek *** treatment = tedavi (2) davranmak
953. trick = hile, tuzak, çeldirme ***play a trick on = kandırmak, kötü şaka yapmak
954. trim = (1) (ağaç) budamak (2) (saç) kırpmak, kesmek
955. tripe = işkembe
956. truthful about = (1) sadece doğruyu söyleyen (2) gerçeklere uygun, doğru (söz)
957. turn in = (1) (yetkili kişiye) teslim etmek (2) uyumaya gitmek
958. unattended = sahipsiz, sahibi ortada gözükmeyen (eşya, çocuk vb)
959. unbearable = katlanılmaz, dayanılmaz (baskı, sıcaklık, soğuk vb) (= intolerable)
960. uncultured = kültürsüz, tahsilsiz, cahil (= uncultivated, boorish, unsophisticated)
961. undermine = zayıflatmak, baltalamak, temelini çürütmek (= weaken)
962. undertake = (zor ve üzün sürebilecek bir işi) üstlenmek, sorumluluğunu almak
963. undertake = üstlenmek (= take on)
964. unfortunate = talihsiz, şansız (= unlucky)
965. unlimited = sınırsız (= unrestricted)
966. unreliable = güvenilmez
967. untimely = vakitsiz, yersiz, olmadık zamanda (= at an awkward time)
968. unusual = sıra dışı, alışılmamış (= extraordinary, exceptional)
969. unwind = (1) (özellikle işten sonra) rahatlamak, dinlenmek (2) düğüm/sargı çözmek
970. upgrade = (bilgisayar gibi makineleri) güncellemek, modelini yenilemek
971. urgent = acil (= pressing)
972. vacation = tatil
973. vague (veyg) = (1) belirsiz, üstü kapalı (2) net hatırlanamayan şey X vivid
974. valley = vadi
975. vanish = 1- ortadan kaybolmak 2-yok olmak
976. variety = değişiklik, çeşitlilik
977. vast = büyük, engin, muazzam (= immense, tremendous, huge)
978. vet = veteriner
979. vigorously = gayretle (= diligently)
980. violate (vayoleyt) = (kural, kanun, hak vb) ihlal etmek, çiğnemek (= abuse)
981. violent = şiddetli, şiddet içerikli
982. virtually = hemen hemen, neredeyse (= practically, nearly, almost)
983. vocation = meslek
984. volunteer = gönüllü, ücret almadan yardım eden
985. vote for/against = (1) oy (2) oy vermek
986. voyage = deniz yolculuğu
987. wantonly = (1) durduk yere, sebepsiz yere (2) ahlaksızca, şehvetle
988. wear = takınmak( gözlük, kolye, kıyafet),giymek
989. weep = ağlamak, sızlamak (= cry, sob)
990. whirl = (1) hızla dönmek (2) girdap
991. wholly = tamamen, tümüyle, bütünüyle (= entirely)
992. widely = geniş çapta, oldukça
993. widow = kadın dul ***widower = erkek dul
994. withdraw from = (1) (savaştan,seçimlerden vb) geri çekilmek (= pull out of) (2) (bankadan, hesaptan vb) para çekmek
995. withdrawn = içine kapanık (= reserved, inhibited)
996. witness = (1) şahit olmak (2) tanık, şahit, görgü tanığı
997. worthless = değersiz (= valueless)
998. yard = avlu, bahçe
999. yield = (1) ürün meyve vermek (2) ürün kazanç
1000. zip = fermuar
11 Şubat 2014 Salı
Yabancı Denizcilerle Bizlerin Farkları
Yabancı dediğimize bakmayın,aslında onlar da sizler,bizler gibi etten kemikten insanlar.Buraya kadar her şey aynı fakat nedir bizleri farklı yapan da onlardan daha düşük klansmanda gösteren.Eğitim seviyesi,pasaportları,yaşadıkları coğrafya,ülkelerindeki uygulanmakta olan denizcilik politikaları dediğinizi duyar gibiyim.
Aslına bakarsanız,düşündüklerimizin hemen hepsi doğru.Öncelik olarak eğitim kısmına değinmek istiyorum.Maalesef ülkemizde birçok alanda olduğu gibi bu alanda da birçok eksikler mevcuttur.Eğitim kurumları en az gereksinim olan materyalleri toparlayıp sonrasında birtakım yerlere başvurularını yapıyorlar.Mesela birçok okulda olmazsa olmazların başında simülatörler gelmektedir.Bana sorarsanız sadece simulatör altyapısını tamamlayıp ben yeterliyim demek kendimizi kandırmaktan başka birşey değildir.Ne yapmamız gerekir diye sorarsak eğer,görmüş ve edinmiş olduğum bilgilere dayanarak şunları diyebilirim;Öncelikli olarak birçok okulda simulatörden öte,gerçeklerini öğrencilerine sunabilmelidir.Bütün denizcilik okullarının gemileri olmalıdır.Olmalı ki,o mesleği seçen çocuk,gelecekte ne işle meşgul olacağını bilebilmeli.Tıp fakültelerinde neden kadavra üzerinde çalışırlar ya da uçuş eğitimi alan insanlar neden ön eğitimden hemen sonra eğitim uçuşlarına başlarlar?İşte bunların hepsi o mesleği seçecek kişilerin ne işle meşgul olacaklarını gösterir ve de yolun başında başka alanlara yönelme şansı verir.En basiti,her yıl onlarca belki yüzlerce ticari gemi,söküm merkezlerinde parçalanıp hurdaya ayrılıyorlar.Yani bu gemilerin hepsi o kadar da berbat halde değiller.Pekala bakım yapılıp kıyı seferi yapacak kadar eğitim amaçlı okullara hibe edilebilir,zengin armatörler tarafından hediye edilebilir veyahut devlet desteğiyle bu eğitim kurumları,eğitim gemilerine kavuşabilirler.
Pasaportları ve yaşadıkları coğrafyaları kısmı aslında içiçe olan bir tartışma konusu.Eğer sağlam bir ülkenin(özellikle denizcilik konusunda)vatandaşıysanız aslında pek de fazladan birşey yapmanıza gerek yok aslında.Bir İngiliz,Amerikalı,Hollandalı v.s iseniz 1-0 önde başladınız demektir.Bu kişiler kendilerinin denizcilik konusunda üstün olduklarını kabul etseniz de etmeseniz de kendi yazmış oldukları hüküm ve kurallarla alenen belirtmişlerdir.Zaten geriye de pek fazla söylenecek birşey kalmıyor.
Fakat bizlerin de şöyle bir özelliği var.Her ne kadar çarpık bir eğitim sistemi,alakasız ve bihaber yöneticiler,yanlış politikalar varken,bizlerin en büyük özelliği sayesinde birçok yabancı armatör tarafından ama gemilerine ama yatlarına personel olarak atanıyoruz.Mesela bir Avrupalı veya başka bir memleketli iş adamının yatına Filipinli alınmaz.Onlara göre Filipinli çalışan bir tekne 2.sınıf teknedir.Bu sebeple bizler o konularda şanslıyız.Şanslıyız çünkü şans faktörü önemli.Çünkü dediğimiz gibi politik olarak dış Dünya ile kopuk olduğumuz için ancak şansımız sayesinde bazen birşeyler yapabiliyoruz.Zaten şans verildiği an gerekeni fazlasıyla yapıyoruz.
Bu aşamadan sonra gerçekten bu meslek çalışanlarının birlik olmaları gerekmektedir.Aksi halde ülke filosu daha fazla kaldırmayacak ki kaldırmıyor.Birçok okul mezunu veya yeni başlamak isteyen personel işsiz.Aynı laflar sürekli dönüyor herkesin ağzında ama maalesef başka çıkar yolu yok.
Selametle...
Aslına bakarsanız,düşündüklerimizin hemen hepsi doğru.Öncelik olarak eğitim kısmına değinmek istiyorum.Maalesef ülkemizde birçok alanda olduğu gibi bu alanda da birçok eksikler mevcuttur.Eğitim kurumları en az gereksinim olan materyalleri toparlayıp sonrasında birtakım yerlere başvurularını yapıyorlar.Mesela birçok okulda olmazsa olmazların başında simülatörler gelmektedir.Bana sorarsanız sadece simulatör altyapısını tamamlayıp ben yeterliyim demek kendimizi kandırmaktan başka birşey değildir.Ne yapmamız gerekir diye sorarsak eğer,görmüş ve edinmiş olduğum bilgilere dayanarak şunları diyebilirim;Öncelikli olarak birçok okulda simulatörden öte,gerçeklerini öğrencilerine sunabilmelidir.Bütün denizcilik okullarının gemileri olmalıdır.Olmalı ki,o mesleği seçen çocuk,gelecekte ne işle meşgul olacağını bilebilmeli.Tıp fakültelerinde neden kadavra üzerinde çalışırlar ya da uçuş eğitimi alan insanlar neden ön eğitimden hemen sonra eğitim uçuşlarına başlarlar?İşte bunların hepsi o mesleği seçecek kişilerin ne işle meşgul olacaklarını gösterir ve de yolun başında başka alanlara yönelme şansı verir.En basiti,her yıl onlarca belki yüzlerce ticari gemi,söküm merkezlerinde parçalanıp hurdaya ayrılıyorlar.Yani bu gemilerin hepsi o kadar da berbat halde değiller.Pekala bakım yapılıp kıyı seferi yapacak kadar eğitim amaçlı okullara hibe edilebilir,zengin armatörler tarafından hediye edilebilir veyahut devlet desteğiyle bu eğitim kurumları,eğitim gemilerine kavuşabilirler.
Pasaportları ve yaşadıkları coğrafyaları kısmı aslında içiçe olan bir tartışma konusu.Eğer sağlam bir ülkenin(özellikle denizcilik konusunda)vatandaşıysanız aslında pek de fazladan birşey yapmanıza gerek yok aslında.Bir İngiliz,Amerikalı,Hollandalı v.s iseniz 1-0 önde başladınız demektir.Bu kişiler kendilerinin denizcilik konusunda üstün olduklarını kabul etseniz de etmeseniz de kendi yazmış oldukları hüküm ve kurallarla alenen belirtmişlerdir.Zaten geriye de pek fazla söylenecek birşey kalmıyor.
Fakat bizlerin de şöyle bir özelliği var.Her ne kadar çarpık bir eğitim sistemi,alakasız ve bihaber yöneticiler,yanlış politikalar varken,bizlerin en büyük özelliği sayesinde birçok yabancı armatör tarafından ama gemilerine ama yatlarına personel olarak atanıyoruz.Mesela bir Avrupalı veya başka bir memleketli iş adamının yatına Filipinli alınmaz.Onlara göre Filipinli çalışan bir tekne 2.sınıf teknedir.Bu sebeple bizler o konularda şanslıyız.Şanslıyız çünkü şans faktörü önemli.Çünkü dediğimiz gibi politik olarak dış Dünya ile kopuk olduğumuz için ancak şansımız sayesinde bazen birşeyler yapabiliyoruz.Zaten şans verildiği an gerekeni fazlasıyla yapıyoruz.
Bu aşamadan sonra gerçekten bu meslek çalışanlarının birlik olmaları gerekmektedir.Aksi halde ülke filosu daha fazla kaldırmayacak ki kaldırmıyor.Birçok okul mezunu veya yeni başlamak isteyen personel işsiz.Aynı laflar sürekli dönüyor herkesin ağzında ama maalesef başka çıkar yolu yok.
Selametle...
10 Şubat 2014 Pazartesi
ANA MAKİNA OPERASYONLARI
ANA MAKİNA OPERASYONLARI
BİRİNCİ
KISIM - EMNİYET ( SAFETY)
Bu kitabın amacı; gerçek
anlamdaki bakım tutumun ilk ana hareket noktası; makine
dairesinde emniyetli
çalışmayı temin etmektir.
(safety in engine room).
Yukarıda sözü edilen
makine dairesi
emniyeti, tüm
makine personelinin, doğal
olarak benimseyecekleri bir tutum olacaktır.
Temizlik:
Makine dairesi
panyol saçları (ızgaralar) altı (sintineler), ve üstü,
makine dairesi
üst kaportasına kadar (sky light)- titizlik
derecesinde temiz olmalıdır. Ancak, temiz
ve boyalı olan makine dairelerinde
yağ/yakıt kaçaklarını kolaylıkla görebilirsiniz.
Sintineleri
beyaza boyalı çok gemi gördüm.
Türk Deniz Ticaretinde
Koçtuğ ve Yabancı bayraklı gemilerde. Gemiler limanda
yükleme esnasında -demir, kömür,
fosfat gibi dökme yüklerde
havaya karışan bu yük tozları, emici
havalandırma fanları ile makine
dairesine girer,
son derece zararlı olan bu yük tozlarından korunmak için:
—Alıcı,
verici fanlar stop edilir.
—Sky
light (üst kaporta) ve diğer kapılar sıkıca kapatılır.
—Super charger türbinlerin,
hava emici filitreleri naylon veya branda örtülür.
—Elektrik
kaynağı mümkün olduğunca,
makine atölyesinde yapılmalıdır. Atölye dışında,
makine dairesinde kaynak yapılırken, etrafa
yayılan kaynak çapaklarından, makine ve elektrik
motorlarını korumalıdır.
Yangın:
Ana makine ve yardımcı makinelerin
stop edildikten hemen sonra (soğumada krank
keyslerinin açıldığında, açık
alev, korumasız lamba veya elektrik kaynağından, karter infilakı
olabilir.) Mümkün
olduğu kadar, çalışan
makinelerin -bilhassa
ana makine- stop edildikten en az
yarım saat sonra, karter kapakları açılmalıdır. -o da çok
mecbur isek- Zira, karter içi soğumadan,
makine dairesi soğuk
havanın, sıcak makine içi
elemanları ve yağ buharları ile
teması son derecede sakıncalıdır.
Parlama noktaları (sıcaklığı)-(flash point)-, düşük olan boyalar, boya inceltici
tiner, gibi maddelerle çalışmada,
açık alev, korumasız lamba ve elektrik kaynağından
uzak durmalıdır.
Tecrübelerimden:
Herhangi bir yerde
elektrik kaynağı yapılırken, o yerin
altında, üstünde ve yanlarında, yanıcı, parlayıcı
maddelerin bulunmadığına çok
dikkat etmelidir. Bu tür
dikkatsizlikler, birçok
gemi yangınlarına sebebiyet vermiştir. Ana makine ve yardımcıların, egzost boru
izolasyonlarına, akaryakıtın sızması, bir müddet
sonra izolasyonların, parlamalarına sebebiyet verir. İzolasyon
yenilenmeli ve sızıntılar giderilmelidir.
Düzen – tertip:
Bütün takımlar, kolayca ulaşılabilecek
yerlerde muntazam bir biçimde
bulundurulmalıdır. Ana makine
ve yardımcılarının, özel takımları vardır. Bunlar, büyük
bir titizlikle, makine
dairesi üst alabandalarında, etraflarına şekli
çizilerek nerede ve ne işe yarayacağı da belirtilerek
paslanmaya karşı yağlanıp,
sıkıca yerlerine tespit edilmelidir.
Ana makine
ağır yedekleri: usulüne
uygun, özel yerlerinde, sıkıca bağlı
olarak
bulundurulmalıdır.
Makine
dairesi yürüme
yerlerini, kaymaya müsait
yağlı ve yürümeye engel teşkil
edecek durumda bulundurulmamalıdır.
Yedekler:
Ana makine ve yardımcı dizellerin
büyük yedek parçaları,
kullanım yerlerinin
yakınlarında ve makine dairesi
kreyninin ulaşabileceği yerlerde bulundurulmalıdır. Yedekler, paslanmaya ve darbelerden
dolayı hasarlanmalardan
korunmalıdır. Kullanılan yedekler, listelerden düşülmeli ve yeni
siparişler yapılmalıdır. Dikkat
edilecek diğer bir
hususta; gerekli
ve mümkün olduğu
kadar az miktarda yedek stoku sağlanıp, aşırı,
ölü para yatırımına gidilmemelidir.
Bugün, en ağır yedekler dahi -ana makine
laynerleri- uçak kargo ile istenilen
yerlere ulaştırılabilmektedir.
Işıklandırma:
Makine dairesi mümkün
olduğu nispette ışıklandırılmalıdır.
Yanmış veya bozuk lambalar yenilenmelidir.
Seyyar lambalar; korumalı, gözü
almaması ve ışığın
bir yere verilebilmesi
açısından, üzerine saçtan
yarı bir muhafazanın da montesi ile her an kullanıma hazır durumda
bulundurulması, makine dairesi
sorumlularının bir görevidir.
Buna ilaveten skavenc içi layner portlarından piston
ve piston ringlerin
muayenesine de kullanılmak üzere, uzunca bir
tahta sopanın ucuna monte edilmiş küçük
kuvvetli bir ampullü ışık
tertibi, gemilerde sıkça
kullandığımız imkânlardır.
Don ve Aşırı Soğuktan Korunma:
Makine dairesinde,
sıcaklık 20/25 derecenin altına düşmemelidir. Bu itibarla,
makine dairesinde kalorifer
ısıtıcıları bulunur. Esasen, çalışan gemi
seyirde iken, çalışan
makineler, nispeten makine dairesini sıcak tutar. Yukarıda söylediklerimiz
gemi, soğuk ülkelerin
limanlarında bulunduğu sürece dikkat
edilmesi gereken husustur. Deneyimlerimde,
kışın, Kanada ve İskandinav
ülkelerinde bulunulduğu zaman dikkat
edilecek husustur. Sitim ile çalışan
güverte üstü makinelerin,
dona karşı hasarlanmaması için, boru ve sitimli
makinelerin silindirlerinde
bulunan su, tamamen dreyn (boşaltılır) edilir
veya devamlı çalıştırılarak, sitimin yoğuşup
donmasına mani olunur. Buna dikkat edilmez ise,
sitim boruları, makine silindirleri
patlar.
Özellikle Dikkat Edilmesi Gereken Tavsiyeler:
Ana makine ve yardımcı dizellerin
stop ve çalışma durumlarında kaver üstü
musluklarını (cocks) açarken dikkatli
olun, egzost gazı veya çiğ
yakıt püskürmesinden
korunun. Ana makine kaver ve piston
overollerinde yakıt valfını (enjektörü) sökerken,
piston kafası üzerine
yakıtın dökülmemesine dikkat
edin. Sıcak piston kafasına dökülen
yakıt tutuşa bilir. Tazyik altında olabilecek
olan yerlerde çalışırken, iç basıncı atmosfere iştirak ettiren muslukları açın
ve açık bırakın.
Dikkat Edilecek En Mühim Husus:
Ana makine
ve yardımcı dizellerin enjektör
ayarlarında, püskürme altında elinizi
veya vücudunuzun herhangi bir yerini püskürme
sahasından uzak tutunuz. Yüksek tazyik (250/300kg/cm2)
altında yapılan bu işlemde, yakıt (marine dizel-
motorin) zerrelerinin deriyi
delip kana karışması olasılık dahilindedir.
Çalıştığım bir
gemide,(Kastamonu şilep/üçüncü makine
zabitinin dikkatsizliği sonucu, kanına motorin karıştı.
Korkunç acılar içinde kıvranmaya başladı.
Allah’tan limandaydık, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Ana Makine Karterine ve Silindir İçine Girilmesi Hallerinde:
Ana makine çalıştırma
havasının (30kg/cm2), stop valfının ve distribütör hava valflarının
kapalı olmasına dikkat edin.
Bu arada, torna çark makinesinin de ana makine
torna çark dişlisine angaje (bağlantılı),
olduğundan emin olun. Torna çark
takılıdır kelepçesinin ilk hareket
koluna (air starting handle), geçirilmiş durumda olacaktır. Başımıza çok geldi, torna çark takılı olmadan, gemi pervanesinin-rıhtım-bağlı durumlarda akıntılardan veya
yakınından geçen gemilerin çıkardığı dalgalardan rıhtıma bağlı ve torna çarka takılı olmayan makinelerin pervanelerinin döndüğü çok olağandır. Bu sırada, makine içinde bulunan kişiler kazaya uğrayabilir.
Torna Çarkın Bağlanması:
Torna
çark (turning gear), ana makine volan dişlisine bağlanmadan
önce
—İlk
hareket ana stop valfının (air starting valve) kapalı olması.
—Kaver
endikeyter musluklarının tam açık olması.
—Torna
çark angajelidir kelepçesinin
ilk hareket koluna takılı olması.
Makine Çalışmasında Emin Olmak:
Bakım tutum veya ana makinede bir
parça değişiminden sonra, ilk
anlardaki makine çalışmasında
çok araştırıcı ve dikkatli
olunmalıdır. Bu araştırma bir
sistem dahilinde yapılmalıdır.
—Yağ
ve soğutma suyu basınçlarının, egzost hararetlerin
normal olması.
—Karter
içi havalandırmasından yağ buharlarının gelmemesi.
—Karter
kapaklarından karter içinin, dinleme borusu ile
ses farklılıklarının
tespiti
Tamirden Sonra İlk Çalıştırmada Takıp Edilecek Araştırma:
Ana makine tamirinden
sonra, ilk 10/15 dakika çalışmada.
Ana makinenin etrafında fırdolayı dolaşarak,
her şeyin yolunda gidip gitmediğine dikkat edin. Bir
saat ve tam yükle çalışmada
nelere dikkat edileceğini; "checks during running", çalışırken
dikkat edilecek yerler kısmına bakınız.
Ağır Çalıştırma:
Ana
makine ilk 30 dakika
ağır devirle çalıştırılmalı ve gereken gözlem
yapıldıktan sonra ağır ağır
yol verilmelidir.
Vardiyalarda Tutum ve Vardiya Sonu Makine Jurnalini Doldurma:
Vardiyalarda
her saat başı bütün ölçüm aletleri-
manometreler, termometreler, filtre giriş çıkış
kayıplarını gösteren su sütunu cinsinden değerler,
mühim elektrik
motorların amper çekişleri.
Hasılı tüm
geyçler bilinci bir
biçimde okunup, vardiya sonu makine jurnaline kaydedilmelidir.
İKİNCİ KISIM ANA MAKİNE, LİMANDA İKEN BAKIM TUTUM
Bu kısımda anlatacaklarımız ana makine
stop edildiği zaman yapılması gereken (check
up), kontroller, bakım tutumlardır. Bu işe başlamadan
evvel, makine personelinin, yapacağı
işler hakkında tam bir bilgisi olmalıdır. Buna göre
yapılan işler eksiksiz ve anlaşılır biçimde, makine jurnaline
veya bakım tutum cetveline kayıt edilir.
Mesela; yapılan işler makine
çalışma saatlerine
göre muhtelif aralıklarla olabilir.
İleride belirteceğimiz "bakım tutum zaman aralıkları", her bakımdan iyi
durumda olan bir ana makinenin
yapımcı firma tarafından verilmiş overol
zamanlarıdır. Çıkan arızalar ve çalışma
aksaklıkları göz önüne alınarak, listede
belirtilen zaman aralıkları daha da kısaltılabilir.
Aşağıda
belirtilen check up'lar (kontroller),büyük
bir tamirden çıktıktan sonra takip edilmesi
gereken sıradır.
Checks
(kontroller) 1 – 7 tamirden evvel;
Checks 8 -12 tamir
esnasında;
Checks 13–18
tamirden
sonra;
Kontrol -1 Yağlama Yağın Akışı:
Yağlama yağı
pompası çalışıyor ve yağ
sıcak iken; krank keys kapaklarını açıp kroshed, krank pin ve ana
yataklardan yağın freely (rahat), bir biçimde aktığını gör.
Kroshedlerın alt yatak deliklerinden
akan yağın aynı kalınlıkta ve dikey olarak aktığına
bilhassa dikkat et. Çarpık akan yağın,
yatak metalinin eriyerek
yağ kanallarını ve akıntı deliklerini
tıkadığı anlamına gelir. Zincir
yağlamasında, dişli
yatakların ve zincire
yağ püskürme boru
deliklerinden yağın,
geldiğine dikkat edin.
Krank keysin en üst noktasında bulunan gözlem,
şişesinden yağın
aktığını görün. Piston
kafası yağ soğutma dönüş borularına, tek tek
elde lamba, camın arkasına tutarak, yağın aynı süratte
ve gerekli miktarlarda geldiğini görün ve bu arada srast yataklarında
yağ kontrollerini yapın. Piston ve yatak overollarinden
sonra bu, yağ muayenelerini makineyi
çalıştırmadan evvel muhakkak yapın.
Kontrol-2 Krank Keys Yağ Toplanma Yerinin Kontrolü:
Yağ pompasını
stop ettikten sonra, krank keys altını, yatak metal (white metal), parçalarının
bulunmadığını araştırın. Kopmuş
yatak metalleri, yatak arızalarını belirtir. Hangi
yataklardan geldiğini
muhakkak araştırın
bulun ve arızayı giderin.
Kopmuş metaller umumiyetle bulunduğu yerlerin
yataklarından gelmiş olabilir. Kroshet , kroshet gayt,
krank, ana ve srast yatakların klerenslerine bakın.
Kontrol-3 Filtreler:
Bütün
filtreleri (otomatik çalışan
filtreler dahil), açıp temizleyin.
Kontrol-4 Portlardan Liner Piston
Muayenesi:
Scavange ( supercharge havası ), manifoldları, piston
altları süpürme havası mahalleri
(yerleri), sludge (yakıt/yağ karışımı
çamur)'dan temizlenip içeriye girilebilecek
duruma getirilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi
-bir
sopanın ucunda küçük kuvvetli lamba- ile,
ana makine, torna çarka takılı döndürülerek,
pistonlar, segmanlar, linerler, piston rotlar, aşağıda
belirtilen gözlem
değerlendirmelerine
göre kontrol edilir:
Çok Önemli: Bu kontroller süresince,
sistem yağlama yağı,
ceket ve piston kafası soğutma suyu ve yakıt pompaları
devrede tutulur. Silindir su, piston
kafası yağ ve enjektör yakıt kaçakları
varsa görülür.
-Silindir yağlamalarının
yeterli olduğunu, piston yüzeylerinin
hafif yağlı olması ile anlarız. Fazla miktarda
silindir yağı,
kurumlaşarak segmanların yuvada tutmasına sebebiyet
verir. Fazla bulunan silindir yağı
azar azar azaltılır. Burada dikkat edilecek
husus; her miktar azaltmasından sonra ilk limanda
pistonun yüzeyi
kontrol edilir.
Dikkat: Standart Silindir Yağı Harcamı- 0.80 Gr/Bhp/Saat
- Segmanlar, sert bir
ağaç sapı ile
portlardan itilerek yerlerinde
serbest oldukları anlaşılır. Tutmuş
veya kırık görülen piston
ringler, limandan sefere çıkmadan
önce piston overolu ile
yenilenir. (Silindir,
piston ve ringler kısmına bakınız).
Kontrol-5 Krank Şaft:
Gemi limanda - yüzer
vaziyette. Kuru havuzda değil iken, krank şaft deflection ve ana yatak "bridge gauge" ölçüleri alınır. (yataklar-ana
yatakların layna alınması bahsine bakın).
Kontrol-6 Yağlama Yağı Numunesi:
Sistem yağı
(ana makinede dolaşan yatak ve piston kafası soğutma
yağı), numune alınıp her üç ayda bir
muayene ettirilir.
Kontrol-7 Superchargers Gaz Türbinleri:
Gaz türbinlerin
kontrollerini hemen her fırsatta yapmalıdır. Bakılacak olan hususlar aşağıda
sıralandığı gibidir:
- Supercarcerin gaz tarafı (türbin),
keysin büyük su mahalli
ve gaz tarafı kapakları vardır, bunların hepsinin açılarak
su mahalli kışır kontrolleri yapılır. Kışırlar el raspası ile
temizlenir. Korozyona karşı tutyalar
konmuşsa eriyenler yenilenir.
- Yağmurlu
havalarda ve egzost gazı kazanının boru kaçırmalarında gaz türbini
gaz çıkış keysinin altına suların
toplanıp korozyon yapmalarına
mani olmak üzere gaz tarafı en alt keysin musluğu
liman duruşlarında açık bırakılır.
- Supercarcer türbinine
egzost gazlarının girişinde ızgara bulunur. Bu
ızgaraların (kafes), açık olmasına dikkat edilir.
Kırık piston segmanları buraya gelip takılır -türbin
kanatlarını korumak amacı- kafesler takılmış kırık piston
segmanlarından ve kurumdan temizlenmelidir.
- Türbinin
hava kompresör tarafı hava filtreleri, hava giriş, çıkış basınç düşümünü
gösteren "U" borusu su sütunun
kitapta gösterilen
değerden fazla ise hava filtresi temizlenir.
- Hava kulerinin deniz
suyu tarafı, küçük kapakları açılarak boruların ağızlarındaki
midye ve diğer birikintiler
temizlenir. İcap
ederse (egzost
hararetleri yüksek ise),
her boru, bir çubuk ile
tomar edilir.
- Hava kuleri, hava tarafı özel
temizleme sistemi
ile kimyevi
olarak temizlenir.
- Çok önemli: Gaz türbini
yatak yağlamaları rotora bağlı pompalar ile
yapılıyorsa, ilk çalıştırmada
türbin ve blover tarafı pompaların yağ
bastıklarını görmelisiniz. Hava yapıp kapış
yapamaz. Bu durumda el yağdanlığı
ile priming (kapış) yaptırılır.
Graviti ile yağlamada (yukarıda yağ
tankından) burada dikkat edilecek
husus, soğuk ülkelerde, graviti yağ
tankının ısıtmasını açıp tank yağının
en az 35/40 derece ısınmasını sağlamaktır. Başımıza gelen bir hadise: Kanada Montreal’de, dışarıda -25 derecede kalkışımızda gaz türbinleri graviti yağ tankının ısıtılmaması hatası,
kalkışımızdan bir müddet sonra supercarcerin
yatakları sarmasına neden oldu. Tekrar kalktığımız yere gelip yatakları yeniledik. Allah’tan bir takım yedek yataklarımız vardı. Yatakların yanış sebebi, makine dairesinin soğuk olması ve de yağın ısıtılmaması. Soğuk yağın viskozitesinin yükselmesi ve dolayısı ile akışkanlığının azalarak, yağlamayı iyi
yapamaması yatakların sarmasına sebebiyet verdi.
Kontrol-8 Civata ve Somunlar:
Ana makine
silindir
bloklarını yukarıdan aşağıya bed plate 'e kadar
(freymlerin oturduğu yer) bağlayan
uzun civatalara tayrods denir. Bunların zaman zaman hidrolik
özel aparatı ile bos olup olmadıkları kontrol
edilir. Pratik
olarak kontrolleri, seyir esnasında, ana makine
çalışırken, "0,02/0,01mm fileri
yukarıda tayrod somunun oturduğu kursu ile
tayrod somunu arasına gezdirerek; filer
giriyorsa somun boştur.
İlk fırsatta, yeni baştan, hidrolik
sıkılmaya ihtiyaç vardır.
Faundeysının, makine dairesi
pleytine oturtulması ve layna alınması coklarla ve faundeysin cıvataları
ile yapılır. En altta ,ana makine etrafında ki (sancak/iskele)
sintine panyol saçları alınır. Faundeysın civatalarının bulunduğu
gözler, iyice temizlenir. Cokların - çelik
döküm Ortası faundeysın civatanın geçeceğinden daha büyük delikli,
alt ve üst tabanı pleytli -, boş olup olmadıkları ağır
bir çekiçle
yoklanır. Boşsa, coklar alınlarına çekiçle vurularak, oturtulur ve cıvatası, altta kontra tutularak üstten
sıkılır. Faundeysın cıvatalarının eksiksiz fırdolayı
sıkı durumda olması, çok önemlidir. Çoğunlukla
bos olmaları halinde, makinede
çalışırken sarsıntılara ve ana makinenin
layndan çıkmasına sebebiyet verir.
Kontrol-9 Ana Makine Zincir Donanımı:
Man - B&W makinelerde - instruction
book'unu Türkçe’ye çevirdiğimiz makine tipi-, karter içi dişlilerin çalışması
zincir donanımı ile
gerçekleşir. Sulzer makinelerde
bu, dişli tertibatı ile
yapılır. Zincir
donanımın baklaları tek tek gözden geçirilir. Bakla makaralarının aşınmaları,
üzerlerindeki
parlaklıkların olmayışı ile anlaşılır.
Yapılacak iş çok fazla aşınma varsa, dişlileri zedeleyebilir.
Bu durumda o bakla yenilenir.
Zincirlerin boşluklarına,
kitabın tarifi üzere bakılır. Fazla ise,
kitabın anlattığı şekilde
boşluk alınır. Zincirlerin,
çalışırken, makine
keysine çarpıp hasarlanmamaları için, zincirin
geçtiği makine
keysine monte edilmiş sert lastikten
pabuçlar vardır. Hasarlananlar yenilenmeli.
Kontrol-10 Dreynler, Yağ, Su ve Yakıt
Kaçakları:
Ana makine kapaklarında ve diğer yerlerde ki yağ ,su ve yakıt sızıntıları giderilmelidir.
Ana makinede dreyn ve karter içi havalandırma borularının açık olduğuna
dikkat edin.
Kontrol-11 Pnömatik Valflar:
İlk
hareket çalıştırma havası borularının dreyn
valfları açılıp su dreyn edilmeli.
Hava stop ve master valflar ınstruction kitabının talimatı
gibi yağlanmalıdır.
Hava filtreleri temizlenmeli.
Ana stop ve master valfların yağlanmalarına
dikkat etmeli. Manevradan çok evvel yağlanmalı. Zira yağ tamamen valf cidarlarına iyice sıvanmamışsa ilk harekette, yağ buharları hava ile karışarak, patlama yapabilir. Bunun için manevradan çok evvel yağlamayı yap.
Kontrol-12 Sump Tank Ana Makine Double Bottom Yağ Tankı:
Büyük dizellerde
ana makine sistem yağı (yağlama
yağı), double bottom
tankta depolanır. Buradan yağlama yağı
pompası yağı muhtelif yataklara ve B&W dizellerde
piston kafasını da soğutarak, kartere dökülür
ve buradan sump tanka iner. Bu tank, senede bir
veya iki senede bir açılıp temizlenmelidir.
Temizlik
aşağıda belirtildiği gibi yapılır:
- Sump tankın yağı (büyük
dizellerde (15 ila 30 ton), yukarı dinlendirme
tankına basılır.
- Dinlendirme
tankındaki yağ, yağ separatörü ile 75/80 dereceye kadar
ısıtılarak aynı tankta, tanktan tanka en az 2/3 gün separe edilir.
- Sump tank açılarak, içinde
sludge (yağ çamurları), varsa temizlenir.
Sump tank cidarları ve tavanı paslı ise pastan arınır. İçerisi çok titizlikle
kurutulur ve yüksek tanktaki yağ
double bottum tankına aktarılır. Genellikle, sump tanktaki yağ miktarı tankın %75 kapasitesi nispetinde yağ ile dolu
bulundurulur. Türk deniz ticaretinde bu tutuma pek itibar edilmez. Gemi sahibi, bu kadar parayı niye yağa yatırayım der. Çok yanlış bir tutumdur. Az yağ konarak, yağın çok sık devri daim edilmesi ile hava ile teması artar ve oksidasyon olayı gelişir. Birde çok sert havalarda, hele gemi de boş ise seyirdim ve yalpalarda yağ pompası, hava yaparak ana makine yağlamasını tehlikeye sokabiliriz.
Dikkat: Yedek double bottom yağ tankı bir değişimlik olarak, dolu bulundurulmalıdır.
Kontrol-13 Flushing ( Emercensi
Temizlik):
Ana makine karterine her hangi
bir şekilde toz ,
kum veya dökme yük tozları girebilir.
Bu durumda yapılacak iş, sump tankı yukarı tanka basmak ve karter içini tozlardan temizlemek.
Kontrol-14 Piston Rodlar:
Ana makine uzun bir
sure çalışmadan duracaksa, piston
rodlar yağlama yağı ile iyice
sıvanır ve ana makine haftada bir
5/10 dakika torna çark edilir.
Kontrol-15 Torna Çark:
Ana makine yağlama
yağı pompasını devreye alıp, torna çark
ile birkaç devir yaparak, yağlama
yağının, makinenin
her tarafından normal olarak geldiğini gör.
Kontrol-16 Turbocarcerler:
Kontrol
- 7'de anlatılanların (turbocarcer), tam olarak yapıldığından
emin
olunuz.
Kontrol-17 Silindir Yağlamaları:
Silindir yağlama
ünitelerini
el ile çalıştırarak,
her silindirin
yağlamasının yapıldığından
emin olunuz. Bu arada, silindir yağlaması,
pompa çıkış
ve silindire giriş
borularının yağ kaçırmadığını görünüz. Silindir yağlamasının,
silindirlere yağın
gittiğini, camların içindeki, küçük bilyelerin her basışta yukarı aşağı
oynamasından anlaşılır.
Kontrol- 18 Manevra Donanımı:
Tüm manevra kollarının bağlantılarını
kontrol et ve yağla.
Pompa gaz kollarının serbestçe hareket ettiğini el ile iterek
kontrol et ana makine laynında, ana yataklar ile
bir işlem yapıldıysa; kontrol 1,2 ve 5
maddelerindeki işlemleri
tekrarla.
Overhaul (Bakım Tutum) Çalışma Saatleri Aralıkları:
Aşağıdaki liste
ana makinenin belli
başlı aksamının çalışma
bakım tutum saatlerini belirler.
Çalışma saati
aralıkları makinenin kullanılış
ve mekanik durumlarına bağlıdır. Demek oluyor ki overhaul
saatleri, genellikle makinenin
çalışma şartlarına
ve geminin seyir
şartlarına bağlıdır.
Saatler
Yeni
makine normal çalışma
1 - Scavange mahallerini çamurdan
temizle 1,000 1,000
2 - Enjektörlerin
overolu ve ayarları. 1,000 2,000
-
3,000
3 - Piston
ring ve laynerlerin scavange
Mahalli
portlarından kontrolü. 500 2,000
4 - Egzost valfların overolu. 2,000 3,000 - 4,000
Klerens
ayarları.
5 - Yağlama yağı çıkışların
kontrolü.
Krank
keys içi yataklar ve yağ püskürme
boruları. 1,000 2,000
6 - Krank
şaftın deflection' ölçülerini al. 1,000 4,000
7 - Kem
şaftın zincirlerini, dişlilerini 500
Ve
lastik takoz yataklarını, Kontrol 500
et.
Gerekirse zinciri ger. 500 4,000
Zincir
gerdirme bahsine bakınız.
8 - Kroshed
yatakları. Klerenslere bakınız.
1,000 4,000
9 - Krank
keys içi cıvata ve somun laçka
Çekiç muayenesi yap. Ayni zamanda tayrodların
da
kontrolünü yap. Gerekirse boşlukları
al. 1,000 4,000
10-Bedpleyte
çokları ve çokları tutan
Cıvataları
kontrol et. Gerekiyorsa sık. 1,000
- 1,500 4,000-6,000
11-Manevra
donanımının kontrolü. 1,000 4,000
12-Ceket
tatlı su kulerlerinin deniz suyu
tarafını,
kapaklan açıp boruları şişle. 4,000 4,000
13- Yağ
kulerinin deniz suyu tarafını temizle.
4,000 4,000
14- Hava kuleri. Hava ve deniz suyu tarafı. 4,000 4,000 - 8,000 not; tecrübelerime
göre hava kulerin
Dnz.suyu
tarafı her 1,000 saatte
Küçük
kapakları açılıp kontrol edilmeli
hava
tarafı her 2,000 saatte
15- Ana,
krank ve srast yatak klerenslerine bak.
1,000 4,000
16-Tayrotları
hidrolikle tekrar sıkın.
1,000 8,000
17- İlk
hareket valflarını overol edin.
2,000 8,000
18- Pistonları, staffin boks ile birlikte
Overol
ediniz, piston rot boğaz patentleri. 2,000 6.000 - 8,000
19- Turbocarcer
yataklarını yenileyin. 4,000 8,000
20- İlk hareket donanımı. Master valf, distribütör,
Stop
piston valf ve fren
silindirin overolu. 8,000 8,000
21- Kaver
safety valfları. Krank keys
Kapakları
relief valfları overolu.
8,000 8,000
22- Kroshet
yataklarını aç kontrol et. 8,000 16,000
23-
Yağlama yağı sump tank. Aç temizle. 8,000 8,000
24- Ana,
krank ve srast yatakları aç kontrol
et.
Ana
yataklardan, bridge geyç ölçüleri al. 32,000 32,000
25- Silindir
yağlama ünitesini overol et. 16,000 16,000
26-Silindir
kaveri içinin (su mahalli)
kışır
temizliği.
32,000
27-Kemşaft
kaplinin bağlama civatalarına bak. 4,000
28-Turbocarcer
egzost giriş çelik kafesine bak. 4,000 - 8,000
29-Woodward
gavernorun yağını değiştir. 4,000
ÜÇÜNÇÜ KISIM ANA MAKİNE ÇALIŞIRKEN KONTROL
Bu kısım, ana makinenin
hemen çalışmadan sonra, ana makineye
yol vermede ve normal çalışması
hallerinde kontrolleri kapsayacaktır. Burada, makinenin
bir müddet tamir
için servis dışı kaldığını
ve tamirden sonra, kısım 2'de ki kontrollerin geçirilmiş olduğu
kabul edilmelidir. ömcelikle, gemi rıhtımda iken
ana makine testi yapılmadır. Bunun için aşağıdaki
şu üç şart yerine
getirilmelidir:
- Liman otoritelerine, rıhtımda test
yapılacağını bildirin.
- Gemiyi rıhtıma bağlayan
halatları takviye edin.
- Test süresince köprü
üstünde gözcü
bulundurun. Aşağıda bildirilen
kontroller sırasına göre yapılmalıdır.
Kontrol
21/28 - Bu kontroller, rıhtımda yapılan tamirlerden sonra açık denize
çıkmadan önce yapılan kontrollerdir.
Kontrol
29/30 - Bu kontroller, açık denizde, ana makinede
yapılmış olan tamirlere göre hareket edilir.
Kontrol
31/34 -Bu kontroller, ana makineye
yol verdikten sonra zaman zaman yapılacak olan kontrollerdir.
Rıhtımda Yapılan Makine Kontrolleri:
Kontrol
21. Köprü üzerinden
makineye kumanda telgrafı ile pek ağır
yol ileri/geri
manevrası yaptırılır.
Kontrol
22. Makinenin
bu pek ağır (dead slow) ileri, geri çalışması
esnasında turbo chargerlerin
çalışmasına; yatak yağlamalarına,
genel çalışmasına (sarsıntı) bakınız.
Kontrol
23. Burmeister makinelerde,
piston kafası yağ soğutmasının
çıkışını camlardan gözetleyin.
Kontrol
24. Bütün silindirlerin
ateşlediğinden emin
olun.
Kontrol
25. Bütün enjektörlerin (fuel valve), çalıştığını
görün.
Kontrol
26. İlk hareket valfların kaçırmadığından
emin olun. Kaçıran valfın borusu, egzost
gazlarından ısınır. Böyle aşırı
ısınan varsa; limandan
çıkmadan evvel, yedeği ile değiştirin.
Kontrol
27. Makine çalışması
için, her şeyin normal olduğundan emin
ol. Enjektör
soğutması -servis /setling tanklarının dolu- yağ
separatörünün
en az 8 saat evvelinden çalıştırılmış
olduğuna gavernor yağı ve gavernor Amplifier’in kumanda
ettiğini görün.
Kontrol
28. Silindir
yağlamaları. Silindir yağlama
ünitelerin,
silindir yağı ile
dolu olduğuna dikkat edin.
Silindir yağları,
sistem yağından farklıdır. Alkali
dereceleri daha yüksektir.
Sistem yağın alkali
değeri " 10 " ise,
silindir yağın alkali değeri
" 50 " dir.
Kontrol
29. Limandan çıktıktan
sonra, sırası ile yapılacak işler: Yataklarda veya diğer karter içinde tamirler
yapılmışsa, 15/30 dakika ağır yolla (slow speed), seyredilir.
Yapılan harici kontrollerden sonra ağır ağır
half speed (yarım yolla), bir saat gidilir.
Bir
saat sonra durdurulur. Karter kapakları açılır, bütün yataklar, el ile
kontrol edilir. Isınıp ısınmadıklarına
bakılır. Service
speed (verilebilecek tam yol - full away), bu şekilde
bir saat seyirden sonra tekrar stop edilir.
Aynı kontroller yapılır. Dikkat! Arızalar, ağır yol, yarım yol'da kendini
belli etmeyebilir. Tam yolda ısınmalar veya vuruntular
ortaya çıkabilir. Bilhassa
yağlama yağının her tarafa gittiğinden emin
olun. Kroshed
yataklarında yağın, yatağın alt deliklerinden
muntazaman dik
bir şekilde döküldüğünü görün.
Kontrol
30. Yeni layner, konulmuşsa, "running
in perod" (rodaj) için, tam yola geçmeden evvel 12 saat,
tam yolun %75 verilerek
makine çalıştırılmalı. Bu arada, yenilenen silindirin,
silindir yağı
oranı, running in period için %150 arttırılmalıdır.
Kontrol
31. Cam shaft, ara shaft yatakları ve
turbochargerlerin baş/kıç (türbin/blower), yatak yağlanmalarına ve türbinin
sarsıntısız çalıştığına dikkat
et.
Kontrol
32. Thrust yataklarını kontrol et. Srast gezinti
ölçülmesi
geyci varsa oku.
Kontrol
33. Oil
mist detector. Karter içi, yağ buharları alarmı. Makine
karter içi bu cihazla donanmışsa, cihazın her vardiyada
kontrolü şarttır. Bu çok basit
olup, cihazın üzerinde
belirtildiği gibi
yapılmalıdır.
Kontrol
34. Ana
makine her silindirinden
endikeyter diyagramları alınarak standart diyagram şekilleri
ile kıyaslanıp, hata aranmalıdır. Güç hesaplanıp "specific
consumption" beygir gücü
saat başına harcama. Silindirler
arası güç bölüşümü (farklılık 25 bhp-brake horse
power), geçmemeli
ve pmax'lar istenilen değerde
olmalıdır.
DÖRDÜNCÜ KISIM. ÇALIŞTIRMA (OPERATİON)
NORMAL ŞARTLAR ALTINDA ANA MAKİNEYİ ÇALIŞTIRMAYA HAZIRLAMA.
1.
Torna çarkı makineden ayır. Kontrol emniyet sisteminde
torna çarkın "out"
durumunda kilitlendiğini gör.
2.
İlk hareket hava sisteminde
biriken suyu blöf
et. İlk hareket valflarını haricen yağla.
İlk hareket hava valfına yağ çektirmeyi,
daha önceden yap. Havanın yağ buharları ile
karışıp patlamaya mani olmak için.
3.
Pnömatik sistemle (otomatik köprü
üzerinden),ilk
hareket sağlanıyorsa sistemdeki suyu blöf
edin.
4.
Yağlama yağı pompasını aşağıda
ki sistemler için çalıştır.
4.1 Ana makine için
4.2 Turbochargerler için
4.3 Cam shaft için
4.4 Gavernor amplifier ( gavernor güçlendirici yağı)
için yağ basıncını ve yağ akışını gözleme
camlarından gör.
5.
Silindir yağlama
ünitelerin
ve silindir besleme
yağı tankının doğru yağ (silindir
yağı), ile dolu olduğuna
dikkat et. Silindir yağı
ünitelerinin kolunu el ile çalıştırarak
her silindirin
bütün yağlama nozullarına yağın
gittiğine emin
ol.
6.
Ana makine soğutma suyu pompasını çalıştır.
Pompa basıncına bak.
7.
Manevra kollarını yağla.
8.
Ana makine fuel oil booster pompasını ve fuel valve enjektör
nozzle(atomayzer) soğutma
pompasını çalıştır.
9.
Enjektörlerin havalarını çıkar.
10.
Ana makineyi, seyire çıkmadan
evvel, ileri ve geri
olarak endikeyter muslukları açık, dead slow çalıştır.
Her hangi bir pistonun
üzerinde birikmiş, yakıt(enjektor kaçırabilir)
veya su/yakıt(nozzle sogutması) bulunabilir, bu suretle biriken
dışarı atılarak kaver çatlaması önlenir.
Bir kişinin yukarıda bulunarak, hangi silindirden yakıt/su geldiğinin bilinmesi ve ona göre tedbir alınması gerekir. Sefere kalkmadan evvel, makineyi tecrübe etmek (yukarıda anlatıldığı gibi) şarttır. Bu
kalkmadan evvel yarım saat içinde olmalıdır.
11. Endikeyter musluklarını kapat. Köprü
üstüne makine
tamam telgrafı bildir.
12. Makine manevralarının köprü
üstünden yapılması durumlarında; makine
konsolu üzerinde ki manevra kolu, istenilen
gaz limitinde tutulur. Köprü
üstü bu konumdan daha fazla yol veremez.
Limana Gelmeden Evvel Hazırlık:
Manevraya başlamadan
en az bir saat evvel, ağır yakıttan ince
yakıta (marine diesel),
geçmelidir. İlk
hareket hava devresinin birikmiş sularını dreyn etmek olmalıdır. Manevra bitimi (finished with engine)
sonrası yapılacak işler:
1 - İlk hareket hava ana stop valfi kapat.
2 - Ana makine sistem
yağı, enjektör soğutma
ve ana makine soğutma suyu pompaları en az yarım saat
devrede kalmalıdır. (Piston kafası ve enjektör
nozzle'larının kurum bağlamaması için.)
3 - Turbochargerlerin tabii draft ile
( egzost borusunun tabii çekimi),
makine
durduğu halde dönme ihtimali
vardır. Bunun için, mümkünse egzost çıkış
damperi kapatılır. Veya graviti ile yağlamada
yağlama yağı pompası stop edilmez.
ANA MAKİNEYİ AĞIR YAKITLA ÇALIŞTIRMA (RUNNING ON HEAVY FUEL)
Yakıtın Ana Makineye Verilmeden Evvel Separatörlerde Temizlenmesi:
Denizde ve karada diesel makinelerinin
ağır yakıtla çalıştırılmasında
dikkat edilecek en mühim
husus: ağır yakıtın servis tankına girişine kadar olan - pürifier/clarifier - operasyonlarının çok
iyi ve bilinçli
olarak yapılmasıdır. Makinenin
ömrünü arttıracak olan bu olayı aşağıda
B&W diesel yapımcı firma instruction book adlı
kitaptan yararlanarak bu hususta tecrübelerimi de katarak anlatmaya çalıştım.
Gemilerde kullanılan ağır yakıtın (0.93/0.98 gr/cm3 özgül
ağırlık), rafinerilerden temizlenmemiş olarak gelen bu yakıtın içinde, pas, kum, katalist artıkları,
-ham petrolün son kalıntılarını ayırmak için kullanılan maddeler.- deniz
suyu vesaire… Bütün bunların yakıttan servis tankına gitmeden önce
temizlenmesi gerekir. Centrufuge metodu kullanarak separatörlerde bu katı ve
sıvı maddeler ayrılır. Gemilerde umumiyetle üç adet ağır
yakıt seperatörleri bulunur.
Sentrifuj Esnasında Dikkat Edilecek Hususlar:
Gemilere verilen
ağır yakıtın viskozitesi (akışkanlığı), genellikle
1500/3500 saniye redwood NO.1'dir. Settling tankta 40/50°C
ısıtılan yakıt, separatöre (purıfayr) gelmeden evvel 80/90 dereceye kadar
ısıtılır. Purıfayr olarak çalışan
ilk separatörde su ve katı maddeler ayrışır.
Separe esnasında, separatör alıcı valfı mümkün olduğunca
az miktarda ağır yakıt separesine
ayarlanır. Bu surette iyi separe yapılabilir.
Makinenin harcama miktarı
bu az yakıt separesine göre çok
fazla ise, ikinci bir
separatör paralel çalıştırılarak
devreye sokulur. Esas gaye separatörlerin 24 saat çalışarak(temizleme zamanı dahil),
servis tankını beslemesidir. Bazı hallerde, purifayr, klarifayr ile
seri halinde çalıştırılır.
Purifayr suyu ve çamuru ayırır, klarifayr ise
sadece katı maddeleri ayırır. İyi temizlenmemiş ağır yakıt, yakıt pompa ve enjektör
elemanlarında aşınma yapar. Bu da tam yanmayı etkileyerek,
egzost valf sitleri
ve layner aşınmalarına ve turbocarcerlerin türbin
kanatların karbon birikmesine
sebep olur.
Yakıt Pompalarına Gelmeden Evvel
Yakıtı Isıtma (Preheating):
Ağır yakıtı iyi
atomize edebilmek için ısıtmak gerekir.
Yazıya ilave olarak göreceğiniz preheating tablosunda, 1500 R1 saniyelik
yakıtın iyi atomize olabilmesi
için, 108/110°C ısıtmamız gerekir, bu da 70/85 saniye R1 yapar. 3500
saniyelik bir
ağır yakıtı, tabloda bildirilen
ısıtma derece 120°C 'dir.
En fazla 135 C
derecedir, bunun üstüne
çıkılmaması tavsiye edilir. Zira
bu derecenin üzerinde,
ağır yakıtın içindeki asfalt ayrışıp
makinede tehlikeli
sorunlar yaratır.
Çalışırken Ağır Yakıta Çevirme:
Yöntem: Ana makine
diesel oil ile çalışıyor
ve biz ağır yakıta geçmek
istiyoruz. Takip edilecek usul şu şekilde
olmalıdır:
-
Dıesel oil (marine diesel- viskozitesi
düşük 30/40 saniye) yani ısıtmadan ana makinede kullanabiliyoruz.
Bu durumda, servis tankında 75 °C 'ye
kadar ısıtılmış ağır yakıtı aniden,
soğuk çalışan
ana makine pompa ve enjektörlerine
gönderemeyiz. Gönderirsek,
pompa elemanları - barrel/plancer kazıklar-, bunun için yakıt hiterinden geçen
motorini ağır ağır ısıtırız. Dakikada 2°C
arttırarak. 60°C 'ye kadar motorini ısıtırız. Yakıt pompalarına elimizi
değdirdiğimiz
zaman bir müddet elimizi
üzerinde tutabilmeliyiz. Bundan
sonra, servis tankında 75°’ye kadar ısıtılmış ağır
yakıt, değiştirme (change over)
marka valfı vasıtası ile ana makineye
verilmiş olur. Bu sırada ana makine
gücü 3/4'e düşürülür ve hem ağır
yakıt, ağır ağır ısıtılarak ( 2°C 'e
dakikada), ağır yakıtın kaç
dereceye kadar ısıtılmasını, preheating chart (ısıtma cetveli) okuyarak gereken
dereceye ısıtırız. Veya otomatik viskozimetre varsa, istediğimiz viskozimetreye göre ayarlarız. Mesela, elimizdeki
cetvele göre, 1500 saniye redwood N0.1 viskozitede
yakıt varsa, 108 °C 'ye
kadar ısıtmamız gerekir. 3500 saniyelik yakıt olursa yine
cetvelden, 122°C
bulunur. Ağır yakıtın viskozitesini,
bunker aldığımız firma, gemiye
teslim faturasında bildirir.
Çalışır Durumda Ağır Yakıttan Motorine Geçmek:
Ana makine ağır
yakıtla çalışıyor ve ağır
yakıtın, yakıt pompasına giriş sıcaklığı, mesela, 1500 saniyelik
yakıtta, 108°C 'ise
yakıt hiterinin sitimi
kapatılarak, ağır ağır yakıtın sıcaklığı
75°C 'ye kadar düşürülür. Bu arada, ana
makine 3/4 güce indirilir
( yani 105 devir dakikada
çalışıyorsa, 80 devire düşürülür),ve değiştirme valfı motorine çevrilir.
BEŞİNCİ
KISIM ENDİKEYTER DİAGRAMI ALMA VE DEĞERLENDİRME
Çok mühim. Ayda en az iki
defa, ana makineden diyagram alınarak geminin
ilk tesliminde, seyir tecrübelerinde
veya "shop trial" fabrika tecrübelerinde
alınmış olan değerlerle karşılaştırma
yapma, makinenin ekonomik çalışmadaki
durumunu belirler. Alınmış olan standart değerlerden
sapmalar varsa gidermek, elinizdeki
makinenin ekonomik
çalışmasını sağlamada yapacağınız başlıca
işlem olacaktır.
Indıcator'ın Bakımı (Endikatör Diyagramın Bakımı):
Ana makineden alınacak olan güç diyagramının
sıhhatli ve doğruya yakın olabilmesi
için, endikeyter diyagramının iyi
durumda olmasına bağlıdır.
1 - Endikeyter diyagram pistonunun,
çalıştığı laynerin içinde boş olmaması.
Laynerin altını parmağınızla kapadığınız
zaman, pistonun kendi ağırlığı
ile aşağıya inmemesi,
piston ve silindirin
aşınmamış olduğunu
gösterir. Boşluk
varsa yedekleri ile değiştirin.
2 - Diyagramı çizecek kalem mekanizmasının, bağlantılarının
boş olmaması endikeyterin muhtelif ölçülerde yayları vardır;
0.8mm - 0.7mm – 1.0mm -1.10mm.
0.8mm yayı genellikle gemi makinelerinin dizellerinde
diyagram yayı olarak kullanılır. Bunun kendi cetveli
vardır. 0.8 mm
cetveli. 0.8mm cetveli yoksa normal 10 mm = 1 cm cetveli
kullanılıp, bulunan değerler 0.8 ile
çarpılır. Diyagram ölçümlerinde basınç
(kompr./yanma) 0.8 mm =1kg
olarak alınır. Strok 0.8 mm
cetvel ile ölçülür veya normal cetvel ile
ölçülüp 0.8 ile
çarpılır,
Endikeyter
diyagramını kullanmadan önce yapılacak işler:
- Piston ve silindirini, silindir yağı
ile hafifçe yağla.
- Yayı vira edip, yayın üst
civatasını yayı tutan bilyaya iyice vira
edin
- Endikeyter aleti el sıcaklığında
olmalıdır. Mesela, endikeyter kullanmadan önce ana makine
kaverinin üzerinde bir
kaç dakika bekletin.
- Endikeyter kağıdını, Endikeyter tamburuna geçiriniz. Kâğıdı çizecek olan kalemi
o şekilde ayarlayınız ki bir
bastırmada görünür biçimde
çizecek olsun. Eliniz ile tambur sicimini
tam çevirerek, atmosfer hattını çizin.
- Her üç diyagram
alınmasından sonra, diyagram sokulup piston
ve silindir temiz bir bezle temizlenip
tekrar yağlanmalıdır,
- Eğer endikeyter kısa bir
zamanda çok ısınıyorsa; piston ve silindir,
egzost gazları ile siyahlanmışsa, piston kaçırıyor
demektir. Piston ve layner yenilenmelidir. Kalem ve mekanizması
ince yağ ile yağlanmalıdır.
Kaver Üzerinde Endikeyter Musluğu:
Ana
makinede kaver üzerinde
bulunan endikeyter musluğu iki maksat için kullanılır:
- İlk çalıştırmada
piston kafası üzerinde
birikmiş, yakıt,
su gibi maddelerin dışarı
atılmasında
- Endikeyter diyagramının, musluğun
dişli kısmına vira edilerek,
makine çalışırken,
güç diyagramının alınmasında
- Ana makine stoplarında ve limanda
endikeyter muslukları açık tutularak ana makinenin
torna çark ile rahat dönmesinde
Ana makine çalışma
esnasında, musluğun içinde ve musluğa giden
yolda egzost gazlarından kurum birikmesi
olur. Bunun önüne geçmek için, makine
çalışırken, musluk kısmen açılarak
içindeki birikmiş maddeler
dışarı atılır. Musluğun açılması
bir iki yanma strokunda kısmen
olmalıdır,
Endikeyter Aletini Musluğa Bağlama:
- Endikeyter aleti musluğa
o şekilde bağlanmalıdır
ki endikeyter ipi, hareket eden endikeyter çubuğuna
kancalandığı zaman, paralel olarak aşağı, yukarı hareket etmelidir.
- Endikeyter ipi makaradan geçmede
tam bir teğet teşkil
etmelidir. Yani doksan derece.
- Endikeyter tamburunun tam bir dönüşü
takıntısız olmalıdır. Aksi halde endikeyter diyagramı strok sonlarında kesintili
çıkar.
- Endikeyter ipinin kancası o şekilde
ayarlanmalıdır ki çizilecek olan diyagram, kağıdın
tam ortasına gelsin. Bu şekilde ip
her zaman gergin tutulmuş
olur.
Endikeyter Aletini Çalıştırma ve Diyagram Alma:
1. Endikeyter musluğa bağlı
ve musluk kapalı. Atmosfer hattını, kaleme basılı olarak tamburun 2/3 dönmesinde
çiz.
2.
Endikeyter musluğunu aç.
Kaleme hafif bastırarak tamburun 2/3 dönmesinde
güç diyagramını çiz. Endikeyter musluğunu
kapa. Şekil 4.
3.
Endikeyter ipinin kancasını çubuktan
kurtar. Açık diyagram almada dikkat edilecek
hususlar.
-
Endikeyter musluğunu aç
- kalemin hareketini takip et - kalem yukarı doğru
çıkarken ipi elinizle çekip
aynı anda kaleme bas. Bu şekilde
kompresyon ve yanma zamanlaması ve basınçların açık diyagramını çizmiş olursunuz.
Bu iş deneyim isteyen bir
operasyondur. Zamanla makine zabitleri
bu işleme alışırlar. Şekil 4.
Endikeyter Kemlerin Ayarlanması: Endikatör aletine
hareket veren endikator mekanizması, drama bağlı
olan ip vasıtası ile ana makine güç pistonunun
alt ve üst stroklarını çizer. Bu hareketliliği, ana kem
safta monte edilmiş, her bir
silindire ait
endikatör kemi vasıtası ile görür.
Endikatör diyagramına hareket veren mekanizmanın ve dolayısı ile
endikatör keminin, ait
olduğu ana makine güç pistonunun alt ve üst
stroklarına tam uyum sağlayabilmesi
şarttır. Aksi
halde alınan diyagramlar yanlış ölçümler verir.
Endikatör kemlerinin
tam ayarlarında olup olmadıkları, yalnızca kompresyon diyagramları
alınarak anlaşılır. Kompresyon diyagramı alınacak
olan pistonun yakıt pompasının miktar ayar çubuğu "0"a getirilir. Çıkacak olan diyagram,
yalnızca havanın compresyon ve expansion çizgileridir.
Bu çizgilerin
- eğer diyagram kemi
ayarında ise - üst üste
olması gerekir.
Şekil
1,2,3.
Şekil 2’de kompresyon diyagramı
yanlıştır. Çünkü kompres ve expansion çizgileri
üst üste gelmiyor.
Yapılacak ıs Şekil 1’de "z"
kadar miktara
göre endikatör keminin kaydırılmasıdır. Şekil (l)'de
z = 1mm kem ok istikametinde
- geminin kıçından
baktığımıza göre- " 2mm " kaydırılmalıdır. Şekil ( 3 ), tam ayarlı endikatör
diyagramı ile alınan kompres eğrilerini
gösterir. Çizgiler üst üste.
Gemilerde Bizler, Daha Pratik Yöntemler Kullanırız:
Kem ayarlamaları ile istediğimiz; çizgilerin
üst üste gelmesini yapamayacaksak çizgiler arasındaki yüzeyi,
bulunan yüzey alandan çıkarırız. Bu demektir ki, bulunan alan,
tam ayarlı bir endikatör kemi ile alınacak olan alandan çıkardığımız
miktar kadar fazladır. Şekil(4). Ana makineden alınan kapalı
ve açık diyagramları gösteriyor.
Alınan Diyagramlarda Hataların
Okunması:
Genellikle
alınan diyagramlarda, normal diyagramlara göre
tipik sapmalar: aşağıda
Şekil 5 ten 10 'a kadar olan diyagramlarda gösterilmiştir. Şekil (5).
Endikatör
ipinde veya endikatör hareket mekanizmasında
titreşim var. İp gergin değil hareket mekanizmasının çubuğu
gaydında tutuk çalışıyor. İpi ger. Mekanizmayı yağla.
Burada açık diyagram iyi
alınmış.
Şekil (6) ve (7).
Şekil 6 ipin uzunluğu kısa. Üst
ölü durum çizilmemiş. Şekil 7. İp, yanlış
uzunlukta. Alt ölü nokta çizilmemiş. Her iki diyagramda
da, tambur tam dönmeyip,
sonlarda vuruntu yapıyor. İp
ya kısa veya uzun tutulmuş.
Şekil
(8). Endikatör pistonu
silindir içinde tutuk çalışıyor.
Bu durumda diyagram fazla alan gösterir.
Tutuk çalışma yanlız, expansion eğrisinde
olsaydı ana makine
yanma odasında gazların titreşimleri veya endikatör diyagramı silindirinde
boşluk olarak anlaşılırdı.
Şekil
(9)
Yay
çok yumuşak. Endikatör pistonu
silindirin
üstüne vuruyor. Daha güçlü yay ile
değiştiriniz. Yani: mesela 0.8mm'lik yay kullanmışsan 0.7mm’lik yay kullanacaksınız
anlamına gelir, 0.8mm=1kg / 0.7mm=1kg
Şekil ( 10 )
Endikatör
musluğu kaçırıyor. Atmosfer hattı doğru
değil. Endikatör aletini sökmeden,
yeni atmosfer hattını musluk kapalı olduğu halde tekrar çiziniz.
Açık
Diyagramlarda Hata Arama:
Diyagramlar
da (açık/kapalı), kompresyon ve yanma basınçlarını ölçme
kullanmış
olduğunuz yayın kendi ölçü cetveli
ile ölçersiniz
veya normal cetvelle
ölçümlerde (10mm=1cm),
bulunan değer kullanmış olduğunuz
yay sertlik
faktörü ile çarpılır.
Mesela,
0.8mm = 1kg / 0.7mm= 1kg gibi.
Şekil
11- 13 alınan endikatör diyagramlarında, ana makinenin
yanma; Düzensizlikleri
belirtilmiştir.
Şekil (11) Yanma basıncı çok
düşük. Buna mukabil kompresyon basıncı normal
Bu
durumda yapılacak işler:
Enjektörün
çalışmasını kontrol edin.
İstenilen basınçta tam bir püskürtme elde edilemiyorsa; Enjektör
atomayzer ve needle valfı kendi üzerlerinde
kaul ile alıştırın ve tam bir
püskürme elde etmeye çalışın.
Enjektör püskürmesi normal. Yine, düşük yanma basıncı var ise GEÇ ateşleme
var. Pompa yakıt kemini dönüş yönünde İLERİ kaydırın. Diğer bir yöntem, pompa
endeksini arttırın.
Şekil
(12)
P
compresion normal. P max yüksek. Çok erken ateşleme
var.
-Pompa
yakıt kemini, dönüş yönünde GERİYE kaydırın .
-Veya
Pompa endeksini düşürün.
Şekil (13)
Hem
kompresyon ve hem de yanma basınçları çok
düşük.
Muhtemel
sebepleri:
Piston
ringler kaçırıyor. Yenileyin
-
Egzost valf/valflar kaçırıyor. Değiştirin
-
Piston kafası aşındığından kompresyon hacmi
büyümüş. Pistonu yenileyin.
-
Scavence havası (süpürme havası) az geliyor skavenc portları tıkalı.
Temizleyin
-
Gaz türbinleri
overol (bakım) istiyor. Türbin kanat ve
bloverlerin bakımı gerekli.
-
Hava kulerlerin ve
turbocharger hava filtrelerin temizlenmesi. Temizlik istiyor.
Dikkat!
Elde
edilen normal kapalı diyagramlardan, IHP (İndicated
Horse Power) endike gücün hesaplanmasını, BÖLÜM 3 “DEFLECTİON” sayfa 5-6 da
bulabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)